-Hayrünnisa Gül'den emekli öğretmenlere çağrı ANKARA (A.A) - 06.10.2011 - Emeklilik dönemlerinde aktif ve üretken bireyler olarak toplumsal hayata katılmak isteyen öğretmenlerin, devletin koruması altındaki çocukların eğitimine destek olmasını sağlamayı amaçlayan ''Emekliyiz Gönüllüyüz'' projesinin tanıtım toplantısı, projeyi himaye eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül'ün ev sahipliğinde Çankaya Köşkü'nde yapıldı. Toplantıya, Hayrünnisa Gül'ün yanı sıra Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, bazı milletvekilleri, eski Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen ve eşi Reyhan İsen, Ankara Valisi Alaaddin Yüksel, Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk, medya temsilcileri, sanatçılar Emel Sayın, Mustafa Ceceli, Behzat Gerçeker ve ENBE Orkestrası, Ayten Gökçer, Mehmet Aslantuğ ve eşi Arzum Onan, Seren Serengil, ilgili kurumların bürokratları ve projede yer alan çok sayıda davetli katıldı. ''Her İnsan gönüllüdür'' adlı kısa film gösteriminin ardından sahneye çıkan Mehmet Aslantuğ ve eşi Arzum Onan, çocuk yetiştiren ve ülkesine borçlu insanlar olarak böyle bir toplantıda bulundukları için mutluluk duyduklarını dile getirdiler. Daha sonra mini bir konser veren Gerçeker ve ENBE Orkestrası, Leyla Gencer Çocuk Korosu'nun söylediği çocuk şarkılarına eşlik etti. Projede yer alan Seval İşli adlı bir öğrenci, yine projede yer alan ve Konya'da gönüllü öğretmeninden aldığı dersler sonucu güzel sanatlar lisesi yan flüt bölümünü kazanan Merve ve gitar çalan Dağhan adlı öğrencilerin çaldığı müzik eşliğinde Ayla Aydemir'in yazdığı ''Sol Yanım Acıyor Anne'' şiirini okudu. İşli'nin performansı, Hayrünnisa Gül dahil salondaki birçok kişiyi ağlattı. -''Sevgi bağları hayata bağlayacak''- Cumhurbaşkanı Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül, konuşmasında, eğitim, kültür, sanat ve siyaset dünyasının değerli temsilcilerinden oluşan seçkin bir topluluğu ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Uzun yaz tatilinin ardından okulların açıldığı, eğitim ve kültür dünyasının yeniden hareketlendiği sonbahar günlerinde himaye ettikleri projelerin de canlılık kazandığını belirten Gül, geçen hafta Ordu'da Konuşan Kitap Şenliği'ne, Konya'da bedensel engelliler voleybol turnuvası ödül törenine katıldığını anımsattı. Gül, ''Emekliyiz Gönüllüyüz'' projesinin, emeklilik dönemlerinde aktif ve üretken bireyler olarak toplumsal hayata katılmak isteyen öğretmenlerin, devletin koruması altındaki çocukların eğitimlerine destek olmasını sağlamayı amaçladığını ifade ederek, böylece bir yandan çocukların akademik, sanatsal ve sportif başarılarını artırmayı; diğer yandan sosyal, duygusal ve zihinsel gelişimlerini desteklemeyi hedeflediklerini söyledi. Projenin pilot uygulamasının iki yıldır 6 ilde yürütüldüğünü anlatan Gül, bu illerde 82 gönüllü öğretmen ve yüzlerce çocuğa ulaştıklarını belirtti. Elde edilen sonucun sayısal olarak yeterli görünmese de yapılan işin niteliğinin, projenin Türkiye geneline yaygınlaştırılmasında en büyük etken olduğunu ifade eden Gül, şöyle konuştu: ''Bir tek çocuğumuzun hayatına dokunmanın, onun geleceğe daha güvenle bakmasını sağlamanın değeri hiçbir şeyle ölçülemez. Biz de bu projede bunun pek çok örneğine şahit olduk. Biraz önce flüt performansını büyük bir zevkle dinlediğimiz Merve, bunlardan sadece biri. İşte bu çocuklarımızdan aldığımız cesaretle bugün, Emekliyiz Gönüllüyüz projesini Türkiye geneline yaygınlaştırıyoruz. Koruma altındaki çocukların toplumsal hayata uyum sağlayabilmeleri ve gelecekte üstlenecekleri rolleri doğru şekilde geliştirebilmeleri adına, olumlu modellerle bir araya gelmeleri çok önemli. Bir aile ortamında büyüme şansına sahip olamayan çocuklarımızın hiçbir karşılık beklemeden kendileriyle ilgilenen gönüllülerle kuracakları sevgi bağları bu çocukları hayata da bağlayacaktır. Pilot uygulamamızın en başarılı ili olan Konya'da proje kapsamında yapılan toplantıda, bir yurt müdürümüz söylediği şu sözlerle bu gerçeği çarpıcı bir şekilde gözler önüne serdi; 'Bazen çocuklara kendilerine ne kadar değer verdiğimizi ve onları çok sevdiğimizi anlatmakta zorlanıyoruz. Her şeyi görevimiz olduğu için yaptığımızı düşünüyorlar. Herhangi bir kazancı olmadan kendilerine zaman ayıran, onlarla düzenli çalışmalar yürüten gönüllülerimiz, çocuklarımıza bazı işlerin sevgiyle yapılabildiğini gösterdiler. Karşılıksız sevilip kollandıklarını hissetmeleri, onların en çok ihtiyaç duydukları şey...' Gönüllülük de bu zaten. İhtiyaç olan her yerde elini taşın altına koyabilmek. Bunu yaparken de hiçbir karşılık beklememek.'' Hayrünnisa Gül, gönüllü faaliyetlere katılım oranının bazı ülkelerde yüzde 70'lere ulaşırken, Türkiye'de bu oranın yüzde 1,7 düzeyinde olduğuna dikkati çekerek, ''Bizim gibi yardımlaşmayı, fedakarlığı, geleneğinin, kültürünün, inancının ilk sırasına koyan bir toplum için bu üzerinde düşünülmesi gereken bir tablo'' dedi. Türkiye'de gönüllülük konusuna dikkat çekmek, her alanda bu anlayışın benimsenmesini ve yaygınlaşmasını sağlamak için toplumun bilinçlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Gül, ''Emekliyiz Gönüllüyüz'' projesini çok önemli gördüğünü söyledi ve emekli öğretmenler başta olmak üzere tüm vatandaşları projeye katılmaya çağırdı. ''Öğretmenlik bir hayat tarzıdır. Emekli olunca bir köşeye çekilip oturulacak bir meslek değildir'' diyen Gül, öğretmenlerin asıl bu dönemde daha aktif olması, hayata daha çok katılması ve tecrübelerini gençlerle paylaşması gerektiğini vurguladı. Gül, öğretmenlere, ''Sizlerin bir ömür biriktirdiğiniz, her geçen gün kıymetlenen bilgi ve tecrübeniz, hiçbir kitabın içine sığdırılamayacak kadar zengin. Bu zenginlikten çocuklarımızı mahrum etmeyin. Hiçbir karşılık beklemeden çalışmanın ne demek olduğunu siz zaten biliyorsunuz. Bu nedenle gönüllü olmak en çok da siz öğretmenlerimize yakışıyor. Gelin çocuklarımıza yine umut olun, ülkemizin yarınlarına bir kez daha ışık tutun. Projeye katılarak, gönüllüler ordusunun bir neferi de siz olun'' diye seslendi. Gül, projenin fikrini geliştiren Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri İsen'in eşi Reyhan İsen'e de teşekkür etti. -''Emeklilik yaşı hem bilinen hem yapılabilen yaş''- Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Şahin de konuşmasında, projenin çok önemli bir sosyal sorumluluk projesi olduğunu söyledi. 21. yüzyılın sosyal adaletin konuşulduğu, sosyal sermayenin öne çıktığı, sosyal güvenliğin artık olmazsa olmaz olduğu, bilgi ve teknoloji çağının yaşandığı bir yüzyıl olduğunu ifade eden Şahin, toplumsal kalkınma için her bireyin kalkınmasının öncelik taşıdığını belirtti. 10 yıllık AK Parti iktidarında sosyal hizmetler bütçesinin 1,2 milyar liradan 12 milyar liraya çıkarıldığını anlatan Şahin, ''Kimsesizlerin kimi olmak, sessiz yığınların sesi olmak en büyük görev alanımızdır'' dedi. Sosyal hizmetlerde yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Şahin, çocukların fiziki ortamlarının iyileştirildiğini söyledi. Şahin, ''Bir şeyi ancak birlikte başarabiliriz. Çocuğumuzun başını okşayabilmek, çocuğumuzun gönlünü alabilmek, çocuğumuzla dertleşebilmek, sohbet edebilmek için sizlere ihtiyacımız var. Yalnızca ekonomik destekle bunu başarmak mümkün değil. İşte sosyal sorumluluk burada yükselen değer olarak karşımızda duruyor'' ifadelerini kullandı. Gönüllülüğü ''çok dengeli bir duygu paylaşımı'' olarak niteleyen Şahin, ''Emeklilik yaşı hem bilinen hem yapılabilen bir yaş. O kadar kıymetli bir yaş ki, o kadar önemli dünya tecrübesi var ki, fidanların daha çok yetiştirileceği önemli bir zaman dilimi'' diye konuştu. Şahin, yoksullukla istihdam arasındaki bağlantıyı kurmanın artık kendi bakanlıklarının işi olduğunu belirterek, ''Sosyal politikalarla ekonomik kalkınmayı taçlandırmak istiyoruz. Hakça paylaşılmadığı zaman dolar zengini, petrol zengini ülkelerde yaşanan kaosun neler olduğunu görüyoruz. Bizim atalarımızdan gelen, bizi biz yapan değerlerle bunu yapmak çok kolay'' dedi. -Egemen Bağış'ın konuşması- Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış da, gönüllülüğün Türk kültürünün derinlerinde olan bir kavram olduğunu belirterek, Türk milletinin ''Komşusu açken tok yatan bizden değildir'' anlayışını benimsemiş, yetimleri koruyup kollamanın en büyük mutluluk olduğunu öğreten bir peygamberin ümmeti olduğunu söyledi. Bağış, Türk kültüründe ''el vermek'' diye bir deyim olduğuna işaret ederek, başkalarına el uzatma ve başka coğrafyalardaki sorunlara eğilmenin de Türk kültürünün bir parçası olduğunu kaydetti. Hayrunnisa Gül'ün himayelerinde başlayan projenin bir anda Türkiye'nin çeşitli yerlerinde farklı heyecanlara neden olduğunu ifade eden Bağış, aynı anlayışla bugün Türk gönüllülerinin Somali, Pakistan, Haiti, Bosna-Hersek ve Kosova'da ihtiyaç sahiplerine yetişmeye çalıştığına işaret etti. Avrupa Birliği'nin 2011 yılını Avrupa Gönüllülük Yılı olarak ilan ettiğini hatırlatan Bağış, bu çerçevede ''Emekliyiz Gönüllüyüz'' projesinin de ayrı bir anlam ifade ettiğini söyledi. Türkiye'nin bu gönüllü çabalarıyla artık Avrupa'da ayrı bir rüzgar estirdiğini ve AB'de kendilerine faili meçhul cinayetlerin değil, Türkiye'nin Somali, Kosova ve Gazze'de yaptıklarının sorulduğunu dile getiren Bağış, bu çalışmaların Türkiye'nin insanlık konusunda da Avrupa'ya çok önemli katkılarda bulunacağını ortaya koyduğunu belirtti. Bugün Avrupa'da 500 milyon nüfusun 94 milyonunun bir şekilde gönüllü faaliyetler içerisinde olduğu bilgisini veren Bağış, ''Biz eğer bir şekilde AB standartlarının üzerine çıkacaksak, eğer cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal'in bize gösterdiği çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine çıkacaksak bizim bu oranın üzerine çıkmamız lazım. İşte böyle bir projeye destek vermek AB Bakanlığı olarak bizim için çok büyük bir onur ve gurur'' dedi. Avrupa Birliği gençlik programları çerçevesinde şu ana kadar Türkiye'den iki bin 500 gencin, Avrupa'da farklı STK'larda çalışma yapma imkanı bulduğunu, bu çerçevede Avrupa'dan da 600'ün üzerinde gencin Türkiye'ye geldiğini kaydeden Bağış, ''Bu çalışmalar oldukça aslında çok da farklı olmadığımızı, bizi birleştiren duygunun insanlık olduğunu anlayıp o sınırları teker teker kaldırdığımızı gördük. Bugün maalesef 'Avrupa'da Berlin'de yıkılan duvarı Türkiye'nin sınırına örebilir miyiz' düşüncesi içinde olan dar vizyonlu siyasiler var ama onları da bu tür projelerle inşallah ortadan kaldıracağız'' diye konuştu. -''Yurt müdürüne 1 hafta baba diyebildik''- Projeye Konya'da katılan öğretmen Pakize Hatipoğlu ise hayatta emeklilik olmaması gerektiğini düşünen insanlardan olduğunu söyledi. Yuvalardaki çocuk ve gençlere ders verdiklerini anlatan Hatipoğlu, ''Gönüllülük hayatı sevmektir, gücünü, bilgisini başkası için karşılık beklemeden kullanmaktır'' dedi. Tanıtım toplantısında sahne alan ve kendisi de yurtta yetişen kum ressamı Veysel Çelikdemir de bir gösteri sundu. Gösterinin ardından kısa bir konuşma yapan Çelikdemir'in, ''Bizim en büyük eksiğimiz anne baba sevgisi. Öz anneme telefonda konuşurken 'anne' diyemedim. Yabancısınız. Anne kelimesini cümle içinde kuramadım. Yurt müdürümüze bir ara 'baba' dememiz istendi. 1 hafta diyebildik. Anne diyemedik. Olmadı, ağzımıza yapıştı. Eğitim, öğretimi devlet bir şekilde veriyor zaten. Bizim ihtiyacımız olan anne baba sevgisi. Öğretmenlerimiz bize anne baba olsun'' sözleri salonda bulunanlar tarafından uzun süre alkışlandı. Yine çocuk yurdunda yetişen bir öğrenci tarafından Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül'e üç boyutlu resim tablosu hediye edildi. Toplantının ardından Hayrünnisa Gül tarafından davetlilere resepsiyon verildi.