"Staj yapmak için başvurduğum Isparta Şehir Hastanesi yetkilisi, bizim bölümümüzden (Elektronörofizyoloji/ENF) stajyer almadıklarını söyleyerek, 'Sizin işinizi zaten başkaları yapıyor' dedi. Ben de bunun yasa dışı olduğunu belirttim ancak 'Onlar sertifika alarak bu işi yapıyorlar, bu sertifikayı da devlet açtı' yanıtını aldım."
Afyon Kocatepe Üniversitesi ENF bölümü son sınıf öğrencisi Merve Uysal, staj için başvurduğu Isparta Şehir Hastanesi'nde yaşadıklarını böyle anlatıyor.
Diplomalı ENF teknisyenlerinden oluşan Türkiye Elektronörofizyoloji Platformu'na göre, bu kurslar nedeniyle kendi iş ve görevleri başka meslek grupları tarafından yürütülüyor ve kamu sağlığı tehlikeye atılıyor.
Platform Başkanı Kürşat Zülfikar, "İki günlük eğitimle, sağlıkla hiç alakası olmayan kişilere bile bu sertifikalar verilebilir" diyor ve ekliyor:
"ENF teknikerinin hastanelerde kullandığı cihazlar (EEG, EMG, PSG), Nöroloji, Fizik Tedavi, Kulak Burun Boğaz, Ruh Hastalıkları, Göğüs Hastalıkları, Beyin Cerrahi ilgilendiren cihazlardır.
"Parayla sertifika satın alan bu kişiler bizim yerimize bu cihazları kullanıyorlar. Biz bu işin bölümünü 2 yıl okuduk. Dolayısıyla insanlara 2 günde ne elektrot yerleştirmeyi, ne tetkik yapmasını öğretebilirsiniz."
BBC Türkçe'ye bilgi veren Sağlık Bakanlığı yetkilileri de, ENF alanında özel kurum ve kuruşlarca düzenlenen bu sertifika programlarının bakanlık tarafından onaylanmadığını açıkladı.
Dolayısıyla bu sertifika kurslarının eğitim programları, hazırladıkları sınavlar, kurslara katılımdaki denetim ve sertifika edinmedeki şartlar bakanlığın denetiminden geçmiyor.
Öte yandan bakanlık, devlet hastanelerinde sertifikalı teknisyen çalıştığını kesin bir dille reddediyor ve ENF tekniker alımının diplomalı kişiler arasından yapıldığını belirtiyor.
Sertifika dağıtan derneklerin bazıları ve internet sitelerinin adresleri şöyle;
2-4 gün süren söz konusu kursların ücreti, ise kongrelerin düzenlendiği tatil beldelerindeki lüks otellerde konaklama da dahil olmak üzere kişi başı 1350 lira ila 4000 lira arasında değişiyor.
Her dernek kendi eğitim programını oluşturmuş durumda. Dolayısıyla kursların program içeriği de birbirinden farklı.
Bazı dernekler eğitim sonunda verilen sertifika için kendi hazırladıkları sınavdan başarılı olmayı, bazıları ise süresi kendileri tarafından belirlenen pratik eğitimi tamamlamayı şart koyuyor.
lise mezunu olmayıBBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Türk Uyku Tıbbı Derneği Sekreteri Nurdan Aşar, "2 sene öncesine kadar lise mezunları olup bu sertifikaları alanlar hastanelerde iş bulabiliyordu. Biz de artık lise mezunlarına sertifika vermiyoruz" diyor.
Aşar ayrıca, "Bakanlığın, 'Bu sertifikayı alan kişiler bu işlerde çalışamaz' diye bir yaptırımı yok" diye konuşuyor ve ekliyor:
"Dolayısıyla kurslara yasadışı diyemeyiz ama bakanlık onaylı olmadığı doğru. Bu konuda bakanlığın net bir politikası ve yönetmeliği olmadığı için böyle süregelmiş zaten. Hastaneler de bize ENF ve sağlık meslek yüksekokulu mezunlarına bu kursu verebilirsiniz diyor."
Uyku Bilimleri Derneği Başkan Yardımcısı Serkan Küççüktürk ise kurs içeriğinin uluslararası standartlara uygun olduğunu söylüyor:
"Bizim yaptığımız yasadışı ise o zaman herkes yasa dışı yapıyor bu işi. Biz dahil tüm dernekler bu eğitimleri veriyoruz ve içeriklerimiz genel olarak uluslararası standartlara yakın. Programın içeriğini ve sınavları düzenleyenler ise yıllardır bu işi yapan uzman hekimler.
"Üniversitelerdeki ENF programının müfredatı yetersiz, hatta üniversitelere bu kursların tanıtımını yapıyoruz ve bu öğrencilerden ücret almıyoruz."
Uyku Derneği Kongre Başkanı Prof. Dr. Bülent Çiftçi de, üniversitelerdeki ENF bölümlerinin yetersiz olduğu görüşünde. Bu açığın 'bazıları tarafından rant kaynağı olarak kullanıldığını' söylüyor:
"Bir zamanlarda Ankara'da en çok uyku testini yapan kişi sertifikalı bir ziraat mühendisiydi. Piyasadaki açığı bulmuş, teknisyenliğini de kendisi yapıyor, doktorluğunu da kendisi yapıyor. Basıyor tuşa ve hastaya ilişkin rapor çıkarıyor. Bu yöntemle çok ciddi paralar da kazandı.
"Teknisyenlerin ya da hekim dışı grupların kurduğu, bilimsel içeriği çok zayıf olan, tatil ve sonunda sertifika alma amaçlı para karşılığı etkinliklere dönüştü. Ve bu o kadar rantsal bir şey oldu ki, yılda 3 kez bu kursları tekrarlayan dernekler de var."
Kendi düzenledikleri kursların ise bu kapsamda değerlendirelemeyeceğini söyleyen Çiftçi, sertifikaların SGK tarafından tanındığını belirtiyor:
"Doktorlara ve teknisyenlere verdiğimiz sertifika sayesinde SGK, onların bu işi yapmaları konusunda ehil oldukları kanısına varıyor. Özel hastanelerde işlemi yapan teknisyen ve doktor sertifikalıysa, SGK ancak o zaman yapılan işlemlerle ilgili kendisine gelen faturaları ödüyor."
Halen 22 üniversitede 2 yıllık ENF bölümleri bulunuyor. Bu bölümlerden her yıl en az 1500 öğrenci diplomalı olarak mezun oluyor. Türkiye ENF Platformu'na göre, bu bölümlerden mezun olup atanmayı bekleyen 7 bin diplomalı sağlıkçı var.
bazı derneklerENF Platformu Başkanı Kürşat Zülfikar bu durumun üniversitelerde verilen eğitimin yetersizliğinden öte, iş bulma kaygısıyla ortaya çıktığını söylüyor:
"Bu işin 2 yıl boyunca hem teorik hem zorunlu stajlarla pratik eğitimini aldım. Bir de üstüne binlerce lira verip neden sertifika alayım? Ama bazı hekimler teknikere iş vermek için diplomanın yanında sertifika da istiyor çünkü kendileri de parayla sertifika dağıtan bu derneklere mensup.
"İşsiz kalan bazı ENF mezunları da o parayı bulup buluşturup sertifika almaya gidiyor. Çünkü bir umut, onu da alırsam iş bulma imkanım artar diye düşünerek her şeyi denemek istiyorlar."
BBC Türkçe'ye konuşan bazı derneklerin temsilcileri, üniversitelerdeki ENF bölümlerinde verilen eğitimin yetersiz olduğu için bu kurslara ihtiyaç duyulduğunu söylese de, Türkiye Epilepsi ve Hasta Yakınları Derneği Başkanı Ebru Öztürk aynı görüşte değil.
Türkiye'de ortalama 850 bin epilepsi hastası olduğunu söyleyen Öztürk, hastalığın tespitinde kritik rol oynayan uyku teknisyenlerinin sertifikalı değil diplomalı kişiler olması gerektiğini vurguluyor:
"Hasta yakınları olarak, 2 yıllık bölümlerden mezun olmuş teknikerler varken sertifikalıların çalışmasını istemiyoruz. Çünkü epilepsi nöbetlerinin tespit edilebilmesi zaten çok güç. Pek çok başka rahatsızlıkla karıştırıldığı için geç teşhis edilme durumu çok yaygın.
"Elektrotun kişiye doğru yerleştirilmemesi, zaten sorunun nerede olduğunun saptanmasında baştan hata yaratır. Birkaç günlük kurslar da kişiye bu kabiliyeti kazandıramaz."
ilan açtıKonuyla ilgili telefonla ulaştığımız Selçuk Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, sorularımızı yanıtlamak için müsait olmadığını söyledi.
sertifika şartı koyanDüzce Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Öner Abidin Balbay, hemşire kadrosu üzerinden sertifikalı tekniker istihdam etmenin, hastaneler açısından zorunluluk olduğu görüşünde:
"Biz diplomalı ENF teknikeri kadroları için ilgili bakanlıklara bütçe başvurusunda bulunuyoruz ancak tekniker kadroları yerine, daha çok hemşire kadrosu onaylanıyor. Biz de 2 yıl okumuş diplomalı kişileri defalarca kez tercih ederiz ancak onların kadrosu açılmadığı takdirde, kamu hizmetinin aksamaması için, bu eğitimleri ve sertifikaları almış hemşireleri istihdam etmek durumunda kalıyoruz."