Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Maslak’taki Harp Akademileri komutanlığında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ve Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Arslan Güner tarafından karşılandı. Gül, burada yaptığı konuşmada, subaylara seslenerek ''Taşların yerinden oynadığı bir dönemden geçiyoruz'' dedi.
Gül, İran'ın nükleer programına da değinerek "İran'ın nükleer programı çerçevesinde odaklanan gerilimin sıcak bir çatışmaya dönüşme ihtimali bulunmaktadır" dedi.
Gül: TSK göz bebeğimiz
'Taşlar yerinden oynuyor'
İran’da sıcak çatışma uyarısı
Cumhurbaşkanı Gül, Harp Akademileri Komutanlığı'nda verdiği konferansta, Suriye'de akan kanın devam ettiğini, Irak'ta mezhepsel temelde siyasi istikrarsızlığın yaşandığını, İran'ın nükleer programı çerçevesinde odaklanan gerilimin sıcak bir çatışmaya dönüşme ihtimali bulunduğunu belirterek, “Yakın komşularımızda cereyan eden bu istikrarsızlık ortamı, bölgesel ve küresel güç mücadelesinin provasının yapıldığı yeni bir soğuk savaş sahnesine dönüştürülmek istenmektedir. Bölgedeki gerilimin sıcak çatışmalara veya iç savaşa sebep olması durumunda, yeni bir belirsizlik ve kaos ortamının doğması yüksek bir ihtimaldir. Bu şartlar altında, Türkiye'nin gelişmeleri uzaktan izleme lüksü de yoktur” dedi.
'Türkiye'nin yakın çevresinde büyük risk ve tehditler mevcuttur'
Gül, Ortadoğu'daki değişim rüzgarlarının barış, istikrar ve refaha tahvil edilebilmesinin bugünden atılacak cesaretli adımlarla da ilgili olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Geleceğe dair müspet beklentilerimize rağmen, Türkiye'nin yakın çevresinde büyük risk ve tehditler de mevcuttur. Komşumuz Suriye'de akan kan devam etmekte, Irak'ta mezhepsel temelde siyasi istikrarsızlık yaşanmakta, İran'ın nükleer programı çerçevesinde odaklanan gerilimin sıcak bir çatışmaya dönüşme ihtimali bulunmaktadır. Yakın komşularımızda cereyan eden bu istikrarsızlık ortamı, bölgesel ve küresel güç mücadelesinin provasının yapıldığı yeni bir soğuk savaş sahnesine dönüştürülmek istenmektedir. Bölgedeki gerilimin sıcak çatışmalara veya iç savaşa sebep olması durumunda, yeni bir belirsizlik ve kaos ortamının doğması yüksek bir ihtimaldir. Bu şartlar altında Türkiye'nin gelişmeleri uzaktan izleme lüksü de yoktur. Bir yandan her türlü olumsuz senaryoya karşı hazırlanırken, diğer yandan böylesine bir felaketin önüne geçmek için diplomasinin tüm imkanlarından azami ölçüde yararlanmak mecburiyetindeyiz. Dolayısıyla, Türkiye için diplomatik aktivizm ve askeri hazırlık bir seçenek değil, zorunluluktur. Yakın bölgemizde cereyan eden bu tehdit ve risklerin güvenlik stratejilerimiz bakımından yeni yansımaları olması da kaçınılmazdır. Bu nedenle, gelişmeleri sınırlarımızın ilerisinde yönlendirebilecek strateji ve yeteneklere sahip olmak mecburiyetindeyiz.”