HDP Grup Başkan Vekili Meral Danış Beştaş, şeffaf diyalog kurmayan hiçbir partiye destek vermeyeceklerini söyleyerek, "Kurtuluşun birlikten geçtiğine inanıyor ve mücadelesini yürütüyoruz. Demokrasinin sadece sandıkla geleceğine de inanmıyoruz. Demokrasiyi getirmek bir mücadeleyi, sokağı gerektirir. Özgürlükleri de ancak toplumsal mücadele verenler getirebilir" ifadelerini kullandı.
Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre; HDP, ‘Çözüm Biziz’ kampanyası kapsamında HDP Grup Başkan Vekili Meral Danış Beştaş’ın da katılımıyla Muğla’nın Marmaris ilçesinde esnaf ziyareti ve halk buluşması gerçekleştirdi. Armutalan Mahallesi’nde esnaf ziyareti gerçekleştiren HDP heyeti daha sonra buluşmanın yapıldığı Armutalan Kültür Merkezi’ne geçti. Buluşma yapılan salona 'Deniz Poyraz ölümsüzdür', 'Hasta mahpuslara özgürlük' ve 'Çözüm Biz’de. Savaşlara ve sömürüye hayır' pankartları asıldı.
"Yoksuldan alıp zengine veren bu sistemi değiştireceğiz"
Buluşmada ilk olarak söz alan HDP Marmaris İlçe Eş Başkanı Güven Göknar, “Marmaris’in tek geçim kaynağı turizmdir. Fakat Marmaris’te orman yangınları devam ederken, Sinpaş’a ‘ÇED gerekli değildir’ kararı verildi ve doğa talanı dört bir yandan başladı. Muğla’nın doğasına karşı öyle bir talan başladı ki bütün zamanımız talana karşı durmakla geçti. Ancak artık kimse istediği yağmayı talanı istediği gibi yapamayacak. Şırnak’ta, Kaz Dağları'nda ve Marmaris’te bu katliamcılara geçit vermeyeceğiz. Yoksuldan alıp zengine veren bu sistemi değiştireceğiz” diye konuştu.
"Seçim yaklaştıkça düşmanca dil kullanımı artacak"
HDP Grup Başkan Vekili Meral Danış Beştaş ise Türkiye’nin halklarının ekonomik, toplumsal ve sosyal alanda tüm kazanımlarını kaydeden bir atmosferden geçildiğini kaydetti. Bu tablonun AKP-MHP iktidarının planlı savaş politikalarından kaynaklandığını söyleyen Beştaş, “Savaş politikası devam ediyorsa, dış siyasete yön veren Kürt düşmanlığıysa bu anti-demokratik tek adam rejiminin tercihidir. Kendisinden olmayana düşmanca dil kullanma bu siyasetin temel mottosu haline geldi. Seçim yaklaştıkça bu dil ve saldırılar artacak” ifadelerini kullandı.
"Bu totaliter sistemden kurtulabiliriz"
“Türkiye tarihinde 94 DEP saldırısı da dahil bu kadar pervasızlık olmamıştı” diyen Beştaş; yargının, iktidarın elinde silah olduğunu ifade ederek, “Ancak bu totaliter sistemden kurtulabiliriz. Burada birbirimize ihtiyacımız var. Yüzde yüz aynı şeyi düşünmüyor olabiliriz ama birlikte hareket edebilirsek bunu başarabiliriz. Emek ve Özgürlük İttifakı'nı bunun için kurduk. Biz bununla da sınırlı kalmayacağız ve en geniş ittifakı kuracağız. Düşmanlaştırma politikalarına rağmen toplumun gerçekleri daha net gördüğünün farkındayız. Bu ittifakımızı da güçlendirecektir” dedi.
"Seçimlerde erkek egemen zihniyetin devam mı edecek yoksa kadınların eşit ve özgür koşullarda yaşayabileceği bir sistem mi kurulacak?"
Seçimlerin sadece iktidarın yeni sahibini belirlemeyeceğini dile getiren Beştaş, “Seçimlerde erkek egemen zihniyetin devam mı edecek? Yoksa kadınların eşit ve özgür koşullarda yaşayabileceği bir sistem mi kurulacak? Bu seçimde hukuk mu hukuksuzluk mu, doğa mı doğa katliamı mı seçimi olacak? Yüzyılın en önemli seçimlerinden birisini gerçekleştiriyoruz. Biz Türkiye’nin demokratikleşmesini istiyoruz. Bunun içinde en başat mesele Kürt meselesidir. Kürtler ve doğaları katledilerek, dilleri yasaklanarak bu mesele çözülemez. Kürt meselesi sadece Kürdistan coğrafyasının değil; Türkiye’nin sorundur. Bugün en büyük Kürt şehirleri İzmir, İstanbul’dur. Ancak bu meselede birbirlerinin yörüngesinden çıkmayan muhalefet partileri var. İktidar öyle bir dil kuruyor ki muhalefeti hizaya diziyor” ifadelerini kullandı.
"Kurtuluşun birlikten geçtiğine inanıyoruz"
HDP’nin belirlediği ilkeler doğrultusunda şeffaf diyaloglar kurmadığı hiçbir partiye destek vermeyeceğini dile getiren Beştaş, “Seçimi kaybetmenin sorumluluğunu da kimse bize yükleyemez. Bu konuda diğerlerinin ne yaptığına bakalım. Kurtuluşun birlikten geçtiğine inanıyor ve mücadelesini yürütüyoruz. Demokrasinin sadece sandıkla geleceğine de inanmıyoruz. Demokrasiyi getirmek bir mücadeleyi, sokağı gerektirir. Özgürlükleri de ancak toplumsal mücadele verenler getirebilir. Korkanlar, kaygılananlar değil. Biz de kesinlikle başaracağımıza inanıyoruz. Bize vurulan hiçbir darbe bizi zayıflatmadı. Onlar korkutmaya çalıştıkça toplumun mücadele azmi büyüyor” diye konuştu.