Sağlık

Genel Sağlık-İş: İlaç ve tıbbi teknoloji konusunda dışa bağımlı olan Türkiye'nin sağlık sistemi dibe vurdu

"2018 yılı sağlık çalışanları için kara bir yıl oldu"

01 Ocak 2019 14:13

Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Zekiye Bacaksız, 2018 yılının sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin beklentilerinin karşılanmaması nedeniyle hayal kırıklıkları ile dolu bir yıl olduğunu söyledi. “Yetersiz ve tüm sağlık çalışanlarını kapsamayan yasal düzenlemeler nedeni ile sağlık çalışanları umutsuzluğa sürüklendiğini” ifade eden Bacaksız, “Yıpranma payı hakkı ve emeklilik koşullarının iyileştirilmesi için yasal düzenlemeler tüm sağlık çalışanlarını kapsayacak şekilde çıkarılmamış, çalışanlar arasında ayrımcılık yapılmıştır” dedi.

“2002 yılında göreve gelen AKP’nin uygulamaya koyduğu Sağlıkta Dönüşüm Programı en acı meyvelerini 2018 yılında vermiş, ilaç ve tıbbi teknoloji konusunda dışa bağımlı olan ülkemizin sağlık sistemi dibe vurmuştur” değerlendirmesinde bulunan Bacaksız’ın yazılı açıklaması şöyle:

“2018 yılını, ekonominin kara gölgesinde geçen, çalışanın daha da fakirleştiği, umutların törpülendiği bir yıl olarak geride bırakıyoruz. Türk Lirasının, Dolar ve Euro karşısında tarihin en büyük değer kayıplarından birini yaşandığı 2018 yılında, ekonomik kriz tüm çalışanları derinden sarsmıştır.

7 gün 24 saat büyük bir özveri ve fedakârlıkla çalışan sağlık emekçileri, 2018 yılında hak ettikleri ücrete kavuşmak bir yana; ücretler, son 15 yılın rekorunu kıran enflasyon karşısında erimiştir.

2002 yılında göreve gelen AKP’nin uygulamaya koyduğu Sağlıkta Dönüşüm Programı en acı meyvelerini 2018 yılında vermiş, ilaç ve tıbbi teknoloji konusunda dışa bağımlı olan ülkemizin sağlık sistemi dibe vurmuştur. Ekonomik kriz “işletme mantığı” ile hareket eden hastaneleri de etkilemiş, ithal edilen tıbbi teknoloji, tıbbi sarf ve ilaç fiyatlarındaki artış nedeni ile kamu hastanelerinde ciddi sıkıntılar yaşanmıştır. Bazı kamu hastanelerinde ithal tıbbi teknolojik ürünlerin temin edilememesi nedeni ile ameliyatlar durma noktasında gelmiştir.

Acil servislere yığılmaların önüne geçilemediği 2018 yılında, vatandaşlarımız sağlık için cebinden daha çok para harcamıştır. Buna karşın siyasi iktidar, Sağlık Bakanlığı 2019 bütçesinin yüzde 12,7’sini şehir hastaneleri üzerinden kendi sermaye gruplarına aktarmıştır.

2018 yılı sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin beklentilerinin karşılanmaması nedeniyle hayal kırıklıkları ile dolu bir yıl olmuştur. Yetersiz ve tüm sağlık çalışanlarını kapsamayan yasal düzenlemeler nedeni ile sağlık çalışanları umutsuzluğa sürüklenmiştir. Yıpranma payı hakkı ve emeklilik koşullarının iyileştirilmesi için yasal düzenlemeler tüm sağlık çalışanlarını kapsayacak şekilde çıkarılmamış, çalışanlar arasında ayrımcılık yapılmıştır.

Personel açığı 2018’de de kapatılamamış, sağlık çalışanları batı ülkelerindeki meslektaşlarına göre daha az kazanıp daha çok çalışmışlardır. Üstelik 2018 yılında döner sermaye katkı payları ödenemez hale gelmiştir. Seçim öncesi vaat edile 3600 ek gösterge sözü yine tutulmamıştır.

Sağlık çalışanları, aşırı ve düzensiz çalışma, ücret yetersizliği ve adaletsizliği, çalışma barışının bozulması, mesleki tatminsizlik, meslekte yükselmelerde kayırmacılık, liyakatin dikkate alınmaması, çalışma koşullarının sürekli değişmesi, güvencesizlik, gelecek kaygısı ve şiddet nedeniyle 2018 yılında da tükenmişlikten kurtulamamıştır.

Bir hekimin başından vurularak öldürüldüğü 2018 yılında sağlıkta şiddet artarak devam etmiş, siyasi iktidarın çıkardığı şiddet yasası da sağlık çalışanlarının beklentilerini karşılamamıştır.

Genel Sağlık-İş olarak 2019 yılından beklentimiz; sağlıkta piyasalaşmaya son verecek, Atatürk’ün başlattığı ulusal, kamucu ve halkçı sağlık politikalarının uygulamaya tekrar geçirildiği, tüm emekçilerin insan onuruna yaraşır bir yaşam ve çalışma koşullarına kavuştuğu bir yıl olmasıdır.

2019 yılı Genel Sağlık-İş için Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı kalarak; haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe karşı mücadelemizin katlanarak artacağı bir yıl olacaktır.

2019 yılının ulusumuza ve tüm insanlığa barış, adalet ve özgürlük getirmesini diliyoruz.”