Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Yasemin Çongar, Genelkurmay Başkanı'nın medyaya talimat veremeyeceğini söyledi.
Aktütün saldırısıyla ilgili iddiaları gündeme getiren Taraf Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Yasemin Çongar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un konuşmasını şöyle değerlendirdi:
”Aşırı sert ve tehditkâr bir açıklama. Genelkurmay Başkanı medyaya talimat veremez. Bir Genelkurmay Başkanı'ndan beklenmeyecek bir uslüpla konuştu. Bu çok üzücü ama esas üzücü olan kamuoyonun beklediği bilgilerin bu açıklamada olmamasıydı. Bu saldırı neden amacına ulaştı, ulaşmadıysa neden bu kadar şehit verildi, bir Genelkurmay Başkanı'nın görevi bunları açıklamak olmalıydı. Konuya ilişkin soruşturma açıldığını söyledi, bu sevindirici ama daha önce benzer soruşturmalarda bu incelemelerin sonuçları kamuoyuyla paylaşılmadı. Bundan sonra paylaşılacak mı, bilmiyoruz...
Aktütün olayında Taraf'ın yayınladığı bu belgeler Genelkurmay'ın saldırıdan haberdar olduğunu gösteriyor. Bu yöndeki okumamız doğru mu, doğruysa gereği neden yapılmadı? Bunların cevabını vermeyip, tehditkar bir üslüp kullanması son derece üzücü. Genelkurmay başkanı topluma bunların hesabını vermek zorundadır. Doğruluğundan emin olduğumuz sürece elimize geçen bilgileri yayınlıyoruz, yayınlamaya da devam edeceğiz.''
Başbuğ: Sınır aşıldı
Aktütün baskını sürpriz değil
Bazı gazeteciler ve Basın Konseyi de orgeneral Başbuğ’un açıklamasını çok sert buldu.
Murat Yetkin (Radikal): Aslında açıklama için söylenecek pek bir şey yok. Genelkurmay'ın yayınlara ne kadar tepkili olduğunu öğrenmiş olduk. Çok açıklayıcı değildi, daha çok tepki gösteren bir açıklamaydı. Gizli bilgileri sızdıranlara ilişkin mesajlar verdi, ama Aktütün konusunda yapılan yayınlar doğru muydu bunu anlamak mümkün olmadı. Bu açıklama yayınlanan belge ve bilgilerin doğrulandığı anlamına geliyor mu, gelmiyor mu, bu net değil. Soru sorma imkânı olsaydı bunların doğru olup olmadığına ilişkin bir şeyler söyleyebilirdik. Keşke gazetecilere soru sorma imkânı verilseydi de bunları anlayabilseydik.
Ruşen Çakır (Vatan): Çok sert bir açıklama. Başbuğ bu sert açıklamasıyla çıtayı o kadar yükseltti ki o çıtayı aşmak nasıl olacak bilmiyorum. Devamının geleceğini gösteren çok sert bir açıklamaydı. Aktütün olayında terör örgütünün başarılı olarak gösterildiği şeklindeki sözleri de dikkat çekici. Belli ki bu yöndeki yayınlar Genelkurmay'ı çok rahatsız ediyor. Bu sızma olayını Başbuğ'un çok ciddiye alacağını biliyorduk ama göreve geldikten çok kısa bir süre sonra sızmış olması bu olayın artık Genelkurmay için kronik bir hal olduğunu gösteriyor. Genelkurmay'ın bunun üstüne gideceğini, bununla çok ciddi olarak uğraştıklarını söyleyebiliriz.
Dağlıca olayında da benzer bir açıklama olmuştu ama kamuoyuna yönelik bilgilendirme yapılmamıştı. Sızan bilgi ve belgelere yönelik kendi içlerinde bir değerlendirme yapıyorlar ama bunların kamuoyunu bilgilendirmek için kullanılacağını sanmıyorum.
Belki eskiden de sızıyordu ama yayınlanma konusunda ürkek davranılıyordu. Ama şimdi bazı gazeteler özellikle Taraf gazetesi bu yönde çok aktif bir yayın çizgisi izliyor. Birçok belge Taraf'a sızdı. Ama örneğin polisi zor durumda bırakacak bir belge görmedik Taraf'ta, nedense daha çok askere yönelik. Yasemin Çongar daha önce kaynaklarına ilişkin açıklamada 'birkaç iyi adam' filmine gönderme yapmış, ellerine geçen belgelere birkaç iyi adamın sızdırması sonucu ulaştıklarını belirtmişti.
Genelkurmay'ın rahatsız olduğu iki konu olduğunu söyleyebiliriz:
- Genelkurmayın gizli belgesinin medyaya sızıyor olmasından
- Bu bilgilerin sunuş şeklinden rahatsızlar.
Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi: Genelkurmay Başkanı Orgl.İlker Başbuğ’un Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmayı amaçlayan kampanya nitelikli yayınlar nedeniyle tepki duyması normaldir. Bu yayınlara karşı Silahlı Kuvvetlerimizin hukukunu koruması da hem hakkı hem de görevidir. Ancak bu tepkinin medya dünyasını tedirgin etmeyi amaçladığı izlenimini veren bir üslupla dile getirilmesi doğru değildir.
Sayın Başkanın haklı mücadelesinde kendisini desteklemek bu ülkeye sevgi ile bağlı herkesin görevdir ancak bu görevin bihakkın yerine getirilmesi sadece ifade özgürlüğüne hepimizin saygı duyduğu ortamda mümkün olur.