Akdeniz Olimpiyatları açılış töreninde sahneye çıkan Enbe Orkestrası solistlerinden Berkay Özideş, eline ve bileğine kan grubunu yazarak Gezi Parkı direnişine destek vermişti. Olayın ardından Enbe Orkestrası şefi Behzat Gerçeker'in Özdeş'in eylemine sinirlendiği, ikilinin konser sonrası kaldıkları otelde kavga ettiği ve Özdeş'in orkestradan ayrıldığı iddia edilmişti. Bu olay henüz sıcaklığını korurken, önceki gün de solist Çağlar Ökten'in, keman sanatçısı Elvan Kızılay'ın ve Kardelen Pınar'ın da gruptan ayrıldıkları öğrenildi. Üyeler, gruptan neden ayrıldıklarını Facebook'tan açıkladı:
Kızılay: 'O sembol benim hür vicdanım'
Mersin'de düzenlenen Akdeniz Olimpiyatları öncesindeki yoğun güvenlik uygulamalarını ve yaşanan bilet krizini anlatan Elvan Kızılay, yaptığı açıklamada şöyle konuştu: "Bir müzisyen olarak içinde bulunduğum durumu sürekli yutuyor olmak, hassasiyetimi doruk noktasına taşıdı. İnsanları Gezi Parkı başta olmak üzere tüm Türkiye 'de yaşanan şiddeti, duyarlılığa davet etmek icin bir şey yapmak istedim. Gezi Parkı'nda geçirdiğimiz günlerde, herhangi bir kargaşa sonucu gercekleşebilecek acil bir müdahaleye karşı hepimiz kollarımıza kan gruplarımızı yazıyorduk. Bu süreçte aktif olarak yer aldığım göz önünde bulundurulursa, o gecenin tek farkı, kan grubumu silmeyişim ve artı olarak elime 'barış sembolü' çizip sahneye çıkmam oldu. O sembolde benim hür vicdanım, apolitikliğim, bu korkuyla satın alınmış durumumun, durumumuzun gözyaşları vardı. Ve işimi sahnede her zaman yaptığım gibi en doğru, en düzgün şekilde icra ettim. Amacım kesinlikle hiç kimseyi zan altında bırakmak değildi. Kendi tutumum ve arkadaşlarımın sessiz direnişinin arkasındayım. Bugün Enbe Orkestrası'ndan ayrıldım. Özgürlük ve barış dileklerimle, sevgi ve saygılarımı sunuyorum..."
Pınar: 'Hissettiğim şey özgürlüğünü desteklemekti'
Aynı etkinlikteki bilet krizinden bahseden Kardelen Pınar ise ayrılık sürecini şu sözlerle anlattı: "Günlerdir hatta haftalardır yaşanılan sürecin herkes farkındadır herhalde, insanlar ölümü bile göze alarak özgürlük, onur ve barış için mücadele içindeyken ,günlerdir benim de sokaklarda olduğum göz önüne alınırsa, bulunduğum konumdan rahatsızlık duymam tamamen 'insanlık'tır diyebiliriz. Ne eksik ne de fazla.. Elime çArşı'nın sembolünü yaparken hiçbir art niyet taşımıyordum. Hissettiğim şey yalnızca bu süreç boyunca hepimizin özgürlüğü, onuru ve geleceği uğruna ölen, yaralanan ve gözaltına alınıp işkence gören arkadaşlarımızı bir şekilde destekleme isteğiydi.Yapmasaydım kimliğimden eksilecek gibi geliyordu hem de yapacağım şey 'basit bir direniş sembolünü elime çizecek olmak'tı yalnızca.Yapabileceğim tek şeydi o anda. Ben ve birkaç kişi daha, hiçbir şekilde birbirinden etkilenme olmadan bu sembollerden çizdik. Sahnedeyken, TRT kameraları çekim yaptı ve bir arkadaşımız yoğun bir şekilde göründü. Konser bitiminde saygıdeğer patronumuz bu arkadaşımızı ve ona destek olmak isteyen bir diğer arkadaşımızı suçladı ve asla böyle birşey yapmamamız gerektiğini, orkestradaki diğer arkadaşlarımıza saygısızlık etmiş olduğumuzu söyledi. Bugün Enbe Orkestrası'ndan ayrıldım. Bu toplumda yaşayan bir birey olarak, toplumsal olaylara asla duyarsız kalamayacağımı bildiğim ve işyerinde duyarlılığımı ve özgürlüğümü kontrol altına almam gerektiğini net olarak anladığım için bu kararın, hem kendi hem de bulunmuş olduğum ortamdaki insanların sağlığı açısından en doğru karar olduğunu düşünüyorum. Kimseyi zan altında bırakmak, kimseye saygısızlık yapmak amacında değildim, tekrar ediyorum bana bu hareketi yaptıran "saf" insanlığımdır. Saygılarımla"
Ökten: 'Biz bir aileyiz diyordu ama...'
Stadyuma girişte yaşadığı organizasyon bozukluklarına sitem eden Çağlar Ökten ise isim vermeden Behzat Gerçeker'i eleştirdi: "Sinirden kafanızın karıncalandığı oldu mu hiç ve karın boşluğunuza hiç darbe almadan, sağlam bir yumruk yemişçesine bir acı hissettiniz mi? Umarım olmaz çok fena... Kulisteydim ve sakinleşme sürecindeydim artık... Bir insan olarak oraya gelen fikriyatı, siyasi görüşü ne olursa olsun bunların hiçbirini gözetmeksizin çıkıp şarkımı söyleyecek olan ben, sağ elime içimde kötü hiçbir neden olmadan çArşı nın büyük A'sını çizdim... Ve sonra... Her zaman biz bir aileyiz diye dolaşan ama bunun içindeki anlamı sanırım anlayamamış kabile şefim tarafından şiddet ve hakaret görerek cezalandırıldık... Hayatımda aldığım en büyük doğum günü hediyesiydi başta devlet baba ve kabile şefim olmak üzere tüm vicdan sahiplerine bana bu büyük hediyeyi bahşettikleri için teşekkür ederim."
Konuyla ilgili olarak Enbe Orkestrası şefi Behzat Gerçeker'in ise ilerleyen günlerde bir basın açıklaması yapacağı öğrenildi.