İstanbul 14. Aile Mahkemesi, çocuğunu eşinin ailesine karşı ‘doldurduğu’ iddia edilen kadının 3 ay süreyle bir uzmandan danışmanlık hizmeti almasına hükmetti. İtiraz yolu açık olan karara göre kadın, mahkemenin verdiği ‘danışmanlık tedbiri' kararına uymaması durumunda çocuğun velayetini kaybetme ihtimaliyle karşı karşıya kalacak.
Sözcü’den Şeyma Ulusoy’un haberine göre, iş insanı Ali B., şirketinin hukuk departmanında çalışan avukat Esra C. ile 2012 yılında evlendi. Evliliklerinin ikinci yılında çocuk sahibi olan çift, bir süre sonra Ali B.'nin kız kardeşleri ve annesine olan ‘düşkünlüğü’ yüzünden sorunlar yaşamaya başladı. Eşinin, kız kardeşleri ve annesiyle olan ilişkisi yüzünden kıskançlık krizine girdiğini ve bu yüzden de sık sık tartıştıklarını öne süren Ali B. İstanbul 14. Aile Mahkemesi'ne başvurarak boşanma davası açtı.
“Kız kardeşlerim ve annemden beni kıskanması benim için son nokta oldu”
Dilekçesinde babasını kaybettikten sonra evin tek erkek çocuğu olarak annesi ve kız kardeşleriyle olan bağının daha sağlam ve sevgiye dayalı olduğunu ileri süren Ali B., evliliğin mutlu bir şekilde sürmesi için ellerinden gelen her fedakârlığı göstermiş olmasına rağmen eşinin evlilikleri boyunca yaşadıkları tüm tartışmaların nedeni olarak annesi ve kız kardeşlerini gösterdiğini belirtti. Ali B. eşinin annesi ve kız kardeşlerine olan takıntısının ileri noktada olduğunu iddia ederek, sık sık kız kardeşlerinin belli bir yaşa gelmelerine rağmen evlenmemelerini rencide edecek şekilde söylediğini ifade etti. Severek evlendiği eşi Esra C.'nin kıskançlıklarının her geçen gün artmasıyla evliliğin çekilmez bir hale geldiğini iddia eden Ali B., “Kız kardeşlerim ve annemden beni kıskanması benim için son nokta oldu” dedi.
Çocuğun yetişkinlere ait ifadeleri dikkat çekti
Çocuğuyla görüşmesinin 8 ay boyunca avukat olan eşi tarafından engellendiğini, bu engellemeyi ancak mahkeme kararıyla aşabildiğini ifade eden Ali B., İstanbul 14. Aile Mahkemesi'nde 2 yıldır devam eden davanın dilekçesinin devamında; “Dört buçuk yaşındaki oğlum halaları ile iyi anlaşıyordu. Son iki görüşmede farklı davranışlar sergilediğini gözlemledim. Halasının giysilerine tükürüp, ‘Siz annemi seviyor musunuz, o sizi sevmiyor' şeklinde sözler söylemeye başladı. Çocuğumun annesinden etkilendiği açıkça anlaşılmaktadır” diye konuştu.
Mahkeme babanın iddiaları üzerine küçük çocuğun davranışlarının incelenmesi için pedagoga sevk etti. Uzman pedagogun çocukla görüşmesinin ardından hazırladığı raporda şu değerlendirmeler dikkat çekti; “Çocuğun halaları ile ilgili beyanlarında halalarının maske takmış olması, babasını elinden aldıkları, dışarından iyi göründükleri ama aslında kötü oldukları, onların kendilerine ait eşyaları çaldığı gibi yetişkinlere ait ifadeler dikkat çekmiş. Ebeveynlerin birbirleri ve diğer aile bireyleri hakkında çocuğun yanından bu tür olumsuz beyanlarda bulunmalarının çocuğa ‘taraf olma' sorumluluğunu yükleyerek üzerine baskı oluşturabileceği özellikler velayete konu olan küçüğün yaş dönemi dikkate alındığında ‘maske takmak' ve benzeri soyut kavramlarla olumsuz yüklemelerin yapılmaması gerektiği davalı tarafça dikkate alınmalıdır. Tüm bu bilgiler doğrultusunda müşterek küçüğün direk ebeveyn ve aile bireyleriyle iletişim ve ilişki dinamiklerinin sağlıklı bir şekilde ilerleyebilmesi adına anneye yönelik danışmanlık tedbirinin uygulanmasının çocuğunun yüksek yararına olacağı düşünülmektedir.”
Rapordaki uzman değerlendirmesini dikkate alan mahkeme davalı anne hakkında 3 aylık süre ile ‘danışmanlık tedbiri' verilmesine karar verdi. Kararın uygulanması için İstanbul Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü'ne karar suretinin gönderilmesine hükmeden mahkeme, Çocuk Koruma Kanununa dair verilen koruyucu ve destekleyici tedbir kararlarının uygulanması hakkındaki yönetmeliğin 9/2 maddesi gereğince verilen tedbir kararının kesinleşmesinin beklenmeksizin derhal uygulanmasına karar verdi.