Ankara Milletvekili ve eski Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, “fişleme” belgelerine ilişkin, “Bu belgeleri gerçekten bir istihbarat örgütü hazırlamışsa ülkemizin vay haline. 2009’da YARSAV Başkanı seçildim, belgeye 2010 yazmışlar. Bu tarihi bile kontrol etme gereği görmemişler” dedi.
CHP’de fişlendikleri öne sürülen parti yöneticileri ve milletvekilleri Hürriyet gazetesine konuştu.
Tarhan, şunları söyledi:
“Acaba bazı sivil toplum kuruluşlarını izliyorlardı da o kuruluşlar bizimle irtibata geçince biz de mi listelerine girdik? Diplomatik misyon görevlileriyle görüşmeler rutindir zaten. Sadece benim değil, diğer arkadaşlarımıza ait bilgiler de açık bilgiler. Bizlere sorsalardı çok daha geniş ve kapsamlı bilgilendirmede bulunurduk. Kurumsal olarak adım atması gereken devletin kendisi. Bir savcının hemen soruşturma başlatması lazım.”
Maktap: Suriye’ye gitmedim
CHP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap da “Belgelerin benimle ilgili bölümünde yer alan bilgilerin tümü külliyen yalan. Ne Suriye’ye gittim, ne Suriye’den birileriyle görüştüm, ne Hafız Esad arkadaşım, tanıdığım. Ben tüm yaşamını kamuoyunun önünde sürdüren, bakanlık da yapmış biriyim. Bu nasıl istihbarat bilgisi, belgesi?” diye sordu.
Cihaner: İstifa etsinler
Denizli Milletvekili İlhan Cihaner ise şöyle dedi:
“Bu tür fişlemelerin hangi kurumların yapacağı ve bu kurumlara kimlerin emir vereceği belli. Bu belgeler ağır bir siyasi skandala dönüşmüştür. Bu fişlemeyi yapabilecek olanlar bellidir ve biraz vicdan, ahlak varsa istifa ederler. Birinci MİT Raporu’nu hatırlayın. Yalan yanlış, dedikodu pek çok şey raporda yer almıştı. Bu bağlamda bizim hakkımızda hazırlanmış fişler aracılığıyla bir itibarsızlaştırma amaçlanmış görünüyor. Fişleme başlı başına ahlaksız bir şeydir ve ağırlık olarak dedikoduya dayalıdır, gerçek bilgiye dayanmaz. Eğer istihbarat birimlerinin, sistemin kendi içindeki bir hesaplaşmaya dair bir şey değilse ki öyle olsa bile bu fişlemenin devlet tarafından yapıldığı çok açık. Emir verenlerin kim olduğu belli, AKP iktidarı.”