Politika

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Özdağ: Bahçeli, küçük partiler Meclis'e giremesin diye seçim sisteminde değişiklik öneriyor

14 Ocak 2021 21:35

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklamaları ile ilgili "Doğru söylüyor ama bunu söylerken kendi partisini düşünüyor, Türkiye'yi düşünmüyor. Örneğin benim bölgem Manisa'da dar bölge uygulanırsa mezhepsel yapılar, mafyatik yapılar ve parası olanlar Parlamento'ya girebilir, temsilde adalet sağlanamaz" dedi.

RS FM'de Atilla Güner'le Akşam Postası'na konuk olan Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selçuk Özdağ, Devlet Bahçeli'nin seçimle ilgili daraltılmış bölge sistemi, milletvekili adaylığının yeniden tarifi, yerel yönetimin yapısının cumhurbaşkanlığı sistemine uyarlanması gibi taleplerini yorumladı. Özdağ, "Doğru söylüyor ama bunu söylerken kendi partisini düşünüyor, Türkiye'yi düşünmüyor. Örneğin benim bölgem Manisa'da dar bölge uygulanırsa mezhepsel yapılar, mafyatik yapılar ve parası olanlar Parlamento'ya girebilir temsilde adalet sağlanamaz" ifadesini kullandı.

İşte Özdağ'ın Bahçeli'nin önerilerine yönelik itirazları:

"Sadece AK Parti ve MHP karar vermesin"

''Sayın Bahçeli'nin talepleri doğru taleplerdir ama hangi niyetle, hangi maksatla istemektedir ona bakmak lazım. Türkiye'de siyasetin şeffaflığı için mi?, Milletvekillerinin güçlü bir şekilde Anadolu'dan Ankara'ya gelmesi için mi? Lider sultasını ortadan kaldırmak için mi? Milletvekilleri Türkiye'deki bugünkü sistemde liderlerinin iki dudağı arasında belirlenmekte, millet de liderlerin belirlediği listelere oy vermektedir. Siyasi partiler yasası değişmelidir. Türkiye'de siyasi partilere demokrasi gelmedikçe Meclis'e, Meclis'e gelmedikçe Türkiye'ye gelmez ama Bahçeli'nin söylemiş olduğu hususları sadece iki parti görüşmemeli. Sadece Ak Parti ile MHP değil Meclis'te bulunan tüm partilerle bu konu masaya yatırılmalı. Bu konuyla ilgili tüm ilgililere üniversitelere, hukuk fakültelerine, siyaset bilim bölümlerine, Türkiye'deki odalara ve barolara ve Türkiye'de bu işi bilen sivil toplum kuruluşlarına tartışmak, danışmak ve birlikte karar vermek için beraberce Türkiye'nin daha iyi bir milletvekili profiliyle temsil edilmesini sağlamak, bir yandan temsilde adaleti sağlamak bir diğer yandan da siyasette istikrarı oluşturmak için bunu yapmak gerek.

"MHP, kendini kurtarmak istiyor"

"Yerel yönetimlerle ilgili bir cümle etti ki doğrudur. Türkiye'de yerel yönetimler seçimleri 31 Mart'ta gerçekleşti ve 23 Haziran'da İstanbul seçimleri yenilendi ama hem Cumhur ittifakı hem de Millet ittifakı, ittifak yaptılar oysa ki yasası yoktu ve o gün Türkiye'de eğer AYM olsaydı o seçimleri iptal ederdi. Bugün yapılmak istenenler doğrudur ama hangi maksatla yapmak istiyorlar bilmiyorum ama benim düşüncem şu; Cumhur ittifakı kendi iktidarını ayakta tutmak ve bir yandan da yeni kurulan partileri seçime sokmamak, seçime girerlerse bile yeni barajlar getirerek bunların oylarının çöpe gitmesini sağlamak ve kendi iktidarlarını oluşturmak mı istiyor yoksa Türkiye'de gerçekten şeffaf, adil bir siyasi partiler yasası, şeffaf, adil seçim kanunu, şeffaf, adil TBMM iç tüzüğü mü istiyor görmemiz lazım. Gördüğüm kadarıyla MHP kendini de kurtarmak istiyor daraltılmış dar bölge istemeyerek veya dar bölge istemeyerek kendisi de buradan güvensizliğini gösteriyor.

Dar bölgede Manisa örneği

"Dar bölge mesela Manisa 10 milletvekili çıkarıyor benim bölgem. Eğer dar bölge olursa Manisa 10 bölgeye ayrılıyor, her parti bu bölgeden 1 milletvekili çıkaracak. 1. Bölgeden en çok oy olan 1 milletvekili çıkaracak. Daraltılmış dar bölgede ise Manisa diyelim ki ikiye bölünecek veya üçe bölünecek burada en çok oyu alan kişi birinciyi daha sonra gelen ikinciyi daha sonra gelen ise artıklarla, paylaşımlarla beraber burada başka partilerin de milletvekili çıkartma şansları oluşacak. Öbür türlü o şehirde birinci olan parti bütün milletvekillerini almış olacak. Türkiye'de temsilde adaleti sağlamamış olur ve partilerin Parlamento'da olmamasını meydana getirir ve bununla beraber etnik yapılar, mezhepsel yapılar, mafyatik yapılar ve parası olanlar buradan Parlamento'ya gelirler ve bu da Türkiye'de gerçekten temsil kabiliyeti olan liyakatli ve ehliyetli parası olmayan bir akademisyenin, parası olmayan, toplum tarafından karşılığı olan sivil toplum kuruluşu liderinin Parlamento'ya gelmesini engellemiş olur. Doğru söylüyor ama bunu söylerken kendi partisini düşünüyor, Türkiye'yi düşünmüyor. Doğrusu Türkiye'yi düşünecek şekilde bir siyasi partiler yasası çıkartmak istiyorlarsa Türkiye'de bu konuyla ilgili tüm katmanların düşünce ve görüşlerini almak lazım. Yoksa ben yaptım oldu mantığıyla hareket etmek Türk demokrasisine zarar vermiş olur. Bir yandan da Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini yaşatmak istiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi Türkiye'de çare değildir. Türkiye'de tam demokrasi için demokratik parlamenter sistem çaredir. Geçmiştekini istemiyoruz orada yanlışlar vardı, eksiklikler vardı."