Politika

HDP'li Beştaş: Anayasa metninde faşizmin rafine hâle getirilmesine dönük dokunuşlar var

"Anayasa teklifindeki 159. maddeye göre, cumhurbaşkanı doğuştan Türk vatandaşı olanlar arasından seçilir"

21 Aralık 2016 17:22
Hülya Karabağlı

HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, anayasa değişiklik teklifinde düzenlenen 159. maddesine göre, mübadeleyle gelen Yunan, Balkan halkları sonradan Türk vatandaşlığı almaları nedeniyle cumhurbaşkanı adayı olamayacaklarını söyledi. Beştaş, "Şimdi, Anayasa’nın tek adam kültürüne indirgenmiş bir metin olmasının yanı sıra, diğer bir özelliği de faşizmin rafine hâline getirilmesine dönük dokunuşlar var. Faşizmin en rafine hâlde ifade edildiği madde, Anayasa’da 'Cumhurbaşkanının nitelikleri ve tarafsızlığı' başlığı 'Adaylık ve seçim' olarak değiştirilmiş olup doğuştan Türk vatandaşı olanlar arasından doğrudan halk tarafından seçileceği hükme bağlanmıştır. Ben bir Kürdüm ve Kürt olarak doğdum, annem ve babam Kürt. Şimdi, mesela, ben yeni bir kimlik istesem bana 'Sen kendini böyle hissetmediğin olamazsın' mı diyecekler" dedi.

"Zincirbozan’da HEP’li arkadaşlarımız dışarıdan yemek istiyorlarmış"

Anayasa görüşmelerine HDP, 12 tutuklu milletvekilinin durumuna dikkat çekti. Beştaş, iktidarın HDP’li milletvekillerinin olduğu bir ortamda kampanyayı istedikleri kadar rahat yürütemeyeceklerini söyledi. İktidarın 1994 yılını sürekli mahkum ettiğini anlatan Beştaş, "Şimdi, hâlâ operasyonlar devam ediyor, her gece bir milletvekili alınıyor, gece alınıyor, 12’si tutuklu. 1994’te bile böyle bir intikam duygusu yoktu, Zincirbozan’da yoktu. 1994'te bizim milletvekillerimiz o zaman HEP’in milletvekilleriydi, dışarıdan yemek bile isteyebiliyorlarmış. Çok ilginç bir şey değil mi? Ama, şu anda, biz milletvekilleri olarak gidip milletvekili arkadaşlarımızı ziyaret etmiyoruz, edemiyoruz, bize izin verilmiyor. Biz avukatız hepimiz, avukatlık kimliğimiz de kullandırılmıyor. Bütün partilerin milletvekilleri gidebilir ama HDP’liler gidemez" dedi.

"Komisyonda konuşuyorum hala tutuklanmadım"

Beştaş, "'Demokratik bir şekilde anayasa değiştiriyoruz' diyorsunuz, böyle bir şey yok. Bu demokratik bir ortamda yaşamıyoruz. Burada konuşuyorum, Anayasa Komisyonu üyesiyim. Hâlâ tutuklanmadım, umarım tutuklanmayız, kimse tutuklanmak istemez" diye konuştu.

Beştaş'ın komisyonda değerlendirmeleri şöyle:

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) – Şimdi, başka bir kritik nokta, 159’uncu maddeyle kuvvetler birleşiyor. Şimdi, Anayasa’nın tek adam kültürüne indirgenmiş bir metin olmasının yanı sıra, diğer bir özelliği de faşizmin rafine hâline getirilmesine dönük dokunuşlar var. Faşizmin en rafine hâlde ifade edildiği madde, Anayasa’da “Cumhurbaşkanının nitelikleri ve tarafsızlığı” başlığı “Adaylık ve seçim” olarak değiştirilmiş olup doğuştan Türk vatandaşı olanlar arasından doğrudan halk tarafından seçileceği hükme bağlanmıştır. Türkiye'nin Osmanlı’dan kalma nüfus yapısında doğuştan Türk olmayan çok sayıda vatandaş var. Kürt meselesine ve diğer farklı kimliklere bilahare geleceğim. Tamam, ben de Türk vatandaşıyım, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım ama Türk değilim; ben bir Kürt’üm ve Kürt olarak doğdum, annem ve babam Kürt. Şimdi, mesela, ben yeni bir kimlik istesem bana “Sen kendini böyle hissetmediğin olamazsın.” mı diyecekler? Bu da bu Anayasa’nın çözmesi gereken meselelerden biridir. Onu Kürt meselesinde ayrıntılı bir şekilde tartışacağız.

Şimdi, Türkiye'nin Osmanlı’dan kalma nüfus yapısında doğuştan Türk olmayan çok sayıda vatandaş var. Mübadeleyle gelen Yunan, Balkan halkları sonradan Türk vatandaşlığı aldıklarından cumhurbaşkanı adayı olamayacak. Örneğin, Çalışma Bakanı Müezzinoğlu 1986’da Türk vatandaşlığı aldı ama bu Anayasa’yla cumhurbaşkanı olamayacak.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) –Sayın Demirtaş şu anda hukuki bir gerekçeyle cezaevinde değil. HDP’ye yönelik saldırılar hukuki olarak yürütülmüyor. Başkanlığa giden yolda dokunulmazlıklar paralel örüldü çünkü HDP’nin, Demirtaş’ın, Yüksekdağ’ın, bütün HDP’li milletvekillerinin olduğu bir ortamda kampanyayı istedikleri kadar rahat yürütemeyecekler. Onları susturmaları gerekiyor. 6 milyon insan oy vermiş; bu, 15-20 milyona tekabül ediyor. 1994 darbesini sürekli mahkûm eden iktidar partisi… Şimdi, hâlâ operasyonlar devam ediyor, her gece bir milletvekili alınıyor, gece alınıyor, 12’si tutuklu. 1994’te bile böyle bir intikam duygusu yoktu, Zincirbozan’da yoktu. 1994’te bizim milletvekillerimiz o zaman HEP’in milletvekilleriydi, dışarıdan yemek bile isteyebiliyorlarmış. Çok ilginç bir şey değil mi? Ama, şu anda, biz milletvekilleri olarak gidip milletvekili arkadaşlarımızı ziyaret etmiyoruz, edemiyoruz, bize izin verilmiyor. Biz avukatız hepimiz, avukatlık kimliğimiz de kullandırılmıyor. “Bütün partilerin milletvekilleri gidebilir ama HDP’liler gidemez.” Neden? Yasaya uymuyorsun, hukuk devleti ilkeleri nerede kaldı? Sen “halk iradesi” diyeceksin, halk iradesini hapsedeceksin, “Seni başkan yaptırmayacağız.” dediği için kişisel intikam güdüleriyle cezaevine atıp tek kişilik hücreye koyacaksın, sonra diyeceksin ki: “Gelin, kampanyada halkın desteğini isteyelim.” İsteyelim, itirazımız yok. Buradan geçerse gelin kampanya yapalım. Biz miting yapabilecek miyiz? Biz televizyonlara çıkabilecek miyiz Sayın Gül? Sizinle anayasayı tartışabilecek miyiz?

 Çıksın, Demirtaş, Yüksekdağ ve bizler, bütün partilerin temsilcileri her gece bu anayasa değişikliğini tartışalım. Bizim hiçbir korkumuz yok, hiçbir kaygımız da yok. Siz, kendi rakiplerinizi, siyasi rakiplerinizi cezaevine koyarak, konuşturmayarak, basını onlara kapatarak, basın-yayın sansürünü son hadde uygulayarak uluslararası bütün geri listelerde 1’inci olduğumuz bir ortamda “Demokratik bir şekilde anayasa değiştiriyoruz.” diyorsunuz, böyle bir şey yok. Bu demokratik bir ortamda yaşamıyoruz. Burada konuşuyorum, Anayasa Komisyonu üyesiyim. Hâlâ tutuklanmadım, umarım tutuklanmayız, kimse tutuklanmak istemez. Ama, şunu biliyorum ki: Bizim hakkımızdaki bütün dosyaları inceledim, tutuklama kararlarının hepsi siyasidir, hepsi konuşma. Ben “tweet” attığım için Adana’da yargılanıyorum ya