Türkiye’de 24 Haziran’da gerçekleşecek olan genel seçimlere Diyarbakır, Van, Ağrı, Tunceli ve Mardin’den bağımsız adaylarla seçime girecek olan Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) seçim bildirgesini açıkladı. Hak Par, seçmenlerine “Cumhurbaşkanlığı seçimlerini protesto et; boş oy kullan!” çağrısı yaptı.
HAK-PAR Genel Başkan Refik Karakoç'un Diyarbakır'dan, Hüseyin Özdemir'in Tunceli'’den, Süleyman Kart'ın Mardin'den, Fehmi Atmaca'nın Ağrı'dan ve Abdulmenaf Kıran'ın da Van'dan bağımsız adaylarla seçime girecek. “Biz sorunların kavga ve şiddetle değil, barışçıl yöntemlerle çözülmesinden yanayız” diyen HAK-PAR’ın seçim bildirgesinden bazı bölümler şöyle:
“Federal cumhuriyet”
“Federal sistemler çok uluslu coğrafyalarda, halkın ve etnik toplulukların eşitlik zemininde bir arada yaşamasının idari ve siyasi şekilleridir. Bugün dünyanın yarısına yakını, Federal Sistemlerle yönetilen devlet modellerini benimsemişlerdir.
Türkiye Cumhuriyeti de başta Kürt sorunu olmak üzere kuruluşundan bu yana çözemediği, kangrenleşmiş sorunlarını aşmak için federal bir sisteme yönelmeli. Türkiye'nin çok dilli, çok kültürlü, çok uluslu gerçeğine uygun, çoğulcu bir niteliğe kavuşmalı; federal tarzda yeniden yapılanmalıdır.
Başta Kürtlerin çoğunlukta olduğu bölge olmak üzere, farklılıkların var olduğu bölgelerde federe yapılar kurulmalıdır. Hak-Par bu temelde siyasi ve idari egemenliğin paylaşılmasını öngören ve federal çözüm öneren tek partidir. Türkiye federal bir yapıya dönüşmelidir.”
Kürt sorunu
“Kürt sorununun özü devletin uyguladığı bu tekçi, inkârcı ve baskıcı politikalardır. Türkiye'de Kürt sorununun adil bir biçimde çözüme kavuşmamasının, demokrasinin gelişip kurumsallaşamamasının, askeri darbelerin, sıkıyönetim ve olağanüstü hâl uygulamalarının altında bu şiddet ve baskı politikaları vardır.
Düzen partilerine değil kendi öz siyasi dinamiklerine destek olmalıdır. Bunun için Kürtleri yok sayan, ülkeyi tek renge boyamak isteyen anlayışa ve bu anlayışa uygun tekçi sistem partilerine gereken dersi vermek gerekir. Kürtçe Türkçe ile birlikte resmi dil olarak kabul edilmeli; ilkokuldan üniversiteye kadar okullarda okutulmalı ve kamu alanında serbestçe kullanılmalıdır.
Biz Hak-Par olarak, Türkiye'de ana dilde eğitimi savunurken bu hakkı aynı zamanda Arap, Laz, Çerkez gibi bu coğrafyada yer yer yoğun topluluklar halinde yaşayan diğer etnik gruplar için de gerekli görüyoruz.”
İnanç özgürlüğü bağlamında Alevi sorunu
“Biz HAK-PAR olarak, devletin Aleviliği kendine göre tanımlama anlayışını terk etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Alevilerin bütün meşru haklarının verilmeli ve bu yöndeki taleplerinin geciktirilmeden karşılanmalıdır. Herkes dinini öğrenme, gereklerine göre davranma ve yaşama hakkına sahiptir. Bu hakkı özgürce kullanmalıdır. Laik devletin görevi, ayrım yapmadan yurttaşlarına bu olanakları sağlamaktır. Biz HAK-PAR olarak böyle bir laikliği ve inanç özgürlüğünü savunuyoruz.”
Dış politika karşılıklı saygı ve barışçıl ilişkilere dayanmalıdır
“Türkiye, İran, Irak, Suriye, ABD, AB ve Rusya başta olmak üzere neredeyse tüm dünya ile ilişkilerinin merkezine Kürt karşıtlığını koymuştur. Bu yanlış politikadan vazgeçilmelidir.
Türkiye hem içeride Kürt sorununu çağdaş yöntemlerle, adil bir çözüme kavuşturmalı hem de İran, Irak ve Suriye sınırları içinde kalan Kürtlerle iyi komşuluk ilişkileri geliştirmelidir. Kürtlerin bölgede meşru kazanımlarını beka sorunu olarak algılamamalı, ‘Bölünme’ fobisi ile hareket etmemelidir. Türkiye başta Güney Kürdistan Federe Bölgesi’yle ve Suriye Kürdistan'ındaki Kürtlerle birlikte komşularıyla barışçıl ilişkiler içinde olmalı; haklarına saygı göstermeli ve uluslararası toplumla uyumlu olmalıdır.”
AB üyeliği
“Biz Hak-Par olarak Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğini destekliyoruz ve tam üyeliğin bir an önce gerçekleşmesini istiyoruz. Bunun için Türkiye bir an önce gerekli reformları tamamlayarak AB üyeliğinin gereklerini yerine getirmelidir. Türkiye AB üyeliği için gerekli şartları yerine getirmekte ayak sürümekten de vazgeçmelidir.”
Demokratik bir anayasa şarttır
“Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, aradan geçen 36 yıllık zamana rağmen hâlâ askeri darbenin izlerini ve ruhunu taşıyor. Biz HAK-PAR olarak Türkiye'nin çok uluslu, çok kültürlü yapısına uygun çağdaş, sivil, demokratik bir Anayasa yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu Anaysa federal yapılanmaya, AB standartlarında, çoğulcu, katılımcı demokrasiye zemin oluşturmalıdır. Kopenhag Kriterleri'nin gerekleri yerine getirilmelidir.
Venedik Komisyonu Şartı'na uygun olarak şiddeti dışlayan siyasi partiler ve dernekler kurulabilmeli, siyasi ve sivil hayattaki yerlerini alabilmelidir. Siyasi Partiler Yasası, Seçim Yasası demokratikleşmeli; seçim barajı tümden kaldırılmalı, her parti aldığı oy oranında parlamentoda temsil edilmeli ve aldığı oy oranında hazineden yardım almalıdır. Ceza Yasası adil ölçülerde değiştirilmeli, Terörle Mücadele Kanunu kaldırılmalıdır.”
Kadın sorunu
“Birleşmiş Milletlerce kabul edilen ve Türkiye’nin de tarafı olduğu Kadınlara Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ne (CEDAW) uygun olarak ülkemizde kadınların toplumsal ve siyasal yaşama eşit katılımı önündeki engellerin kaldırılmasından yanayız.
HAK-PAR toplumsal cinsiyetçi, erkek egemen sistemin her gün yeniden ürettiği eşitsizliğe ve baskı mekanizmalarına karşı mücadele edecektir. Kadının toplumsal, sosyal, siyasal, ekonomik hayata katılımını destekleyecek, eşitsiz katılımı engelleyici tüm tedbirleri alacaktır.”
İşçi ve emekçi hakları
“Türkiye'de emekten yana uluslararası sözleşmelerde de yer alan tüm hakları hayata geçirecek, işçi ve emekçilerin örgütlenmesi önündeki engelleri, bariyerleri kaldıracağız.
HAK-PAR olarak işçi haklarının ve yaşam güvenliğinin çağdaş standartlarda olması için çalışacağız. Asgari ücret bir toplum için utanç verici bir emek ölçütüdür. Hak-Par tam ücretli işçi ile asgari ücretli işçi sıfat ve standardı arasındaki farkı kaldıracak, “Eşit emek eşit ücret” ilkesini bütün emekçiler lehine hayata geçirecektir. HAK-PAR mesleki eğitim grubuna giren sektörler dışında çocuk işçilerin çalıştırılmasını yasaklayacak, bu konuda etkin bir denetleme mekanizması oluşturacaktır.”
Engellilerin durumu ve şartları
“Türkiye'de engelli vatandaşların durumuna ve sorunlarına yönelik dünya standartlarını uygulayacak, aile, çevre ve toplumun eğitilmesi, bilinçlendirilmesi için çalışacaktır. Engellileri koruyan, takip eden ve denetleyen mekanizmaları öncelikle devreye sokacaktır”
Çevre ve doğa
“HAK-PAR doğa ve çevre bilincinin gelişmesine önem veren bir partidir. Bu konuda toplumsal bilinç yaratmak için çevreci gruplarla, kuruluşlarla ilişkiye geçer, doğa ve çevre koruma projelerini destekler, katkı sunar.”
Kent ve yaşam
“HAK-PAR modern, çağdaş kent ve bölgeleri, doğa ve çevreyi tahrip etmeden, doğa ve çevrenin ekonomik değerini bozmadan inşa edecektir. Yeşil alanları, ekonomik değeri olan arazileri, bitki örtüsünü, ormanları koruyacak, kentleşme ve sanayileşme titiz bir doğayı koruma anlayışıyla yürütülecektir.”
Ekonomi ve ekonomik gelişme
“Biz HAK-PAR olarak ekonomik gelişmenin toplumun barış, huzur ve güven içinde olmasına bağlı olduğunu düşünüyoruz. İç ve dış sorunların savaş araçlarıyla değil, barışçı yollarla ve araçlarla çözülmesi kaynakların silahlanmaya, çatışma ve operasyonlara, militarist çarkı güçlendirmeye değil toplumun ekonomik ve sosyal gelişmesine yöneltmeye olanak sağlar. HAK-PAR ülke ve çevre kaynaklarını tanka, topa, kurşun ve bombaya değil, üretime, kalkınmaya harcayacak.”
İşsizlik ve yoksulluk
“HAK-PAR bölgeler arası ekonomik dengesizliğin yarattığı bu işsizlik ve yoksulluğa bir çözüm bulmak için bölgelerin durumuna uygun özel yatırım ve kalkınma programını uygulamayı hedeflemektedir. Özel olarak, Kürdistan'da sürdürülen kirli savaş nedeniyle çoraklaştırılan bölgenin yeniden cazip hale getirilmesi için savaştan etkilenen, yerinden yurdundan, köyünden ve tarlasının başından ayrılmak zorunda kalan insanlarımızın geri dönmesini sağlayacak bir sosyal ve ekonomik politikayı hayata geçireceğiz.”