T24 - Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan’ı Kemal Kılıçdaroğlu Van’da düzenlenen mitingin ardından Hakkâri’ye geçti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı kepenk kapatarak pretosto eden Hakkariler, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu sıcak karşıladı. Bir protesto olasılığına karşı endşeli olan Kılıçdaroğlu Hakkari'de sevgi gösterileriyle karşılandı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın ''kepenkleri zorla kapattırıyorlar'' sözünü eleştirerek ''Siz, kapanan kepenklerden dolayı esnafı, yerel yöneticileri suçlayacağınıza dönüp kendinize bakmanız lazım'' dedi.
Konuşmasında yerel yönetimlere özerklik konusuna değinen Kılıçdaroğlu: ‘’Evrensel kurallar dedik.Yine evrensel kurallar diyoruz. Yerel yönetimleri, Avrupa’da kabul edilen yerel yönetimler özerklik şartını aynen kabul edeceğiz. Böylece yerel yönetimlerin güçlenmesi, halka daha sağlıklı hizmet vermesi, sağlıklı gelirlere kavuşması belediye başkanlarının Ankara’ya gidip para dilenmemesi gibi... Bütün onları savunacağız’’ dedi.
Başbakan Erdoğan'ın Hakkâri mitinginde esnafın kepenk kapatması hakkında, "Geldi buraya miting yaptı. Hakkârili esnafımız kepenk kapattı. Çıkmış Belediye Başkanı’nı suçluyor. Arkadaş önce bir düşün sen başbakanlık yapıyorsun vatandaş kepenk kapatıyorsa bir dert var bir sorun var. O tür sorunlarla ilgilen dertle ilgilen bak bakalım neden oluyor" diye konuştu.
Güneydoğu'ya söz
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Sözüm var, Doğu ve Güneydoğu’da bir fabrika özelleştirilmeyecek, tamamı devletin olacak" dedi.
Özel uçakla Van’a gelen Kılıçdaroğlu, parti otobüsüyle miting alanına geldi. Kılıçdaroğlu Beşyol Meydanı’nda düzenlenen miting öncesi, CHP’ye katılan DSP İl Başkanı Cahit Akbaş ile ilçe yönetimine parti rozetini taktı.
Daha sonra halka hitap eden Kılıçdaroğlu, devletin resmi rakamlarına göre, resmi kayıtlarda yoksul sayısının 12 milyon 715 bin kişi olduğunu ifade ederek, "Resmi olmayan kaydı da dikkate alırsak, 15 milyon 600 bin kişi. 15 milyon 600 bin kişinin hesabını yaptık. Nasıl olur da biz aile sigortasını getiririz? Nasıl olur da aile sigortasını uygulamaya koyarız ve yoksulluğu tarihe gömeriz? 2.5 yaşındaki Kübra açlıktan ölmez ve Diyarbakır’da bir kadın 4 çocuğuna sabah kahvaltısı veremediği için intihar etmez. Denizli’de bir çocuk hastanenin bahçesine konup ’ben bu çocuğa bakamıyorum’ diye bir anne feryat etmez. Bizim derdimiz bu." Aile sigortası hakkında bilgi veren Kılıçdaroğlu, "Allah aşkına 100 liradan 2 lirayı yoksula ayırdığınız zaman bunun kaynağı sorulur mu? Bunun kaynağı sorulduğu zaman, ben de söz veriyorum, bizi iktidar yapın AKP Genel Merkezine bağlanalım. Hortumları keseceğiz, siz hortumun ne olduğunu benden daha iyi biliyorsunuz. Burada bir bakanınız vardı değil mi, ne oldu? Yakınları ne oldu, köşeyi döndü değil mi? Ben merak ediyorum, bu bakan madem Vanlı, madem Vanlılar çok seviyor. Neden başka yerden adayı oluyor? Neden Van’dan milletvekili adayı değil? Niye kaçıyor, niye korkuyor?" diye konuştu.
"Bizim bir türkümüz var; Aradık hep çeplerini"
Bu memlekette artık yoksulluğun olmayacağını, yoksulluğun teşhir edilmeyeceğini, sağ elin verdiğini sol elin görmeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, "Onları bu ülkenin onurlu bir bireyi haline getireceğiz. Van’ı çok iyi biliyorum, çok göç aldığını biliyorum. Van’da çok sayıda ailenin yoksul olduğunu da biliyorum. Bu, bizim kaderimiz mi? El âlem köşeyi dönerken, vatandaş neden yoksul olsun. ’Türkiye büyüdü’ diyorlar, Allah aşkına Türkiye büyüdüyse, Van neden küçülüyor, neden fabrikalar kapanıyor?" dedi.
Miting alanındaki vatandaşlara üç kez "Van’da işsizlik var mı?" sorusunu soran ve "var" yanıtını alan Kılıçdaroğlu, "Niye 3 kez soruyorum. Ankara’dan Recep Bey duyar da Van’da işsizlik olduğunu, gençlerin işsiz olduğunu, gençlerin geçinemediğini, aş iş peşinde koştuğunu duyar da önlem alır. Önlem alır mı? Ben de biliyorum ki önlem almaz. Bizim bir türkümüz var: Aradık hep ceplerini, her taraftan para çıktı. Onların ki öyle. Vatandaşın cebinde para var mı? Bir evde işsiz varsa o evde huzur olmaz. Bir evde akşam tencere kaynamazsa, o evde huzur olmaz. Bir evde, evin beyi akşam eve alın teriyle kazandığı ekmeği getirmezse o evde huzur olmaz" diye konuştu.
"İncide pırlantada vergi yok, kefen bezinde var"
Van’ın eski halini bildiğini, ’Doğu’nun incisi’ denildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Benim bildiğim Vanlı erkekler, centilmendir, temiz yürekli, insan sevgisi olan centilmen erkeklerdir. Sevgili beyler, sizden bir istirhamım var.
Akşam eve giderken kuyumcuya uğrayın. Eşinize bir inci ya da pırlanta yüzük alın.
Alabilir misiniz? Bunu neden söyledim biliyor musunuz? İncide de pırlantada da vergi yok, kefen bezinde vergi var. İncide pırlantada vergi yok, içtiğimiz suda vergi var. İncide, pırlantada vergi yok, bindiğimiz otobüste vergi var. Bu adalet mi? Benim doğru söylemediğimi söylüyorlarsa, çıkıp söylesinler. Ben onları çok iyi biliyorum, onların maskesini indireceğim, bu kardeşinizin görevi o. Bu ülkeye temiz siyaseti, namuslu siyaseti getireceğim." Çocukluğunun Van’da geçtiğini, yörenin bereketli yaylaları, meraları, güzel insanları, çalışkan insanları, taşı sıktığı zaman suyunu çıkaracak insanları bulunduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Bunlar varken, neden ithal kurbanlık koyun gelir, neden dışarıdan angus gelir? Bunun hesabını soran sadece bu kardeşiniz. Sizin adınıza soruyor. Bu ülkenin üreticisi, çiftçisi için soruyorum. Dışarıdan getireceğine neden çiftçiye destek vermiyorsun?" dedi.
Aile sigortası geldiği zaman yeşil kartın iptal olacağı yönündeki bilgilerin yanlış olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, "Bu kocaman bir yalan.
Yeşilkart sağlık sigortasıdır, öbürü aile sigortasıdır. Adı üstünde aile sigortası. Aile sigortasının olduğu her yerde, yeşilkart da olacak, sağlık sigortası da olacak. O iptal edilmiyor" diye konuştu.
"Bir fabrika özelleştirilmeyecek"
Van’ın Erciş ilçesindeki şeker fabrikasına da değinen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Erciş’te şeker fabrikası var, seçimden sonra satılacak. Eğer diyorsanız ki ’bu fabrika burada fazladır, gerek yoktur, ihtiyaç yoktur, o da satılsın’, diyorsanız, eyvallah. Oyunuzu gidin AKP’ye verin, hiç itirazım yok ama ’şeker fabrikası lazım, çiftçi pancar üretsin, insanlar çalışsın, emek versin’ diyorsanız, sırtınızı AKP’ye dönün karşınızda CHP’yi göreceksiniz. Yeni CHP, hepinizi oraya bekliyoruz. Sözüm var: Doğu ve Güneydoğu’da bir fabrika özelleştirilmeyecek, tamamı devletin olacak, tamamın da insanlar çalışacak.
İşsizliği bitireceğiz. Benim sözüm var: Doğu ve Güneydoğu’ya teşvik vereceğiz, sıfır faizli kredi vereceğiz. Gelmezse, devlet gelecek doğrudan burada yatırım yapacak, istihdam yaratacak. Eğer bu ülkenin insanı bizim insanımızsa, birin gelip yatırım yapması lazım. Ya özel sektör ya da devlet yapacak."
Kılıçdaroğlu: Kapanan kepenkler için dönüp kendinize bakın
Valilik girişinde Vali Muammer Türker tarafından karşılanan Kılıçdaroğlu, kentin sorunlarıyla ilgili bilgi aldı. Yaklaşık 15 dakika süren görüşmenin ardından Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Kaya'yı makamında ziyaret eden Kılıçdaroğlu, daha sonra yaya olarak Belediye Başkanlığına geçti.
Yol üzerinde esnaf ve vatandaşlarla görüşen Kılıçdaroğlu, belediye girişinde Belediye Başkanı Fadıl Bedirhanoğlu tarafından karşılandı. Bediranoğlu, CHP genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Kılıçdaroğlu da burada yaptığı açıklamada, Hakkari'nin gerek doğası, gerekse insanları ile ülkenin en güzel illerinden biri olduğunu belirterek, ''Gönül ister ki her siyasi parti buraya gelsin, yurttaşlarla birlikte olsun, sorunlarını dinlesin. Sonunda bizim varlık nedenimiz, ülke sorunlarını çözmektir. Ülke sorunlarını çözmek için birinci elden ilin yetkililerinden bilgi almaktır. Belediye Başkanımız burada, mutlaka belediyenin sorunları var. Biz de o sorunları birinci elden kendisinden öğreneceğiz. Biz de onların çözümüne elimizden geldiğince katkı vereceğiz ama 13 Haziran'da halkın iktidarını kurarsak hem barışı sağlayacağız, hem de ekonomide iyileşmeyi ve istikrarı hepsini sağlamaya kararlıyız'' diye konuştu.
Bir gazetecinin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Hakkari ziyaretinde kepenklerin kapatıldığına ilişkin sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Tabii Sayın Erdoğan için bir şey demek istemem ama ben hiç kimseyi ötekileştirmeyen, herkesin sorunuyla ilgilenen bir siyasetçiyim. Kentin kendi sorunu olabilir, bu sorunlarla ilgilenmek durumundayız. Samimi olarak ilgileniyorum. Söylediklerimi de samimi olarak söylüyorum, samimi olarak dile getiriyorum. Aramızdaki temel fark da budur. Biz siyasetçiler olarak ne kadar samimi olursak, halktan da mutlaka bunun karşılığını görürüz. Sağolsun Hakkarililer oldukça sıcak, sevecen bir ilgi gösterdiler bundan da memnun oldum. Ben ilk kez Hakkari'ye geliyorum. 80 ili görmüştüm Hakkari'yi görmemiştim. Bürokratken Van'a geldiğimde Hakkari'ye gelemek istemiştim o zaman güvenlik güçleri bırakmadılar, 'Hakkari'ye gitmeniz riskli olur' dediler, bırakmamışlardı. Daha sonraki zamanlarda nasip olmadı, gelmek şimdi nasip oldu. Hakkari'ye geldiğim için son derece memnunum.''
Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin de ''Başbakan Erdoğan, kepenklerin belediye görevlileri tarafından kapatıldığı yönündeki söylemini neye bağlıyorsunuz?'' şeklindeki sorusu üzerine şunları söyledi:
''Eğer bir ülkenin Başbakanı konuşacaksa doğruları dile getirmelidir. Kepenk kapanıyorsa kepengi kapatandan çok, siyasi iktidarın şunu düşünmesi lazım: Bu kepenkler neden kapanıyor? Siz, kapanan kepenklerden dolayı esnafı, yerel yöneticileri suçlayacağınıza dönüp kendinize bakmanız lazım. Bir neden var bunda, bir sorun var burada. Bu sorunu akılcı çözmemiz gerekir diye düşünmesi gerekir ama vurarak, kırarak, insanları hor görerek, onları suçlayarak, bir yere gitmek mümkün değil ama Başbakan'ın doğasında bu var zaten; öfkeyle konuşmak, onlara hakaret etmek, küçük görmek gibi bir alışkanlığı var, ne diyelim.''
''CHP'nin, Kürt sorunu ya da Doğu, Güneydoğu ile ilgili düşüncesi nedir?'' sorusuna ise Kılıçdaroğlu, Doğu ve Güneydoğu ile ilgili hazırlanan broşürlerin il başkanlığında bulunduğunu ve CHP'nin ülkeye demokrasinin gelmesini istediğini bildirdi.
Bu ülkede yurttaşlık temelinde eşit haklara sahip bireyler istediklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, ''Özgürlüğün ve demokrasinin kısıtlandığı toplumlarda sağlıklı gelişme olamaz, barış olamaz, huzur olamaz. Çatışma kültürünü beslemiş oluruz. Biz çatıma kültürüne karşıyız, barışı ve huzuru istiyoruz. Bunun için de ne gerekiyorsa bunu yapmakta kararlıyız'' dedi.
'Yurttaşların evlerine baskın yapıldığına dair bilgi geldi'
Gazetecilerin, Hakkari Cumhuriyet Başsavcısına yapılan ziyaretin nedenini sorması üzerine ise Kılıçdaroğlu, ''Bazı konularda, Sayın Cumhuriyet Başsavcısından bana yöneltilen bir iki şikayet konusunda bilgi aldım. Özellikle yapılan baskınlar nedeniyle yurttaşların tepkileri olduğunu söyledim. Onun da 'ben 6 aydır buraya geldim, geçmişte bazı ön yargılar var ama bu ön yargıları kıracağız' diye bir açıklaması oldu. Bundan da memnun oldum'' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin, ''Bahsettiğiniz KCK baskınları mı?'' şeklindeki sorusunu, ''Yurttaşların evlerine baskın yapıldığı yönünde bana bilgi geldi. Dolayısıyla da baskının ayrıntısını bilmiyorum ama bir yurttaşın evine sabaha karşı polislerin baskın yapmasını, bugünkü 21. yüzyılın ilk çeyreğinde doğru olmadığını düşünüyorum'' diye yanıtladı
'Bu ülkeden ayrılmak istemiyoruz'
Belediye ziyareti sırasında, Çukurca'ya bağlı Işıklı köyünün eski muhtarı olduğunu belirten Mehmet Salih Kaya, 18 yıl köyde muhtarlık yaptığını dile getirerek, top ve kurşun sesleri nedeniyle 32 yıldır korku içinde yaşadıklarını ve geceleri rahat uyumadıklarını söyledi.
Kürt sorunun varlığının herkes tarafından kabul edilmesi gerektiğini anlatan Kaya, Kılıçdaroğlu'na, ''Biz bu ülkeden ayrılmak istemiyoruz. Ama özel haklarımızı tanımanızı istiyoruz. Bunları dile getirin'' dedi.
Yaklaşık 20 dakika süren ziyaretten sonra Belediyeden ayrılan Kılıçdaroğlu, belediye önünde kalabalık bir grup tarafından karşılandı.
Kılıçdaroğlu'nun, ''Başbakan Kılıçdaroğlu'' ve ''Vur vur inlesin Erdoğan dinlesin'' sloganları arasında miting alanına geçişi sırasında, bir grup da terör örgütü elebaşı lehine slogan attı.