Politika

Gazeteciye 300 günlük zorunlu kamu hizmeti cezası verildi

Yolsuzluk haberi yapan gazeteci İdris Yılmaz, “Örgüt propagandası” iddiasıyla açılmış bir davada 1 yıl 8 ay hapis kararının çevrildiği 6 bin lira para cezasını ödeyemeyince 300 gün kamu hizmetinde çalışma cezası aldı

19 Haziran 2017 13:26

Evrensel’den Meltem Akyol’un haberine göre, Van’da gazetecilik yapan İdris Yılmaz, bölgede yaşanan hak ihlallerini haberleştirdiği için hakkında çok sayıda dava açılan bir gazeteci. “Örgüt propagandası” iddiasıyla açılmış bir davada 1 yıl 8 ay ceza alan Yılmaz, Eski Erciş Belediye Başkanı, şimdinin Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Çiftçi ile ilgili İçişleri Bakanlığı yolsuzluk raporunu haber yapması nedeniyle de 6 bin lira para cezasına çarptırıldı. Parayı ödeyemeyen Yılmaz, bunun karşılığında 300 gün kamu hizmetinde çalışacak. Ceza nedeniyle gününün yarısında kamu kurumlarında çalışmaya başlayan Yılmaz, kalan yarısında da gazeteciliğe devam ediyor.

Son olarak Van’da 3 ayrı okulda yaşanan cinsel istismarı haberleştirdiği için hakkında ikinci kez soruşturma açıldı ve Yılmaz ‘şüpheli’ sıfatıyla bir kez daha ifade verdi.

Gazetecilik hayatı boyunca sayısız dava ile karşı karşıya kalan Yılmaz ile açılan soruştuma vesilesi ile görüştük. Yılmaz, hem davalarını, hem aldığı cezaları anlattı. Kendi yaşadıklarının Türkiye’de gazetecelerin yaşadığı süreçlerden bağımsız düşünülemeyeceğini söyleyen Yılmaz, “Gerçeklerin ortaya çıkmasından korkuyorlar, ne olursa olsun gerçeği yazmaktan geri durmayacağım” dedi.

Geçtiğimiz günlerde Van’ın Erciş ilçesinde Keklikova Mahallesi’nde bulunan bir okulda 10 çocuğun cinsel istismara uğramasını haberleştirdiği için Erciş Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı ile ikinci kez “şüpheli” sıfatıyla ifade vermeye çağrılan İdris Yılmaz, daha önce yaptığı istismar haberleri nedeniyle “Kamu düzenini bozmak”la suçlanmıştı.

Yaptığı haberlere ilişkin süreci anlatan Yılmaz, anlattıkları nedeniyle de soruşturmaya uğrama ihtimalinin olduğunun altını çizerek şöyle konuştu: “Fakat buna rağmen ben gazeteciyim, gerçeği açığa çıkarmak zorundayım. Bu istismar haberi aslında Gazete Yaşam Muhabiri Erhan Akbaş’la yaptığımız 3 aylık araştırmaya dayanıyor. Bizim araştırmamızın asıl konusu Yeşilova Mahallesi’nde bulunan Hüsnü Özyeğin Ortaokulu’ydu. Burada  C.A isimli öğretmenin okulda bulunan kız öğrencileri istismar ettiği iddia ediliyordu. Bu iddiaları henüz araştırırken Kekklikova Mahallesi’nde başka bir okulda M. D. İsimli öğretmenin  çok sayıda öğrenciyi istismar ettiği gerçeği ile karşılaştık.

Biz bu haberi yaptıktan sonra, yargı harekete geçti ve o öğretmen tutuklandı. Henüz bu istismar olayının şoku geçmemişti ki, bir istismar da ilçenin Taşkapı Mahallesinde bulunan okulda açığa çıktı. Burada da H. Y. İsimli bir öğretmen 4 öğrencilerine cinsel istismarda bulunduğu gerçeğini açığa çıkardık. Ve haberden sonra yargı yine harekete geçti ve o öğretmen de tutuklandı. Son olarak ise Hüsnü Özyeğin Ortaokulunda istismar yaşandığını ortaya çıkardık. Öğrencilerin rehber öğretmenlerine verdiği ifadelere ve okul idaresinin Erciş Milli Eğitim Müdürlüğüne öğretmen C. A. İle ilgili gönderdiği resmi yazıya ulaştık. Bunun da haberini yaptık. Fakat o öğretmen aylardır korunduğu gibi öğrenci beyanları olmasına rağmen halen korunmaya devam ediliyor. Hakkında soruşturma açılıp açılmadığını bilmiyoruz. Maalesef bu öğretmenin hakkında ciddi cinsel istismar iddiaları olmasına rağmen ilçenin merkezi bir okulunda müdür yardımcılığına terfi ettiği ve halen bu göreve devam ettiği gerçeği ile yüz yüze kaldık.”

İstismarın üstü örtülüyor mu?

Yaptıkları bu haberler sonrası mağdur çocukların aileleri ile de görüştüklerini söyleyen Yılmaz, “Bu ailelerden aldığımız görüşleri haberimize ekledik. Görüşünü almak için Erciş İlçe Milli Eğitim Müdürü Erol Şimşek’i de aradık. Kendisi olayı tamamen reddeden ifadeler kullandı. Ailelerin beyanını, yaşanan göz altıları ve istismarcının tutuklanmasını hatırlatmamız üzerine Şimşek bu sefer olayı ‘fazla abartmamamız’ konusunda bize uyarılarda bulundu. Haberin çıkması durumunda ilçenin adının bozulacağı gibi ifadelerle gazetecilik faaliyetimizi engellemeye çalıştı. Elimizde Şimşek’in  istismarın üzerini örttiğine ilişkin bilgiler de vardı. Biz de bunun haberini yaptık” dedi.

Sonrasında hakkında soruşturma açıldığını anlatan Yılmaz, ikinci kez ifade verdiklerini söyledi ve şunları ekledi. “Hakkımızda açılan soruşturmaların amacı haberlerin devamını getirmemiz konusunda bir tehdittir. Savcılıkta çok iyi biliyor habercilik şuç değildir. Ve yaptığımız haberler savcılığın yürüttüğü soruşturma dosyasını bozacak nitelikte de değildir” dedi.

 “Bakanlık raporunu haber yaptım ceza verildi”

Yılmaz’ın yaptığı haberler nedeniyle yaşadıkları bununla sınırlı değil. Eski Erciş  Belediye Başkanı, şimdinin Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Çiftçi hakkında yaptığı yolsuzluk haberleri sonrası kendisine dava açılan Yılmaz orada yaşanan süreci de şöyle anlattı:

“Fatih Çiftçi yaptığı her işin altında bir yolsuzluk açığa çıkmış, bizler bunu belgeleri ile haberleştirmiştik. Yaptığımız haberler sonrası harekete geçen İçişleri Bakanlığı, ilçeye müfettiş göndererek Fatih Çiftçi’nin Belediye Başkanlığı yaptığı dönemlerde gündeme yansıyan usulsüzlükleri araştırması talimatı vermişti. Müfettişler yaptığı inceleme ve araştırmalar sonrası Çiftçi’nin yolsuzluk yaptığı açığa çıkmış ve bu durumu raporlaştırarak soruşturma yapılması için Van Valiliğine raporu teslim etmişti. Ben de bu raporu haberleştirdim. Haberimi İçişleri Bakanlığının hazırladığı rapora dayandırmama rağmen mahkeme heyeti beni cezalandırdı. Yaptığım itirazda mahkeme heyetine raporu sunmama rağmen, itirazım kabul edilmedi.”

Para cezasını ödeyemediği için kamu hizmetine başladı

 

Davanın sonunda 6 bin lira para cezasına mahkum edildiğini söyleyen Gazeteci İdris Yılmaz, bu parayı ödeyemediği için, cezanın 300 gün çeşitli kamu alanlarında çalışmaya dönüştüğünü söyledi. Şu anda da çeşitli kamu kurumlarında öğlene kadar çalıştığını ifade eden Yılmaz, işi bittikten sonra da gazetecilik yapmaya devam ettiğini belirtti.

 “Hakkımda açılan onlarca dava var”

Bunlar dışında hakkında açılan onlarca dava olduğunu söyleyen Yılmaz, “Cumhurbaşkanlığına hakaret” ettiğim ve “örgüt propagandası” yaptığım gerekçesi ile hakkımda açılan dava sonrasında 3 ay ceza evinde kaldım. “Örgüt propagandası” iddiası ile yargılandığım davada 1 yıl 8 ay ceza aldım. Sonra bana aynı gerekçe ile bir dava daha açtılar, üstelik burada “örgüt propagandası” yaptığımı iddia ettikleri haberlerin bir bölümü zaten bana bu gerekçe ile ceza verdikleri haberler. Ve şu an bu davanın duruşmaları devam ediyor. Aynı zamanda polislerin hakkımda açtığı davalar devam ediyor. Özetle yaptığım haberlerle hem örgüt propagandası yapmak, hem Cumhurbaşkanına hakaret, hem halkı kin ve düşmanlığa teşvik etmek hem de Kamu düzenini bozmakla suçlanıyorum” diye konuştu.

 “Yaşadıklarım gazetecilerin yaşadıklarının özeti”

Yaşadıklarının iktidarın politikalarının sonucu olduğunu söyleyen Yılmaz, “Mevcut iktidar kendisine tehdit olarak gördüğü her kesimi bastırma ve susturma hırsında. Halkın gerçekleri öğrenmesi iktidarı korkutuyor. Bu anlamda gazeteciler bunlar için en önemli tehdit. İktidar satın alamadığı gazetecileri de baskı altına alıyor, tutukluyor. Bu anlamda Türkiye’deki gazetecilik yargının kıskacındadır. İşte bunun somut bir örneği  MİT TIR’ları haberleri ile gerçeğini açığa çıkarak Can Dündar ve Erdem Gül’ün yaşadıkları, Enis Berberoğlu’nun cezalandırılması, aynı zamanda TBMM’de 6 milyon seçmeni temsil eden HDP Eş Başkanlarının ve çok sayıda milletvekillerinin tutuklamasıdır.  Özgür kalemleri susturmaya hiç kimsenin gücü yetmez. Varsın gelip tutuklasınlar” dedi.