ANTALYA, (DHA)- ‘Bağımlılıkta İyileşme: Nasıl Olur? Neden Olmasın?’ temalı kongrede konuşan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sadrettin Pençe, “Dünya çapında her yıl 3,3 milyon kişi alkol kullanımından ölmekte ve alkole bağlı ölümler bütün ölümlerin yüzde 5,9’unu oluşturmaktadır” dedi.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi AMATEM ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi BAUMER (Bağımlılıkla Mücadele Uygulama ve Araştırma Merkezi) tarafından düzenlenen ‘12. Ulusal Alkol ve Madde Bağımlılığı Kongresi’ Antalya’da başladı. ‘Bağımlılıkta İyileşme: Nasıl Olur? Neden Olmasın?’ temalı kongreye, 600\'ün üzerinde bilim insanı, doktor, hemşire ve psikolog katılım sağlamaya devam ediyor.
Kongrenin açılışında, “Dünyada ve ülkemizde alkol ve madde kullanımı tüm boyutları, risk etmenleri ile birlikte ele alınması gereken tıbbi, hukuki, sosyal ve güvenlik boyutları olan önemli bir halk sağlığı sorunudur\" diyen Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sadrettin Pençe, alkol ve madde bağımlılığının sadece bireyi değil, bireyin ailesini, çevresini, iş yaşamını ve toplumu olumsuz etkilediğini söyledi.
“ÖLÜMLERİN YÜZDE 5,9’U ALKOLLE BAĞLANTILI”
Alkol ve madde bağımlılığının koruyucu halk sağlığı yaklaşımı ile ele alınması gereken bir konu olduğuna dikkat çeken Prof. Pençe, “2016 yılı Dünya Uyuşturucu Raporuna göre, Dünyada 2014 yılında 247 milyon kişinin madde kullandığı ve 29 milyon kişinin de madde kullanım bozukluğuna bağlı sorun yaşadığı tahmin edilmektedir. Dünya çapında her yıl 3,3 milyon kişi zararlı alkol kullanımından ölmekte ve alkole bağlı ölümler bütün ölümlerin yüzde 5,9’unu oluşturmaktadır” dedi.
\"SOSYAL VE EKONOMİK YÜK OLUŞTURUYOR\"
Alkolün zararlı kullanımının toplam hastalık yükünün yüzde 5,1’ini oluşturarak toplumlarda sosyal ve ekonomik yük oluşturmaktadır” diyen Pençe, sözlerine şöyle devam etti:
“Madde kullanımına bağlı ölümler de genç nüfus için önde gelen ölüm nedenleri arasındadır. Ülkemizde sadece 2016 yılında 825 kişi madde ilişkili olarak hayatını kaybetmiştir. Alkol ve madde kullanımı; riskli davranışlara, yasal sorunlara, bulaşıcı hastalıklara neden olmakta, akut ve kronik birçok sağlık problemine yol açmaktadır. Ayrıca küresel hastalık yükünü artırmaktadır. Alkol ve madde bağımlılığının yanı sıra bağımlılığın; tütün ve tütün ürünleri kullanımı, teknoloji bağımlılığı, kumar bağımlılığı, kafein bağımlılığı ve yeme bağımlılığı gibi çok çeşitli türleri bulunmaktadır. Son yıllarda ülkemizde bağımlılıkla mücadele alanında yapılan çalışmalar artmıştır. Hastanelerimizde AMATEM ve ÇEMATEM Klinikleri ve yatak sayıları arttırılmış, Bağımlılık Danışma ve Tedavi Merkezleri kurularak madde bağımlılığına yönelik olarak ayaktan tedavi, rehabilitasyon, danışma ve eğitim hizmetleri verilmektedir. Sağlık Bilimleri Üniversitemize bağlı Bağımlılıkla Mücadele Uygulama ve Araştırma Merkezi, Bağımlılık ve Bağımlılıkla Mücadele Ana Bilim Dalı Doktora Programı kapsamında bilimsel araştırmalar, seminerler ve eğitimler yapılmaktadır.”
“BAĞIMLILIKTA FARKLI TEDAVİLER SÖZ KONUSU”
Alkol-Madde bağımlılığında farklı tedavi aşamalarının söz konusu olduğunu dile getiren Prof. Dr. Sadrettin Pençe, “Madde kullanan kişinin önce tedavi motivasyonu sağlanarak kendi arzusu ile maddeyi bırakması sağlanmalı ve tedaviye yönlendirilmelidir. Detoksifikasyon (arındırma) süreci ise tıbbi bir dönemdir. Bu aşamada kullanılan madde bırakıldıktan sonra ortaya çıkan yoksunluk belirtilerinin giderilmesi amaçlanmaktadır. Bağımlılık terapisinde ise kişinin kendini tanıması, madde kullanma nedenlerini ve risk faktörlerini anlaması, maddelerin etkisini tanıması, nüks önleme becerileri kazanmasını sağlamak hedeflenir. Rehabilitasyon aşamasında kişinin bağımlılıkla oluşan davranış kalıplarının yerine yenilerini koyması ve ilişkilerinin düzenlenerek işlevselliğinin sağlanması esas amaçtır. Rehabilitasyonun bireylerin iyileşmesindeki önemi dikkat çekici olup, bu alanda yapılan çalışmalar her geçen gün artmaktadır” diye konuştu.
21. yüzyılın moleküler tıp çağı olduğunu ve günümüzde tıbbın birçok dalında kişiselleştirilmiş tıbbın ön plana çıktığını söyleyen Pençe, “Bağımlılıkta da teşhis, takip ve tedavide kişiselleştirilmiş tıp önem arz etmektedir. Bağımlılık genetik, epigenetik ve çevresel faktörlerden etkilenen, birçok sistemi etkileyen nöropsikiyatrik hastalıklardan biridir. Bağımlılık oluşurken beyindeki bazı genlerin ekspresyonu etkilenerek insan beynindeki moleküler mekanizmaları değiştirmektedir.Farklı disiplinlerde yapılan çalışmalarla bağımlılığın karışık orijini açıklanmaya çalışılmaktadır. Bu konuda 2000 civarındaki mikro RNA geninin kantitatif olarak ekspresyon analizini yapmak mümkündür. Ayrıca tüm genomda eksprese olan genlerin mRNA’ları kantitatif olarak analiz edilmektedir. Gen ekspresyonlarını etkileyen promotor bölgelerdeki metilasyona bağlı epigenetik değişiklikler de tespit edilebilmektedir” ifadelerini kullandı.
Sağlık Bakanı Yardımcısı Prof. Dr. Emine Alp Meşe, Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Üyesi ve İVEK Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Necdet Ünüvar, Antalya İl Sağlık Dr. Ünal Hülür’ün de katıldığı kongre 2 Aralık’ta sona erecek.