Politika

HDP'li Paylan'dan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a: 'İki duble rakı haramdır' deyip 'bir duble rakı helaldir' diyebilir misiniz?

"O zaman faizi sıfırlasana"

20 Aralık 2021 15:02

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın faiz konusunda yaptığı açıklamaları eleştirdi. Erdoğan'ın "Faiz sebep, enflasyon sonuçtur" açıklamasını hatırlatan Paylan “Faize haram olarak bakıyorsanız, yüzde 19 faiz haram da yüzde 14 faiz helal mi? 'İki duble rakı haramdır' deyip 'bir duble rakı helaldir diyebilir misiniz? O zaman faizi sıfırlasana. Çiftçi, borcunu ödeyemediği zaman çiftçiden yüzde 19 faiz alıyorsun. Gençler Kredi Yurtlar Kurumu’na borçlarını ödeyemediği zaman, ondan yüzde 19 faiz alıyorsun. Bu helal mi Sayın Cumhurbaşkanı?” dedi.

HDP Ekonomiden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Paylan, özetle şunları söyledi;

"Cumhurbaşkanı hukuk falan bırakmadı"

“Faiz sebep, enflasyon sonuç diyor ve bu bakışının doğru olduğunu iddia ediyor, bu bakışını dayatıyor. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan dışında herkes ise bu bakışın, bu önerinin yanlış olduğunu söylüyor. Şimdi Sayın Cumhurbaşkanı, durumu başka bir aşamaya taşıdı son dönemde. Ne dedi dün sayın Cumhurbaşkanı? 'Bir Müslüman olarak nas ne gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim' dedi. 'Hüküm bu' dedi. Hüküm, budur diyor. Neye dayanarak diyor? İnancına dayanarak diyor. Ancak, Sayın Cumhurbaşkanı, Türkiye Anayasa’ya göre laik bir devlet. Türkiye, laik bir cumhuriyet ve Türkiye, bir hukuk devleti. Anayasa’ya göre bir hukuk devleti. Gerçi Sayın Cumhurbaşkanı hukuk falan bırakmadı ama…

Kanun benim, ben ne dersem o diyor ama Türkiye Anayasa’mıza göre laik bir cumhuriyet ve Türkiye bir hukuk devleti. Şimdi Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki, efendim ekonomide nas ne diyor ben onu yapacağım, diyor. Yani, Kuran-ı Kerim’in ilkelerini esas alacağım diyor. Bu Türkiye’nin Anayasa’sını yok saymaktır. Türkiye artık laik bir devlet değildir, demektir. Türkiye bir hukuk devleti değildir, demektir. Anayasa’dan bir madde daha söyleyeceğim. Anayasa madde 24 ne diyor? Kimse devletin temel düzenini kısmen de olsa din kurallarına dayandıramaz diyor. Bakın, Anayasa madde 24’e tamamen aykırı bir öneriyi Cumhurbaşkanı söylüyor. Diyor ki, benim inancıma göre diyor. Faiz günahtır diyor ve ben bu inancıma göre ekonomi politikalarını ortaya koyacağım diyor. Oysa Anayasa’mız ne diyor? Kimse devletin temel düzenini dine dayandıramaz diyor. Anayasa’nın laiklik ilkesi ve hukuk devleti ilkesi bunu emrediyor.

“KYK borçlarını ödeyemeyen gençlerden yüzde 19 faiz alıyorsun bu helal mi Sayın Cumhurbaşkanı?”

Şimdi Sayın Cumhurbaşkanı faiz, haram diyor. E güzel. Ben de faizin düşük olmasını istiyorum. Peki, faize haram olarak bakıyorsanız yüzde 19 faiz haram da yüzde 14 faiz helal mi? Şimdi siz ‘iki duble rakı haramdır’ deyip, ‘bir duble rakı helaldir’ diyebilir misiniz? Madem bunu dine dayandırarak bakıyorsun, Anayasa’ya aykırı bir şekilde o zaman faizi sıfırlasana. Sıfırla faizi. Başka bir şey daha söyleyeyim. Siz hazineden faiz ödediğiniz zaman haram da çiftçi borcunu ödeyemediği zaman çiftçiden yüzde 19 faiz alıyorsun. Gençler Kredi Yurtlar Kurumu’na borçlarını ödeyemediği zaman, ondan yüzde 19 faiz alıyorsun. Yurttaşlarımız, trafik cezalarını ödeyemediği zaman onlarda yüzde 60 faiz alıyorsun. Bu helal mi sayın Cumhurbaşkanı?

“Kamu kaynaklarını, devlet eliyle bankalara ucuza peşkeş çekiyorsun”

Sen bankalara yüzde 14 ile para veriyorsun. Dedin ki Merkez Bankası’na bankalara yüzde 14 ile para ver. Bankalara tam 1 trilyon lira para veriyor Merkez Bankası bir haftada. Yüzde kaçla veriyor? Yüzde 14 ile… Buradaki kameraman arkadaşlar, bir banka gitse yüzde kaç faizle para alabiliyorlar? Yüzde 25 ile, yüzde 28 ile, yüzde 30’la. Ya sen bankalara yüzde 14’le para veriyorsun, 84 milyon yurttaşımız bankaya gittiğinde yüzde 28’le, yüzde 30’la kredi alıyor. Bu nas mı sayın Cumhurbaşkanı? Sen buna nas mı diyorsun? Kamu kaynaklarını, devlet eliyle bankalara ucuza peşkeş çekiyorsun ama onlar yurttaşlarımıza yüzde 28’le, yüzde 30’la kredi veriyor. Bu mudur nas? Bu mudur faizin düşmesi?

“Bu devleti dolandırmaktır”

Sen Merkez Bankası’ndan bankalara 1 trilyon lira para veriyorsun yüzde 14’le. Bankalar bu parayı yine devletin hazinesine yüzde 23 ile borç veriyorlar. Bu nas mı? Bu devleti dolandırmaktır. Bu tefeciye, faizciye kamu kaynaklarını peşkeş çekmektir. Bu halkın emeğini, ekmeğini tefecilere peşkeş çekmektir. Ya bu nasıl nas? Kuran’da, İncil’de, Tevrat’ta önce adaleti emreder. Bütün inançlar önce adaleti emreder. Sen yoksulda alıyorsun yüzde 28 faiz. Borçlu, ekmeğini bulamayan dar gelirli yurttaşımızdan kredi faizi olarak yüzde 28 faiz alacaksın. Bankalara yüzde 14 ile borç vereceksin. Kime çalışıyorsun Erdoğan? Tefecilere mi çalışıyorsun? Faizcilere mi çalışıyorsun?  Ya işi bilmiyorsun sayın Erdoğan ya da birileri seni fena halde kandırıyor sayın Erdoğan. Gel bir banka şubesine beraber gidelim. Kredi faizi kaç diye soralım. Onlar yüzde 28-30 diyecek. Sonra Hazine ve Maliye Bakanlığı’na gidelim. Sayın Nebati’ye soralım. Sen tefeciden, faizciden yüzde kaçla borçlanıyorsun? Bu devleti yüzde kaçla borçlandırıyorsun diye soralım. Sayın Nebati, yüzde 23 ile borç alıyorum diyecek sana. E sen yüzde 14 ile para veriyorsun bunlara. Sayın Erdoğan, kamu bütçesi böyle yağmalanıyor. Gel bu yoldan vazgeç.

Sayın Erdoğan diyor ki, bir Müslüman olarak nas ne gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim diyor. Şimdi bütün herkes diyor ki, bütün iktisatçılar, bizler, bütün siyasetçiler diyor ki, bu yol yanlıştır diyor.  Bütün dünya, bütün iktisatçılar diyor ki bu yol yanlıştır. Sayın Erdoğan diyor ki, bu nastır, benim dediğim doğrudur. Hepiniz yanlışsınız diyor. Tam bir Temel fıkrasıyla karşı karşıyayız ama, fıkralara güleriz. Erdoğan’ın bize yaşattıkları hiç de komik değil. Çünkü, biz çöpten ekmek toplayan, çöpten rızık toplamaya çalışan yurttaşlarımızı gördükçe kahroluyoruz, utanıyoruz. Yurttaşlarımız zam yağmuru altında eziliyorlar. Erdoğan faiz indirimini ilk önerdiğinde dolar 8 liraydı bakın bugün 18 liraya çıkıyor. Bu hem Türkiye’nin borcunu artırdı hem ekonomideki tüm dengeleri bozdu. Bu yoldan behemehal dönülmeli. Aksi taktirde şu anda mutfaktaki yangın, tüm, Türkiye’yi saracak.

“İthalat izne bağlanacak diyorlar”

Şu anda sermaye kontrollerinden bahsediliyor. Sarayın yazarları, sermaye kontrolleri gelecek diyor. Bu ne demektir? Bankalardaki dövizlerin ödenmesi durdurulması gelecek diyorlar. Kambiyo rejimi değişecek. İthalat izne bağlanacak diyorlar. Şimdi sayın Erdoğan, dün bunu yalanladı ama artık diş macunu tüpten çıkınca biliyorsunuz geri girmez.

“Bu yol, Türkiye’yi iflasa götürür”

Aklınız başınıza toplayın. Bu yol, yol değil ve bu yol, Türkiye’yi iflasa götürür.  Sayın Erdoğan diyor ki, merak etmeyin diyor. Biz dimdik ayaktayız diyor. Sayın Erdoğan, sen dimdik ayakta olabilirsin. Senin yandaşların dimdik olabilir. Sizlerin dolarları var, sizlerin servetleri var ama gelin bir de çiftçiye sorun. Çiftçi, dimdik ayakta mı? Çiftçi tarlasına gübre atamadı. Gelin esnafa sorun. Esnaf, dimdik ayakta mı? Esnaf, kepengi kapatmak üzere. Yurttaşlarımız, battık, bittik, geçinemiyoruz diyor. Erdoğan, dimdik ayaktayız diyor. Sayın Erdoğan, bir sarayınızdan çıkın, halkın durumuna bakın.

Son önergemiz de arkadaşlar; elektrik, su, doğalgaz ve internetin ihtiyaç sınırına kadar ücretsiz olması için önerge vereceğiz. Kara bir kış bizi bekliyor ve yurttaşlarımız, faturalarını ödeyemiyorlar. Bu karakışta tüm yurttaşlarımızın ihtiyaç sınırına kadar elektriğini, doğalgazını, suyunu ve internetini ücretsiz yapmayı öneriyoruz. Kaynak nerede diyeceksiniz. Bütçeden beş yandaş müteahhide akan 100 milyar TL ile tüm hanelere ihtiyaç sınırına kadar, elektriği, suyu, doğalgazı ve interneti ücretsiz yapabiliriz. Bu önergemize tüm siyasi partilerin de destek vermesi için çabalarımızı sürdüreceğiz.” (ANKA)