Eş başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile birlikte 8 milletvekilinin tutuklandığı HDP grup toplantısına Batılı ülkelerin diplomatik temsilcilerinin yanı sıra sol partilerin üyeleri ve işçi sendikası temsilcileri de katıldı.
Kimler katıldı?
Devrimci Parti Genel Başkanı Ufuk GÖLLÜ ve parti yöneticileri
Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP) temsilcisi Mehmet Kemal Başak
Emeğin Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan ve yöneticileri
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Başkanı Çiçek Otlu ve yöneticileri
Halkevleri MYK Üyesi Mustafa Eberliköse ve yönetim kurulu üyeleri
Halkın Türkiye Komünist Partisi (HTKP) MYK Üyesi Doğan Ergün ve parti yöneticileri
Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Başkanlar Kurulu Üyeleri Alper Taş ve Pelin Bektaş
Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) MYK Üyesi Tülay Korkutan
Yeşiller ve Sol Parti Genel Başkanı Naci Sönmez ve yöneticileri
AKA-DER’den Betül Koca
Alevi ve Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Muhittin Yılmaz ve federasyon yöneticileri
Alınteri’nden İlknur Birgül ve Uğur Karadaş
DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Kanber Saygılı ve Demokratik Alevi Derneği temsilcisi Murat Işık
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Sekreteri Zeynel Can
Kaldıraç’tan Anıl Altıparmak
KESK Eşbaşkanları Şaziye Köse ve KESK Kadın Sekreteri Gülistan Atasoy ve yöneticileri
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Gani Kaplan ve dernek yöneticileri
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ve ikinci Başkanı Züber Akgör
TTB’den Hande Arpat
Büyükelçiler
AB Türkiye Delegasyonundan AYCAN AKDENİZ
Avusturya Büyükelçi Vekili GEORGE OBERRAYTIR
Avusturya Büyükelçisi KLAUS VÖLFE
Belçika Büyükelçisi MARK TRENTESU
Finlandiya Büyükelçi Vekili JUSİ SOYNİ
İspanya Büyükelçiliği Müsteşarı LUSİA GARSİYA RİKO
Lüksemburg Büyükelçisi VIRGINIE ARSLAN
Yunanistan Büyükelçiliği Başkatibi ASTARİYOS TİSURVAS
Demirtaş'ın mesajı okundu
Demirtaş’ın cezaevinden avukatları aracılığıyla ilettiği mesajı şöyle:
Bizim, milletvekillerimizle birlikte sivil bir darbe sonucu adeta rehin alınmış olmamız sadece şahsımıza yönelik bir saldırı değildir.
Adım adım tek adam yönetimini kalıcılaştırmak için her türlü senaryoyu devreye koyanların bu amaç doğrultusunda attıkları yeni bir adımdır.
Ülkemizde kardeşçe, eşitçe, özgürce ve barış içinde yaşamı savunan bizlere yönelik bu saldırının bütün demokrasi güçlerine yapılmış ortak bir saldırı olduğu unutulmamalıdır.
Elbette baskıcı bu tür rejimlere karşı her koşulda yan yana durmak ve faşizme karşı ortak mücadeleyi büyütmek tek çıkış yoludur.
Avrupa kamuoyunun ve demokratik kurumlarının hukuk dışı bu baskılar karşısında çok daha etkili ve sonuç alıcı bir tutum sergilemelerini bekliyor ve diliyoruz.
Bu korku imparatorluğu en kısa zamanda dağılacaktır. Bizler, demokratik siyasete olan inancımızı kaybetmeden bulunduğumuz her koşulda mücadeleye devam edeceğiz. Dört duvar arasında da olsak, aynı göğün altında olduğumuzu unutmadan dışarıdaki mücadelenin bir parçası olmaya, süregelen özgürlük halayının neşesinden yararlanmaya devam edeceğiz.
Dışarıda çalışma yürüten bütün yoldaşlarıma, gençlere, kadın arkadaşlara özel selam ve sevgilerimi iletiyorum.