Hasankeyf Koordinasyonu, Ilısu Barajı suyunun altında kalacak 12 bin yılık antik kent Hasankeyf için çağrı yaptı. Çağrıda, "20 Şubat itibariyle tarihi köprü ile birlikte bütün ilçenin sular altında kalacağı resmi makamlarca bildiriliyor. Bütün yetkilileri ve ilgilileri bu tarihi yanlıştan dönülmesi için son kez uyarıyoruz. Zira zaman kalmadı" denildi.
Hasankeyf Koordinasyonu, Hasankeyf için Son Çıkış adıyla bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıya CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP'li milletvekili Züleyha Gülüm, İstanbul Tabip Odası'ndan Nazmi Algan ile Hasankeyf Koordinasyonu'ndan Ali Ergül katıldı. Koordinasyon adına basın metnini okuyan Beyza Üstün, Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santralinin bir devlet projesi olduğu söylenerek yapımında ısrar edilmesinin anlamsız olduğunu, zorunlu kamulaştırmadan dolayı 80 bin insanın göçe zorlandığını belirtti.
"Şu ana kadar 22 köyün sular altına gömüldü, barajdan 147 köyün etkilenecek" diyen Üstün, "Su altında kalacak olan 124 köy için Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından sadece 4 yeni yerleşim yeri yapıldı. On binlerce insan Batman, Diyarbakır ve diğer büyük kentlere göç etti" ifadelerini kullandı.
Üstün yüzlerce ailenin Yeni Hasankeyf'e taşındığının ancak sadece 511 kişiye barınma hakkı verildiğini belirterek şöyle devam etti:
"Hasankeyf’in karşısında olan Kesmeköprü ile Hasankeyf’e 2 km mesafede olan Urganlı Köyü sakinlerine, Yeni Yerleşke’de kendilerine ev hakkı verilmediği için köylerini terk etmek zorunda kaldı. Yeni Yerleşke’ye taşınan insanlar ciddi bir mağduriyet yaşamakta. İkinci önemli sorun musluktan gelen suyun içilemez olmasıdır. Yetkililer duyarsız. Hasankeyfliler hep su içinde yaşarken artık içecek su bulmakta zorlanıyorlar. İnsanlara iş olanağı yaratılmazsa ve içme suyu sorunu bu şekilde devam ederse ilçe sakinleri Yeni Yerleşke’den de göç etmek zorunda kalabilir. Bu durum ortaya çıkarsa Yeni Yerleşke nüfusunun ezici çoğunluğu Hasankeyfliler olmayacak.
"Ne yazık ki bütün bu suçlar işlendiğinde bölge baroları olmak üzere barolar sorumluluklarını yerine getirmedi. Bu noktada tekrar çağrıda bulunuyoruz: Hasankeyf ve Dicle Vadisi boyunca her gün suç işleniyor. Barolar ve avukatlara çağrımızdır, lütfen varoluşunuzun gereğini yerine getirmek için gerekli adımları atın."
"Geldiğimiz nokta da 20 Şubat itibariyle tarihi köprü ile birlikte bütün ilçenin sular altında kalacağı resmi makamlarca bildiriliyor. Kamuoyu ve sanatçılara da çağrımız var: daha önce bu alanın yok edilmesine karşı yükseltmiş olduğunuz sesinizi daha da yükseltin! Sessiz kalan sanatçıların da artık ses çıkarması gerekiyor. Bu artık bir tercih değil, sorumluluktur."