Politika

Financial Times: Erdoğan'ın büyük hırsı

Financial Times'taki analizde boyun eğmez bir karakteri olduğu belirtilen Erdoğan'ın üç amacının olduğu aktarılıyor

03 Temmuz 2014 13:29

Financial Times bugün Başbakan Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili tam sayfalık bir analize yer veriyor.

Analiz, gazetenin Türkiye muhabiri Daniel Dombey imzasını taşıyor.

Yazının başında Erdoğan'ın bu hafta içinde cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklarken yaptığı konuşmadan bölümlere yer veriliyor ve Erdoğan'ın bugüne kadar toplam sekiz seçimden zaferle çıktığı belirtiliyor.

Analizde boyun eğmez bir karakteri olduğu belirtilen Erdoğan'ın üç amacının olduğu aktarılıyor: Türkiye'yi dünyanın en büyük ekonomilerinden biri haline getirmek, daha dindar bir kuşak yetiştirmek ve bir dünya lideri olmak.

 

'Bağımsız kurumlar gerçekten bağımsız olmalı'

 

Yazıda Erdoğan'ın özellikle Fethullah Gülen hareketiyle mücadelesi kapsamında politika ve ekonomi alanında attığı otoriter adımların Türkiye'de ve dünyada dikkat çektiği belirtiliyor.

Türkiye'nin yıl içinde sosyal paylaşım Twitter'ı yasakladığı, MİT'in yetkilerini artıran yasal düzenlemelere gittiği, yargı üzerindeki yürütme gücünün arttığı belirtiliyor.

Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Salil Shetty, geçen yılki hükümet karşıtı protestolar nedeniyle yaklaşık 5500 kişi hakkında soruşturmanın sürdüğünü söylemiş.

Sermaye Piyasası Kurulu ve Maliye Bakanlığı'ndaki yetkililerle ilgili görev değişiklikleri ile Erdoğan'ın 'faiz lobisine' karşı bir savaş başlatması ardından Merkez Bankası'nın faiz oranlarını düşürmeye başladığını hatırlatan gazete, bu gelişmelerle ilgili Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç'un yorumlarına yer vermiş.

Koç, kurumların zayıflatılmasının, her ne kadar ekonomiyi yürüten bir özel sektörü olsa da Türkiye ekonomisinin gelişmesine yardım etmediğini söylemiş.

Koç, bu eğilimin değişmesi ve bağımsız denilen kurumların gerçekten bağımsızlığa sahip olmaları gerektiğini belirtmiş.

Yazıda Erdoğan'ın rakibi Ekmeleddin İhsanoğlu'ndan da bahsediliyor.

İhsanoğlu'nun statükoyu temsil ettiği Erdoğan'ınsa kendisini her zaman yeni Türkiye ile özdeşleştirdiği aktarılıyor.

 

'Başlayan değişim sürer'

 

Dombey analizinde çözüm sürecine, Güneydoğu Anadolu bölgesindeki atmosfere ve bölgede Erdoğan'a bakışa da değinmiş.

Gazeteye konuşan Diyarbakırlı bir restoran işletmecisi, yaklaşık 30 yıl süren çatışma döneminde hayatın zor olduğunu, akşamları sokakta insan olmadığını, insanların sebepsiz yere dövülüp işkenceye uğradığını belirtmiş ve sonra eklemiş: "Şimdi bunlar değişti ve Erdoğan bundan dolayı iyi."

Dombey, Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı seçimini kazanması durumunda kendisinin merkezinde olacağı bir politik yapı kuracağı kadar gücüyle ilgili bazı kısıtlamaların da gelebileceği yönünde görüş bildirenlerin bulunduğunu aktarıyor.

AKP'li hukukçu Osman Can'ın görüşlerine yer veriliyor: "Eğer Erdoğan seçilirse ve AK Parti Türkiye'yi yönetirse, parti, 'biz Erdoğan'ın söylediği her şeyi takip edeceğiz' diyebilir. Ama Başbakan'ın şunu söyleyebileceği bir gün gelebilir: 'Teşekkürler Erdoğan ancak politikadan biz sorumluyuz."

Analizin sonunda Erdoğan'ın seçimleri kazanması durumunda bunun, Başbakanın yönetim tarzının halk tarafından bugüne kadarki en büyük onayı olacağı belirtiliyor.

Yazı, Erdoğan'ın seçilmesinin Türkiye'yi değiştiren bazı dönüşümleri daha da derinleştirebileceğini aktarıyor.

Bunlar, eskiden marjinalize edilmiş Kürtler'in politik yaşamın kalbine getirilmesi, daha kişiselleşmiş bir dış politika ve otoriterlikle ilgili artan kaygılar olarak sıralanıyor.