Hacettepe Teknokent'te faaliyeti sürdüren bir firma, vücuda uyumlu sentetik kemik ve kıkırdak üretti. Üretilen malzeme, kanser veya kazaların yol açtığı travmalarda oluşan kemik ve kıkırdak kayıplarında kullanılabiliyor.
Vücuda uyumlu sentetik kemik ve kıkırdak üreten firmanın Bilimsel Operasyonlar Direktörü ve HÜ Biyomühendislik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Halil Murat Aydın, 2009'dan bu yana temel olarak seramik ve polimer tabanlı, doku mühendisliği yaklaşımıyla iyileşmeyi sağlayan ürünleri ürettiklerini ve bu yıl da Almanya'da ilk vaka çalışmalarına başladıklarını söyledi.
İnsan hücreleriyle birleştiriliyor
“Patentlerimiz var ve Türkiye'de alanımızdaki tek üreticiyiz” diye konuşan Aydın, şunları söyledi:
“Farklı formülasyonlardaki malzemelerimiz sert doku kayıplarında, travma veya kanserli bir dokunun alınması ile oluşan bir bozulma durumunda kullanılabiliyor. Farklı endikasyonlar ve farklı bölgeler için toz, granül, oyun hamuru ya da enjekte edilebilir formlarda seramik, polimerik ve kompozit yapılarda ürünlerimiz var. Bu ürünler doku mühendisliği tabanlı yeni bir teknoloji ile çalışıyor. Normal şartlarda iyileşmeyecek büyüklükte kemik kayıplarında, insandan alınan hücrelerle birleştirilerek de uygulama yapılabiliyor. Cerrah kayıbın olduğu alana ulaştıktan sonra malzememizi kemik iliği, kan, hastanın kendi kemiği gibi farklı elemanlarla birleştirebiliyor. Vücudun iyileşmesine yardımcı olmak için ürettiğimiz kemik ya da kıkırdak onarıcı malzeme, hücrelere bir ev görevi yapıyor. Hücreler bu eve yerleşiyor. Eve uyum sağlayınca kemik, kıkırdak, yumuşak doku onarılmaya başlıyor.
6 ayda yeni doku oluşuyor
Bizim malzemelerimizin herhangi bir hastalık bulaştırma riski yok. Genelde 3 ila 6 ayda yeni doku oluşuyor ve ardından bizim malzememiz eriyerek yerini doğal dokuya bırakıyor ve bu sayede hastayı bir kez daha ameliyat edip onarıcı malzemenin alınmasına gerek kalmıyor.”
Vücuda uyumlu sentetik kemik ve kıkırdağın, kırıklarda, travmalarda, el, ayak çene ve omurga cerrahisinde, eklem kıkırdağında görülen hasarlarda kullanılabildiğini anlatan Doç. Dr. Aydın, “Bu malzemeler ileri yüzey ve yığın özellikleri sayesinde iyileşmeyi hızlandırmakta ve metal implantlardaki gibi ikinci bir ameliyatla alınma ihtiyacını ortadan kaldırmaktadır” dedi.
Cerrahlar inanmadı
Suprabone adını verdikleri ilk ürünün piyasaya verilmesinin ardından geçen yaklaşık 4 yıllık süreci anlatan Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Cerrahlar, Türkiye'de böyle bir malzemenin üretiliyor olmasına dahi inanmıyorlardı ancak yakın zamanda bu kadar vakadan almış olduğumuz çok iyi sonuçlar neticesinde ürünlerimize güven de oldukça arttı ve her geçen gün vaka sayılarımız ve ürün çeşitliliğimiz de buna paralel artıyor.
Öncelikle bu ürünler oldukça büyük bir bilgi birikimi ve yatırımın sonucunda elde edilmiş ürünler, CE belgesine sahip olup tüm Avrupa'da satılabilecek standartlara da sahip. Almanya'da bu yıl ilk vaka çalışmalarımız başladı. Belgelendirme kuruluşumuz İngiliz Standartları Enstitüsü'dür. CE belgemizde bu bellidir ve kalitemizin bir göstergesidir. Olabilecek en üst standartlarda üretim yapmakta olduğumuz bu belgelerimizle tespit edildi. Tüm bunların yanı sıra bu tür katma değeri yüksek ürünlerin Türkiye'de üretiliyor olması başlı başına desteklenmesi gereken bir efor. Kimi zaman daha iyi performans bile gösteren bu ürünleri çok yüksek fiyatlarla yabancı firmalardan almanın bir anlamı yok. Türkiye'de artık çok ileri biyomalzemelerin de üretilebileceğinin bir gösterdik.”