Sağlık

Guatrın zehirlisi yoktur

Uzmanlar 1994 yılında getirilen tuzlara iyot koyma zorunluluğunun ardından önümüzdeki nesillerde guatrın azalacağını belirtiyorlar.

27 Mart 2009 02:00
Uzmanlar 1994 yılında getirilen tuzlara iyot koyma zorunluluğunun ardından önümüzdeki nesillerde guatrın azalacağını belirtiyorlar.

Bir tiroit hastalığı olan guatr, Türkiye’de oldukça yaygın bir şekilde görülüyor. VKV Amerikan Hastanesi’nden Endokrinoloji Uzmanı Dr. Tahir Haytoğlu, 1994 yılında getirilen tuzlara iyot koyma zorunluluğunun ardından önümüzdeki nesillerde guatrın azalacağını belirtiyor.

Guatr, aslında kelime anlamı olarak ‘Büyük tiroit’ anlamına geliyor. VKV Amerikan Hastanesi Endokrinoloji Uzmanı Dr. Tahir Haytoğlu, guatrın kadınlarda erkeklere göre daha sık görüldüğünü hatta 40-50 yaş arası kadınlarda erkeklere oranla üç kat daha fazla olduğuna dikkat çekiyor. Bunun nedeninin kadınlardaki üreme çağındaki hormonlarının tiroitler üzerindeki etkisi olduğunu belirten Haytoğlu, multinodüler guatrda ise 60-65 yaşlara gelindiğinde kadın erkek farkının azaldığını söylüyor. Haytoğlu, ‘Tıbbi anlamda tiroiti büyüten her şeye biz guatr dediklerini belirtiyor.

Guatrın çeşitleri

“Tiroiti büyüten değişik değişik hastalıklar olabilir. Tamamı büyürse buna difüz guatr denir. Tiroitin içerisinde küçük nodüllerin oluşturduğu tiroit büyümesine de multi nodüler guatr denir. Ancak halk arasında guatr olarak tarif edilen hastalık multi nodüler guatrdır. Multinodüler guatr tiroit fazlalığı ile seyrediyorsa buna ‘toksik multinodüler guatr’, tiroit değerleri normal seyredene ise nontoksik multinodüler guatr denir. Toksik multinodüler guatr, halk arasında zehirli guatr olarak bilinen türdür. Orada zehirden kastedilen tiroit fazlalığı durumudur. insanlar korkuyla bahsederler oysa konu, sadece tiroit içerisinde çok sayıda nodüle bağlı tiroit bezi büyümesidir.”

'Guatr bazen belirti göstermeyebilir'


“Tiroit sorunları, çarpıntı, terleme, huzursuzluk, saç dökülmesi büyümesi bazı rahatsızlıklar yaratır. O yüzden de toksik multinodüler guatr kişide bazı şeylerin ters gittiğinin belirtisini verir. Nontoksik multinodüler guatr daha sessiz seyreder, belirti vermeyebilir.”

Guatrın iyot eksikliği olan bölgelerde daha fazla görüldüğünü belirten Haytoğlu, ‘Ülkemizde 1994’te kadar tuzların iyotlanması zorunlu değildi. 1994’ten sonra bütün tuzlar artık iyotlu. O nedenle özellikle toprağında iyotun az olduğu iç Anadolu Bölgesi, Karadeniz’in doğusu, Doğu Anadolu’nun bazı bölgeleri iyot eksikliği olan bölgelerdir. Bu bölgelerde sıklıkla büyük tiroitleri olan insanlarla karşılaşılır. Önümüzdeki nesillerde iyotların tuza eklenmesi ile beraber bu oran azalacak’ diyor.

En kesin tedavi ameliyat

Haytoğlu, guatr hastalarının tedavisinde öncelikle problemin nasıl tespit edildiğine baktıklarını söylüyor: ‘Hastanın bir şikâyeti mi var, yoksa başka bir sebepten dolayı hasta genel muayeneden geçerken saptanan bir durum mu öncelikle bunu ayırt etmek lazım. Eğer hiçbir şikâyeti yokken tesadüfen bulunmuşsa hiçbir şey yapmayıp tiroit içerisindeki nodülleri takip ederek büyüyüp büyümediğini değerlendiriyoruz. Ama hastanın şikâyeti varsa bu şikâyetinin sebebinin tiroitten kaynaklanıp kaynaklanmadığını ayırt etmeye çalışırız. Çünkü önce kişinin şikâyetini ortadan kaldırmak önemli. Genel olarak guatr ile gelen hastada ilk değerlendirme olarak tiroit fonksiyonlarına bakılması, kan tahlillerinin yapılması lazım. Ultrasonografi ile de nodüllerin yapısı hakkında daha detaylı bilgi toplamaya çalışırız. Gerek duyarsak tiroit sintigragfisi çekilmesine karar veririz. Tiroit fazlalığının hangi nodül ya da nodüllerden geldiğini ayırt etmeye çalışırız. Çünkü zaman zaman tiroit bezinde nodülmüş gibi yapılar oluşabilir. Bunların gerçekliğini ayırt etmek için kan tahlilleri yaparak tiroit antikorlarına bakarız. Tiroit fazlalığı ile seyreden bir durum varsa bunu kontrol altına almak gerekir. Nihai tedavi radyoaktif iyot tedavisi veya cerrahi tedavi olabilir. ilaç tedavisi geçici bir durumdur.’