Halkların Demokratik Partisi (HDP), uzun süre sokağa çıkma yasağı ve operasyonların hüküm sürdüğü Diyarbakır’ın Sur ilçesiyle ilgili raporunu bugün açıkladı. Sur ilçesi raporda, “kültürel, sosyal, ekonomik ve tarihi anlamda Diyarbakır’ın kalbi” olarak tanımlanıyor.
196 sayfalık rapora göre, Sur ilçesinde altıncı kez, 2 Aralık 2015’te sokağa çıkma yasağı ilan edildi ve resmi kaynakların 9 Mart 2016’da operasyonların bittiğini açıklamasına rağmen, sokağa çıkma yasağı halen devam ediyor.
“Sur’da yaşamını yitirenlere, evini, yurdunu, toprağını terk etmek zorunda kalanlara” ithaf edilen rapora göre, operasyonlar süresince kimliği tespit edilen 55 kişiyle birlikte yaklaşık 90 kişi öldürüldü, ilçedeki birçok tarihi yapı kullanılamaz duruma getirildi.
10 mahalle, 147 görüşme
Bianet'te yer alan habere göre, HDP’nin raporu, son sokağa çıkma yasağının öncesini ve sonrası ile yasağın kaldırıldığı bölgelerde neler yaşandığını anlatıyor.
Raporun girişinde, öldürülen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin Dört Ayaklı Minare ve barışa dair sözleri de yer alıyor.
Uzmanların ve milletvekillerinin de aralarında bulunduğu 11 kişilik ekibin hazırladığı rapor için, 15 günlük saha çalışması yapıldı, yasağın kalktığı 10 mahallede gözlemler yapıldı, tanıklar, mağdurlar, demokratik kitle örgütleri ile sivil toplum örgütlerinden temsilciler ve siyasilerle toplam 147 görüşme gerçekleştirildi.
Raporda şöyle başlıklar yer alıyor: Demografi, Eğitim, Sağlık, Ekonomi, Mekânsal Yapı, UNESCO’ya Giderken, 1990’lı Yıllardaki Göçler, Özyönetim İlanları Hakkındaki Görüşler, Sokağa Çıkma Yasakları, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin Katledilmesi, Mahalle Gözlemleri, Beyaz Nöbet Eylemi, Haber Nöbeti, Barış İnisiyatifleri, Operasyonlar Sona Erdi, Ama Abluka Devam Etti, Açıklamadan Sonraki İnfazlar, Acil Kamulaştırma Süreci, Güvenlik Noktaları Ve Karakollar, Abluka Sürecinde Yaşamını Yitirenlerin Aileleri ile Yapılan Görüşmeler, Sur’da Katledilen Yurttaşların Ölü Bedenlerine Yapılan İşkence, Ailelerin Sürece Dair Beklentileri, Surda Çocuk Olmak, Abluka Sürecindeki Gözaltı, Tutuklama, Suriçi Tarihi Yapı, Sur'da zarar gören yapılar, Göç.
“Kültür mirasından” harabeye…
Raporun sonuç bölümünde şu bilgiler veriliyor:
* Suriçi bölgesinin tamamı 1988’de “kentsel sit alanı” ilan edildi. Temmuz 2015’te de Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzaj’ı UNESCO'nun Dünya Kültür Mirası listesine alındı.
* Sur'da 454'i sivil yapı, 148'i anıtsal yapı niteliğinde olmak üzere toplamda 602 tescilli yapı var. Bu yapıların içerisinde 40 cami ve mescit, 19 ziyaret, türbe, hazire, 11 kilise ve 4 medrese var.
* Sur ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasakları büyük bir kültürel ve insani yıkıma yol açtı. İnsanlığın ortak inanç ve kültür mirası olarak kabul edilen kutsal mekânlar harabeye çevrildi, UNESCO kültür mirası listesinde bulunan Diyarbakır Surları tank ve top atışlarıyla hasara uğratıldı.
* Sur içinde bulunan 500 yıllık Kurşunlu Camii, Dört Ayaklı Minare, Hasırlı Camii, Paşa Hamamı, Hasırlı Halk Meclisi, Yoğurtlu Pazarı, 1700 yıllık Saint Mary Kilisesi, Surp Gragos Ermeni Kilisesi ve Protestan kiliseleri, Hacı Hamit Camii ve Dengbêj Evi, kullanılamaz hale getirilen tarihi yapıların sadece bir kısmı.
İlçede 90 kişi hayatını kaybetti
* Sokağa çıkma yasaklarıyla Anayasa’da ifade edilen yaşam hakkı, sağlık hakkı, eğitim hakkı, seyahat hakkı başta olmak üzere en temel evrensel insan hak ve özgürlükleri açıkça ihlal edildi.
* Toplamda 6 kez sokağa çıkma yasağı ilan edilen Sur’da son yasak 2 Aralık 2015’te açıklandı. Resmi kaynakların 9 Mart 2016’da operasyonların bittiğini açıklamasına rağmen, sokağa çıkma yasağı devam ediyor.
* 29 Temmuz 2016 itibariyle 240 gündür devam eden ablukada kimliği belirlenen 55 kişi yaşamını yitirdi.
* Diyarbakır, Malatya, Antep ve Elazığ Adli Tıp Kurumlarında kimlik teşhisi için bekleyen ve kimsesizler mezarlığına defnedilip 26 ve 10 Temmuz 2016’da cenazeleri bulunan üç kişi ile birlikte Temmuz 2015’ten bu yana Sur’da kesin olmamakla birlikte yaklaşık 90 kişi hayatını kaybetti.
71 güvenlik görevlisi hayatını kaybetti
* Duvarlara "Türk’ün gücünü göreceksiniz, Kanımız aksa da zafer İslam’ındır, Allah cc her şeye yeter" gibi yazıların yazılması; 3 hilal figürlerinin çizilmesi; ‘Esedullah Timi’ imzalarının atılması bölgede 1990’lardaki Hizbullah ya da JİTEM benzeri yapılanmaların harekete geçtiğini gösterdi.
* Genelkurmay Başkanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre, operasyonlarda, aralarında iki yüzbaşı ve teğmenin de bulunduğu 53 asker ile 17 polis ve bir korucu olmak üzere 71 güvenlik görevlisi hayatını kaybetti. Operasyonlarda 392'si asker 128'i polis, üçü korucu olmak üzere 523 güvenlik mensubu yaralandı.