Politika

Sebahat Tuncel: Herkesin fuhuş yaptığına ilişkin ön kabul felakettir

HDP Eş Başkanları Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü TBMM'deki ilk toplantılarını düzenledi

08 Kasım 2013 18:50

Hülya Karabağlı/ ANKARA

HDP Eş Başkanları Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü, TBMM’de ilk basın toplantılarını düzenledi. Toplantıda, Sebahat Tuncel; Başbakan'ın 'öğrenci evleri' ile ilgili açıklamalarını değerlendirdi. Tuncel,  ''Başbakan'ın sözleri, yeni namus cinayetlerine kapı aralamaktadır. Herkesin fuhuş yaptığına ilişkin ön kabul felakkettir'' dedi. Ertuğrul Kürkçü ise, çözüm sürecine, yeni Anayasaya, Nusaybin'de örülen duvara ve F Tipi cezaevlerinde mahrem alanlara kamera yerleştirilmesi iddialarına değindi. Kürkçü, ''Çatışmazlık da risk altında çünkü PKK geri çekilmeyi durdurdu. Kış mevzilenmesi adımları atıyorlar. İlk silah patladıktan sonra ne olacağını bilemiyoruz.'' dedi.

İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel,  AKP hükümetinin toplumu kendi muhafazakâr anlayışına göre şekillendirmek istediğini, herkesi tek bir kalıbın içine sıkıştırmak istediğini söyledi. Bunun çok tehlikeli sonuçlara yol açacağını söyleyen Tuncel, “Öğrenci evlerinde herkesin fuhuş yaptığına ilişkin bir ön kabul felakettir. Bu yeni namus cinayetlerine kapı aralamaktır. Yeni katliamlara davetiye çıkarmaktır” dedi. “Bu toplumda her gün 5 kadın öldürüyor” diyen Tuncel, Başbakanın tüm söylemlerinin arkasında kadın politikası yattığını söyledi.

 

'Hani biz bir hukuk devletiydik?'

 

Tuncel’in sözleri şöyle: “ AKP hükümeti, mühendislikle toplumu yeniden inşa etmek istiyor. Öğrenci evleriyle açıklaması; ciddi ve vahim bir tartışma. Belli ki bu çok önceden planlanmış. Başbakan’ın sadece bir sözü ile ortaya çıkmış bir şey değil. Öyle ki; bir vali; ‘Başbakanın sözleri benim için bir talimattır’ deme cesareti gösteriyor. Hani biz bir hukuk devletiydik.

 

'Başbakan sultan değil'

 

AKP hükümetini uyarıyorum. Türkiye’de toplumsal çatışmayı genişletecek bir yaklaşım. Başbakan sultan değil. Bu ülke bir hukuk devleti mi, Başbakan’ın her söylediğini yasa olarak kabul eden bir devlet midir?” dedi.

 

'28 Şubat zihniyeti başka şekilde devam ediyor'

 

Bu Meclis başörtüsü ayıbını ortadan kaldırdı. 28 Şubat, başörtülü kadınları sürekli gözleyen ve tehdit eden kontrol altına almak isteyen bir yaklaşımdı.  Bugün de, AKP döneminde bu yaklaşım muhafazakârlık adına bize dayatılıyor. 28 Şubat zihniyeti başka şekilde devam ediyor.

 

'Çatışmazlık risk altında'

 

Basın toplantısında, Eş Genel Başkan Ertuğrul Kürkçü, barış ve çözüm sürecinin tökezlemekte olduğunu söyledi.   Kürkçü, “Yeni Anayasa,  demokratik alan temizliği ve çatışmazlık meselesinde bir aksama var, tedirgin bir duraksama ile karşı karşıyayız.  Çatışmazlık da risk altında çünkü PKK geri çekilmeyi durdurdu. Kış mevzilenmesi adımları atıyorlar. İlk silah patladıktan sonra ne olacağını bilemiyoruz. Çözüm sürecini yeşertecek yeni adımlar atılmalı. Hükümet basiretli davranmalı. Halklar bu konuda üzerine düşeni yapıyorlar.''

Batman’daki Hizbullah saldırılarına da dikkat çeken Kürkçü, “Hükümet,  yargı bu meselenin  içine girip, çözüm bulmaya çalışmazsa neler olabileceğini biliyoruz. Yargısız infazlar döneminin doğabileceği endişesi bölgede yüksektir” dedi. Kürkçü, sınırın iki yakasındaki halkların ilişkisin kesmek için inşa edilen duvarın hiçbir işe yaramayacağını söyledi.

 

'F tiplerinde mahrem alanlara kamera kamera kurulmaya çalışılıyor'

 

Kürkçü,  yüksek güvenlikli cezaevlerinde başlayan gerileme dikkat çekti ve  “ Bütün F Tipi cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerin hayatlarını içeriden gözetlemeye yönelik kamera kurulmaya çalışılıyor. Mahrem alanlara kamera sistemi kurulmaya çalışılıyor.  Bundan doğan gerilim cezaevlerinde var. Yeni şiddet süreçleri ihtimal dâhilindedir” dedi.

 

'Anayasa tıkandı'

 

''Anayasa tıkandı'' diyen Kürkçü’nün  “AKP'nin çok büyük bir hızla 12 Eylül mantığını koruyarak yeni Anayasa yapma eğiliminde olduğunu görüyoruz. Mutabakatı gerçekleştirmek için en doğru yol ve usulleri kullanmıyor ve müzakere imkânların daraltıyor. CHP ve MHP'nin de kimi anayasa hükümlerini modern demokratik özgürlükçü bir muhtevaya dönüştürmesi önünde engel oluşturduklarını görüyoruz.  Bizim bir an önce bir Anayasaya ihtiyacımız yok.  Bizim demokratik özgürlüğe, eşit yurttaşlığa dayanan bir Anayasaya ihtiyaç var. Gerekirse her şey başta alınabilir”.