T24 - Antalya L Tipi Cezaevi’nde 15 çocuk tutuklunun bir başka tutukluya tecavüzüyle ilgili soruşturmayı cezaevi savcısı ile müdürünün yürütüp takipsizlik verdikleri ortaya çıktı. Kararda personel sayısının yetersizliğinden bu tür olayların yaşanmasının muhtemel olacağı ima edilirken, takipsizlik kararının açıklaması da dikkat çekti. Açıklamada, "Personel yetersizliği nedeniyle çocuk bölümünde gece 1, gündüz 3 görevlinin nöbet tutabilmesi nedeniyle koğuş içi olayların başlamadan önlenmesi olanaksızdır" denildi.
Antalya L Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan 17 yaşındaki Z.D.’ye çocuk koğuşunda kalan yaşları 15 ile 17 arasında değişen 15 tutuklunun işkence ve tecavüzüyle ilgili davanın dünkü duruşmasında bir soruşturma skandalı ortaya çıktı. 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşmaya şikâyetçi olan Z.D. katılmadı. 7 sanığın hazır bulunduğu duruşma, mağdur ile sanıkların çocuk olması nedeniyle basına ve sanıkların anne ve babalarının dışındaki izleyicilere kapalı yapıldı. Tecavüzün ortaya çıkmasının ardından yapılan suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturmaların sonucunun mahkemeye ulaştığı bildirildi. Dönemin cezaevi savcısınca yürütülen adli soruşturmada, cezaevi görevlileri hakkında “görevi ihmal” suçlamasıyla kovuşturmaya yer olmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiği ortaya çıktı.
‘Önlenmesi olanaksızdır’
Z.D’nin maruz kaldığı tecavüz eylemi sırasında cezaevi savcısı olan ve kısa süre önce başka bir kente tayin olan Hasan Baykal tarafından 2 Temmuz 2010 tarihinde verilen takipsizlik kararında şu değerlendirmeler dikkati çekti:
“Kapasitenin çok üzerinde tutuklu ve hükümlü barındıran Antalya L Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda, çocuk tutuklu sayısı 50’nin altına düşmemekte olup .... Personel yetersizliği nedeniyle çocuk bölümünde gece 1, gündüz 3 görevlinin nöbet tutabilmesi nedeniyle koğuş içi olayların başlamadan önlenmesi olanaksızdır.”
Duruşmaya katılan Z.D’nin avukatlarından ve Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkan Yardımcısı Münip Ermiş, hakkında suç duyurusunda bulunduğu Cezaevi Savcısı Hasan Baykal ve Cezaevi Müdürü Hasan Dal’ın, kendi hakkında yapılan şikâyetin soruşturmasını kendisinin yaptığına dikkat çekti.
‘Böyle şey olur mu?’
“Böyle şey olur mu? Şikâyet edilen cezaevinin müdürü, kendi hakkında yapılan soruşturmayı yürütüyor ve sonuç bölümüne ‘Disiplin soruşturması açılmasına gerek yoktur’ diye yazıyor. Sorumluluğu olan savcı da kovuşturmaya yer olmadığına karar veriyor” diyen Ermiş, L Tipi Cezaevi Müdürü Hasan Dal’ın soruşturma yaptığı dosya ile 4 ayrı tecavüz olayının daha ortaya atıldığını söyledi.
Duruşma, mağdur Z.D’nin ruh ve beden sağlığının bozulup bozulmadığına yönelik Adli Tıp Kurumu incelemesinin sonucu ile bazı tutuklu sanıklarla ilgili adli sicil kayıtlarının beklenmesi nedeniyle 24 Aralık tarihine ertelendi.
Korkunç olay ve dava böyle başladı
Z.D., 2 Ağustos 2009 tarihinde hırsızlık suçlamasıyla tutuklandı. Antalya’da iki yıl önce hizmete açılan yüksek güvenlikli ve kameralarla donatılı Antalya L Tipi Cezaevi’nin çocuk koğuşuna konulan Z.D., aynı gün “koğuş mümessili” 17 yaşındaki B.K. ile “yardımcısı” aynı yaştaki U.S. tarafından boş bir odaya kapatılarak paspas sapı ile dövüldü ve jiletle korkutularak tecavüz edildi. Ardından 12 gün boyunca koğuştaki diğer 13 zanlı, Z.D.’ye tecavüz etti. Koğuşa yeni gelen bir çocuk Z.D.’nin maruz kaldığı cinsel saldırıyı anlattı. Cezaevi bünyesinde soruşturma başlatılırken, Z.D. başka koğuşa gönderildi. TKecavüz doktor raporuyla doğrulandı ve psikolojisi bozulan Z.D., ilk duruşmada tahliye edildikten sonra memleketi Gaziantep’e gitti.