HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, İçişleri Bakanlığı’na ayrılan bütçeyi “Gayri meşru işlere kullanılıyor” diye eleştirirken, Sağlık Bakanlığı’na ise koronavirüs verileri üzerinden yüklendi. Sancar "Verileri gizleyerek halkın sağlığını tehdit eden bir bakanlığa neden bütçe veriyoruz ki? Yanlış veri aktarımı bile ulusal güvenlikle açıklanıyor” diye konuştu.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, 2021 yılı bütçesine ilişkin TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, 100. yılında TBMM’nin ‘en zayıf dönemini yaşadığını’ belirterek, “100 yıllık Meclis yolculuğunda yaşadığımız köklü sorunların başlıcalarını saymaya kalksam bile uzun bir liste oluşur. Kürt, Alevi sorunu, hukukun üstünlüğü, devletin içine çetelerin çöreklenmesi, toplumsal ayrışma, toplumsal cinsiyet eşitliği, derin emek sorunu, yoksulluk ve eşitsizlik, doğanın ve çevrenin tahribatı. Bu sorunlar 2021’e girerken katmerlenerek, toplumu rehin aldı” dedi.
"Kürtçe konuşsam 'bilinmeyen dil' denilecek
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’de “Kürt sorunu yoktur” sözünü hatırlatan Sancar, “Çözdük dediği ne vardır. Ben şimdi Kürtçe konuşsam tutanaklara ‘bilinmeyen bir dil’ olarak yer alacaktır. Neden bilinmeyen bir dildir? Arapça konuşsam Arapça görünecek. İngilizce konuşsam İngilizce girecek ancak Kürtçe girmiyor. Bundan daha büyük bir sorun var mıdır?” diye sordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 5 yıl önce ‘Kürdistan’ kelimesini kullandığını ancak şimdi kullananlar hakkında soruşturma açıldığını kaydeden Sancar, Kürt sorunun ‘inkar sorunu’ olduğunu belirterek, Kürt kelimesinin ders kitaplarından silinmesine de tepki gösterdi.
Sancar yerel demokrasinin güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, Kürt sorunu ve demokrasi sorunun çözümü olarak yerel demokrasiyi gösterdi. “Kürt sorunu ve demokrasi sorunu iç içedir” diyen Sancar, AKP iktidarının ‘yasaklar, kayyımlar, işkencelerle Kürtlere yönelik baskıyı’ arttırdığını söyleyerek, “Kürt soruna bu yaklaşım iktidarların çözülmesine yönelik en büyük örnektir. Bu iktidarın da yaşamakta olduğu durum budur” dedi. Sancar 12 Eylül Anayasa’nın gerisine düşüldüğünü kaydederek, AKP iktidarının ‘darbe döneminin bile gerisine düşen’ uygulamalar yaptığını vurguladı.
"RAP'çiler bile şarkı söyleyebilmek için yurt dışına çıkmak zorunda"
‘Güvenlik ve savaş politikalarına giden bütçenin’ ülke geleceğini ipotek altına aldığını dile getiren Sancar, gençlerin umudu diğer ülkelerde aradığını söyleyerek, “Ülkedeki rap sanatçıları bile şarkılarını söyleyebilmek için yurt dışına çıkmak zorunda kalıyor” dedi. Sancar Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin sorunların kaynağı olduğunu ifade ederek, “Bu sistem yandaşlara rant aktarmanın adıdır, ülkeyi felakete sürüklemenin sebebidir” diye ekledi.
Türkiye’nin ekonomik ‘buhran’ içinde olduğunu belirten Sancar, bütçeden güvenlik için yapılan harcamaları eleştirerek, “Türkiye’nin gerçek güvenliğini düşünen bir iktidar çatışmaları azaltır. Oysa bu iktidar çatışma dinamiğini yükseltmek üzerine kurulu” dedi.
Sancar 2021 bütçesinde ‘güvenliğe, ranta, yandaşa ayrılan’ kaynaklarda değişiklik yapılırsa, öğretmen ataması yapılabileceğini, işsiz vatandaşlara gelir desteği sağlanacağını, asgari ücretin 4 bin lira olabileceğini, çiftçileri destek ödemelerini sağlanabileceğini, işyeri kapatan esnafa gelir desteği verilebileceğini söyledi.
"Sağlık ve İçişleri Bütçelerini eleştirdi: İçişleri bütçesi gayri meşru işlere kullanılıyor"
Sancar İçişleri Bakanlığı’nın yurttaşların özgürlüğünü sağlamak üzerine kurulduğunu ancak şimdi ‘tehditleri havada uçuştuğunu’ belirterek, “Bakanlığı bütçesi gayri meşru işlere kullanılıyor” dedi. Sağlık Bakanlığı’na ayrılan bütçenin halk sağlığı için kullanılması gerektiğini hatırlatan Sancar, “Verileri gizleyerek halkın sağlığını tehdit eden bir bakanlığa neden bütçe veriyoruz ki? Yanlış veri aktarımı bile ulusal güvenlikle açıklanıyor” diye konuştu.
Sancar Kültür ve Turizm Bakanlığı’na kültür ve kültür varlıklarını koruması için bütçe ayrıldığını ancak Bakanlığın ‘asimilasyon ve inkar politikalarına’ hizmet ettiğini savunarak, “Alevilerin ve Kürtlerin kültürlerini yok etme hedefi uygulanıyor. Pandemide kapanan tiyatro ve sanat kurumlarının haddi hesabı yok. Ankara Sanat Tiyatrosu 1963 yılında taşındığı binadan çıkmak zorunda kaldı. Bir ülkenin yüz akı kurumu o binayı kullanamıyor, çünkü borçlarını ödeyemiyor” diye vurguladı.
Diyanet İşleri Başkanlığı’na ‘inançlara eşit yaklaşması’ için bütçe ayrıldığını fakat Diyanet’in bunu yapmadığını kaydeden Sancar, “Bu ülkede sayıların milyonları bulan Alevilerin inançları yıllardır baskı altında. Her dönem Alevilerin evlerinin işaretlenmesi olağan sayılıyor, cemevlerine statü verilmiyor. Üstelik bu kurumlara saldırı da normal sayılıyor” dedi.
Sancar kendilerinin iktidara geldiğinde bu ayrılan kaynakların amacına yönelik kullanılacağını ifade etti.
ANKA