Yaşam

Güney Sudan'da zehirli içme suyu krizi

Güney Sudan'da petrol üretimi nedeniyle yarım milyondan fazla insanın içme suyuna zehirli atık karıştı. Bölgede ham petrol çıkartan petrol devi Petronas Nisan ayında soruna çözüm bulacağını vadetmişti ancak kriz sürüyor.

10 Kasım 2018 15:46

DW'ye geçen Nisan ayı ortasında hiç beklenmedik bir e-posta ulaştı. Hem mesajı gönderen hem de mesajın içeriği sürprizdi. Daha önce yayınlanan bir haberimizde, Hoffnungszeichen (Umut İşareti) adlı Alman yardım kuruluşu tarafından Malezyalı petrol devi Petronas'a yöneltilen ağır ithamlara, bizzat şirketin basın sözcülüğü tarafından cevap veriliyordu.

Haberde Hoffnungszeichen yetkilileri, Güney Sudan'daki petrol üretimi nedeniyle 600 binden fazla insanan içme suyuna zehirli petrol atığı karıştığını öne sürüyordu. Bunun baş sorumlusu olarak da aynı zamanda Formula 1 ekiplerinden Mercedes'in de sponsoru olan Petronas şirketi gösteriliyordu.

"Sorumluluk sahibi bir şirket olarak, bölge halkının gereksinimleri bizim için öncelikli konumdadır” denilen açıklamada, Alman yardım kuruluşunun ithamları kesin bir şekilde reddediliyordu. Aynı zamanda Hoffnungszeichen ile yapıcı bir görüşme gerçekleştirildiği ve eleştiriler ışığında Güney Sudan'daki durumun iyileştirileceği de vadediliyordu: "Masada somut bir proje mevcut ve inceleme devam ediyor.”

Nisan ayında umut ışığı

DW'ye konuşan yardım kuruluşunun ikinci başkanı Klaus Stieglitz, taraflar arasında İsviçre'nin Zürih kentinde yapılan ilk görüşmenin ilginç geçtiğini anlattı. Hoffnungszeichen'e ilk bilgiler 2007 yılında ulaşmış. Güney Sudan'daki içme suyuna ağır metal ve tuz karıştığı tespit edilmiş. Bunların çoğunlukla petrol üretimi sırasında oluşan atık maddeler olduğu biliniyor.

Bölgedeki sağlık odaklı projeler, o dönemde umut ışığı doğmasına neden olmuştu. Ancak geçen zaman içinde hazırlanan çeşitli uzman raporları, pek de iç açıcı sonuçlar içermiyor. Örneğin Berlin Charite Hastanesi uzmanlarının bir raporunda, bölge insanlarının saç örneklerinde kurşun ve barium maddelerine rastlandığı belirtiliyor.

Bu zehir atıklar, felç, böbrek yetmezliği ve kansızlık gibi vahim sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Bu yüzden Hoffnungszeichen, partner şirket African Water Ltd. ile birlikte bölge insanına temiz içme suyu sağlanması için bir proje geliştirdi.

Klaus Stieglitz, "Geliştirdiğimiz çözüm önerileri Petronas yetkilileri tarafından dinlendi. Temkinli bir ilgi ve açıklık sergilediler” diyor. DW'ye de ibraz edilen proje belgelerine göre, African Water Ltd. halen kullanılamaz durumdaki 15 su kuyusunu bir yıl içinde yeniden işler hale getirmeyi planlıyor. Kuyu başına 123 bin Euro maliyet hesabı yapan şirket, 15 kuyu için toplam 1,7 milyon Euro'luk bir kaynağa ihtiyaç duyuyor.

450 kilometre uzakta alternatif proje

DW olarak bu projenin akıbetini merak edip Petronas şirketinden bilgi istedik. Ekim sonunda aldığımız cevap hayli şaşırtıcıydı: "Kendi su projemizi hayata geçirmeye karar verdik. ‘Hayat için su' projemiz sayesinde 40 binden fazla insan, temiz içme suyunun avantajlarından yararlanacak.” Şirket sözcüsü Zahariah Abd Rahman imzalı açıklamada, proje kapsamında beş yeni kuyunun açılacağı, 15 mevcut kuyunun tadilattan geçirileceği ve beş yeni su tankının kurulacağı belirtiliyor. Ayrıca bunu başka projelerin de izleyeceği kaydediliyor.

Ancak asıl şaşırtıcı olan, projenin petrol üretim bölgesinde değil de başkent Cuba'da hayata geçiriliyor olması. Hoffnungszeichen'den Klaus Stieglitz durumu şöyle değerlendiriyor: "Elbette ki başkentte yaşayanların da temiz içme suyuna ihtiyacı var. Ancak unutulmamalıdır ki, Cuba'nın 450 kilometre kadar kuzeyindeki bölgede yaşayan 600 bin kişi, Petronas'ın uygulamalarından dolayı büyük mağduriyet yaşıyor. Bildiğimiz kadarıyla Petronas, buradaki insanlara temiz içme suyu tedarik edilmesi için henüz bir çözüm geliştirmedi.”

Petrol üretimine yeni teşvikler yolda

Sorun önümüzdeki aylarda daha da ciddi boyutlara ulaşabilir. Zira Güney Sudan yönetimi, petrol üretimine yönelik teşvikleri artırmaya hazırlanıyor. Bu da Petronas'ın daha geniş bir bölgede petrol çıkartacağı anlamına geliyor. Hükümetin, petrol gelirlerine ihtiyacı had safhada. Zira yıllar süren iç savaş nedeniyle ülke her anlamda sıfırı tüketti. Diğer yandan devlet başkanı Salva Kiir liderliğindeki hükümet, her yıl ortalama bir milyar Euro dolayında askerî harcama yapıyor.

Petrol Bakanı Ezekiel Lol, geçtiğimiz Ağustos ayında yerel basına yaptığı açıklamada, kendileri için çevre korumanın çok büyük önem taşıdığını söyledi. Petronas sözcüsü Rahman da ülke yasalarına tam bir bağlılık içinde hareket ettiklerini vurguladı.

Bu iyi niyet açıklamalarına rağmen, yardım kuruluşu Hoffnungszeichen Başkan Yardımcısı Klaus Stieglitz, yine de endişelerini dile getiriyor: "Şunu belirtmemiz gerekir ki, Güney Sudan yolsuzluğun pençesinde bir devlet. Bildiğimiz kadarıyla petrol endüstrisini kontrol edemeyecek kadar da güçsüz bir durumda. Burada üretim yapmak petrol endüstrisinin hesabına geliyor. Çünkü üretim maliyeti oldukça düşük ve çevre koruma yönetmelikleri kolayca devre dışı bırakılabiliyor.”

Daniel Pelz

© Deutsche Welle Türkçe