Politika

HDP'li Tiryaki, Binali Yıldırım'ın istifa tartışmalarında kritik tarihi açıkladı

“Meclis Başkanı, Meclis'te oturacaksa, Meclis'teki faaliyetlerini yürütecekse istifa etmesine gerek yok”

02 Ocak 2019 23:41
Hülya Karabağlı

2015 yılından itibaren HDP’nin Yüksek Seçim Kurulu (YSK)  temsilcisi olarak görev yapan Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak adı açıklanan TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın anayasa ihlali tartışmalarını tırmandıran istifası konusunda kritik eşiği açıkladı. Aday olduktan sonra bir milletvekilinin seçim çalışması yapmasının önünde bir engel olmadığını ifade eden Tiryaki, buna karşın Meclis Başkanı’nın gurubuyla partisiyle beraber seçim çalışması yapmasının açıkça anayasa ihlali anlamına geldiğini belirtti.  Asıl sorunun seçim çalışması olduğuna dikkat çeken Tiryaki, “AKP, 17 Şubat tarihi itibariyle,  Meclis Başkanı Binali Yıldırım’ı resmi olarak YSK’ye aday olarak gösterirse, o gün itibariyle 31 Mart tarihine kadar partisiyle, grubuyla, bayrağıyla aklınıza ne geliyorsa herhangi bir çalışma yürüttüğü anda anayasayı ihlal ettiği için suç işlemiş olacak. YSK’nin o zaman bunu engellemesi gerekiyor” diye konuştu.

Tiryaki, TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın bu unvanıyla adaylık çalışması yürütmesine ilişkin Anayasa ihlali tartışmalarıyla ilgili T24’e şu değerlendirmelerde bulundu:

“İlk bakışta Meclis Başkanı’nın istifa etmemesinin mevzuata aykırı olmadığını söylemek mümkün”

“Yasalar, mahalli idare seçimlerinde aday olacaklardan hangi görevleri yapanların istifa edeceğini ayrıntılı olarak düzenlemiş durumda bunların içerisinde milletvekilleri yok. Bir milletvekilinin aday olması için istifa etmesi gerekmiyor. Milletvekili faaliyetleri ile adaylık faaliyetlerini birlikte yürütebilir olur da kazanırsa eğer ikisinden birini tercih edebilir yasa bunu açıkça düzenlemiş.

Meclis başkanı da aslında bir milletvekili, dolayısıyla meclis başkanı aynı zamanda bir milletvekili olarak istifa etmesi gerekmiyor. Yasa koyucu burada meclis başkanın belediye başkanlığı için istifa edeceğini ayrıca öngörmemiş. Meclis Başkanı’nı da istifa edecekler arasında saymamış. İlk bakışta Meclis Başkanı’nın istifa etmemesinin mevzuata aykırı olmadığını söylemek mümkün.”

“Şekli anlamda yasaya aykırılık yok”

Çünkü, yasalar kimlerin istifa etmesi gerektiğini düzenlemiş durumda. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) da kimlerin istifa etmesi gerektiğini duyurdu ve bir tarih belirledi, bu tarihe kadar şu görevi yapanların istifa etmesi gerekiyor dedi ve bunların içinde Meclis Başkanı ve milletvekilleri yok. Şekli anlamda yasaya aykırılık yok.

Sorun şu, aday olduktan sonra bir milletvekilinin çalışma yapmasının önünde bir engel yok. Fakat Meclis Başkanı’nın grubuyla partisiyle beraber seçim çalışması yapması açıkça anayasa ihlali anlamına geliyor.

“Meclis Başkanı Meclis’te oturacaksa, Meclis’teki faaliyetlerini yürütecekse istifa etmesine gerek yok”

“Eğer Meclis Başkanı partisiyle, gurubuyla, gurubundan milletvekilleri ile ya da partisinin herhangi bir organı ile partisinin amblemi, bayrağı, flamasıyla parti adına bir çalışma yürütmeyecekse istifa etmesi gerekmiyor. Eğer Meclis Başkanı, Meclis’te oturacaksa, Meclis’teki faaliyetlerini yürütecekse bir belediye başkan adayı gibi partisiyle beraber İstanbul’da bir çalışma yürütmeyecekse istifa etmesi gerekmiyor burada bir yanlışlık yok.”

“17 Şubat’ta resmi başvurudan sonra yapacağı seçim çalışması Anayasa ihlalidir”

“Fakat Meclis Başkanı olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi adayı olduğu andan itibaren YSK’ye resmi olarak başvuru tarihi 17 Şubat, o tarihten itibaren partisiyle, gurubuyla, partinin bayrağı, flamasıyla ya da partisini anımsatacak herhangi bir logoyla seçim çalışması yürüttüğü anda doğrudan anayasayı ihlal etmiş olacaktır sorun burada.

Meclis Başkanı’nın partisiyle beraber, grubundan milletvekilleri, partisinin rozete amblemi onu çağrıştıracak hiçbir biçimde seçim çalışması yürütmemesi gerekir. Yürüttüğü anda yasa koyucu, yasama organının başındaki kişi olarak doğrudan anayasayı ihlal etmiş olacaktır asıl sorun budur.”

“YSK’nin engellemesi gerekir”

“AKP Genel Başkanı olarak, Cumhurbaşkanı’nın onu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak adını açıklamasında bir sakınca yok, açıklayabilir. Şimdi istifa etmesi gerekmiyor. Sonuna kadar da istifa etmesi gerekmiyor. Asıl sorun seçim çalışması Olur da 17 Şubat tarihi itibariyle, AKP,  Meclis Başkanı’nı resmi olarak YSK’ye aday olarak gösterirse o gün itibariyle 31 Mart tarihine kadar partisiyle, grubuyla, bayrağıyla aklınıza ne geliyorsa  herhangi bir çalışma yürüttüğü anda anayasayı ihlal  etiği için  hem suç işlemiş olacak hem de YSK’nin o zaman bunu engellemesi gerekiyor.

17 Şubat’ta resmi olarak aday olacak ve o tarihten itibaren seçim çalışması yürütemez. Bunu  resmi başvuru tarihi olarak söylüyorum. Aslında 17 Şubat tarihine kadar da meclis başkanı olarak belediye başkanı adayı olarak seçim çalışması yürütemez.  O tarihe kadar YSK’nin bir herhangi bir sorumluluğu olmadığı varsayılabilir. Bana böyle bir aday başvurusu olmadı diyebilir Yüksek Seçim Kurulu.

“Siyasi ahlak olarak 1 Ocak tarihinden itibaren herhangi bir yerde adaylık çalışması yapmaması gerekir”

“Siyasi etik ve siyasi ahlak olarak meclis başkanın seçim takvimi başladığı 1 Ocak tarihinden itibaren partisiyle beraber gurubuyla, milletvekilleriyle beraber partisinin bayrağı, amblemi flaması olan herhangi bir yerde adaylık çalışması yapmaması gerekir Yaparsa o gün anayasal suç işlemiş olur. 17 Şubat’tan itibaren yaparsa YSK’nin bunu engellemesi gerekir. Anayasa 94. Maddesi çok açık.”