Çevre

Hava kirliliğine her yıl 3 milyon kurban

TBMM Çevre Komisyonu, dünyada her yıl hava kirliliğinden 3 milyon insanın öldüğünü belirtti.

03 Kasım 2008 02:00
TBMM Çevre Komisyonu Başkanvekili ve AK Parti Hatay Milletvekili Mustafa Öztürk, dünyada her yıl hava kirliliğinden 3 milyon insanın öldüğünü belirterek, "Hava kirliliğinden kaynaklanan ölümlerin yüzde 90'ı fakir ve gelişmekte olan ülkelerde yaşanıyor" dedi.

Öztürk, yetişkin bir insanın günde ortalama 13 bin-16 bin litre hava soluduğunu ifade etti. Birim ağırlık başına çocukların yetişkinlere göre yüzde 50 daha fazla hava soluduklarına dikkati çeken Öztürk, "Çocukların solunum sistemleri gelişmekte olduğundan dolayı, vücutları çevresel şartlara karşı çok daha hassastır. Dolayısıyla, temiz veya kirli hava çocukların ve yaşlıların sağlığı için oldukça önemlidir" dedi.

"Dünyada her yıl hava kirliliğinden 3 milyon insan ölüyor" diyen Öztürk, bu oranın dünyadaki toplam ölüm oranının yüzde 5'ini oluşturduğunu anlattı.

ABD'de her yıl 60 bin kişinin, partikül madde kirliliğinin neden olduğu rahatsızlıklardan ötürü yüzünden hayatını kaybettiğini belirten Öztürk, "Ancak, hava kirliliğinden kaynaklanan ölümlerin yüzde 90'ı fakir ve gelişmekte olan ülkelerde yaşanıyor" diye konuştu.

ABD Kaliforniya'da yapılan bir çalışmada, hava kirliliğinin çocukların akciğer fonksiyonlarını zayıflattığı sonucuna ulaşıldığını ifade eden Öztürk, şöyle devam etti:
"Partikül madde, kükürtdioksit, karbonmonoksit, ağır metaller, benzen ve azot oksit gibi kirletici maddeler havada belli konsantrasyona ve maruz kalma süresine ulaştığı zaman insan sağlığı ve çevre için olumsuz etki yapmaya başlar. Havadaki partikül maddeler, katı ve sıvı damlaların karışımından oluşmaktadır. Bazı partiküller direkt olarak bacadan atılır. Bazıları ise atmosferde oluşmaktadır. Sağlık açısından zararlı olan partikül madde boyutları PM10 ve PM2.5 formatlarıdır. Civa, kurşun, kadmiyum gibi ağır metaller ve kanser yapıcı organik kimyasallar (PAH, dioksin, furan gibi) içeren partikül maddeler, sağlık açısından çok tehlikelidir. Birçok farklı bileşenden oluşmuş olan partikül maddeler akciğerdeki nemle bileşerek aside dönüşmektedir.

Duman bileşenlerinde bulunan çinko amonyum sülfat, akciğerde sülfürik aside dönüşmektedir. Kurum, uçucu kül, benzin ve dizel egzoz partikülleri benzo (a) pyrene gibi kanser yapıcı maddeler içerdiklerinden bunların uzun süre solunması durumunda kanser yaptığı bilinmektedir."
Türkiye'de kükürtdioksit kirliliğiyle ilgili gerekli önlemler uygulamaya konulduğundan beri kirlilik sınır seviyesinin AB sınır değerlerine yaklaştığının görüldüğünü belirten Öztürk, "Bu fevkalade olumlu gelişmedir. Ancak partikül madde kirliliği hala kış aylarında yüksek seviyededir" dedi.

Normal değer 50 Mikrogram/Metreküp


Sağlıklı yaşam için günlük partikül madde kirlilik seviyesinin 1 metreküp havada 50 mikrogramın altına indirilmesi tüm şehirlerde temel hedef olması gerektiğini belirten Öztürk, partikül madde kirliliğiyle ilgili gerekli önlemler alınmadığı zaman astım, bronşit, kalp ve akciğer hastalarının ölümlerine neden olacağının unutulmaması gerektiğini vurguladı.

Partikül madde kirliliğinin yüksek ve maruz kalma süresinin etkili olduğu illerde hastaneye başvuru, solunum hastalığı ve ölüm sayısı arasındaki ilişkinin mutlaka incelenmesi gerektiği uyarısında bulunan Öztürk, şunları kaydetti:
"Çoğu ülkelerde yapılan çalışmalara göre, günlük ortalama partikül madde kirliliği arttıkça ölüm da artmaktadır. Partikül madde kirliliğinin insan sağlığı üzerindeki maliyeti ciddi şekilde incelenmelidir. Hava kirliliğinin ülke ekonomisine maliyeti belirlenmelidir. Hava kirliliği ve maruz kalma süresi artıkça sağlık kuruluşlarına müracaat sayısında ve tedavide ciddi artışlar olur. Dünya Sağlık Teşkilatı'nın Jakarta için 1989 yılında yaptığı çalışmaya göre hava kirliliğinin ülkeye maliyeti 220 milyon dolardır. 1990 yılında Endonezya hükümeti hava kirliliğin kontrol altına almak için bir eylem planı hazırlamıştır. Partikül madde ile ilgili günlük Hava Kalitesi İndeksi 155 mikrogramı aştığı zaman başta çocuklar, yaşlılar olmak üzere kalp, akciğer ve astım hastası olan kişiler öncelikli olarak uyarılmalıdır."

Mustafa Öztürk, hava ölçüm sonuçlarının sürekli olarak kamuoyu ile paylaşılmasının da önemli olduğunu vurguladı.