Bila, "AK Parti, önce Abdullah Gül ve sonra 'Milli Görüş gömleğini çıkardık' diyen Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye Cumhuriyeti’nin laiklik başta olmak üzere temel niteliklerini geri plana atarak devlet ve toplum yaşamında dini değerleri esas almayı hedefleyen politikalar izledi ve bu yolda önemli bir mesafe katetti," şeklinde yazdı. Ayrıca, AKP'nin özellikle 2007 yılındaki anayasa değişiklikleri ve sonraki süreçlerde yargı ve askeri yapıları kontrol altına alma çabalarına değindi.
Yazısında, "Üçlü vesayet yıkıldı ve bu vesayeti oluşturan Cumhurbaşkanlığı görevini önce Abdullah Gül ardından Tayyip Erdoğan devraldı. TSK ve yüksek yargı da iktidarın hakim olduğu kurumlara dönüştürüldü," ifadelerine yer veren Bila, 2017 referandumuyla yürütme yetkilerinin Cumhurbaşkanı'na geçmesinin Türkiye'nin demokratik yapısını daha da zayıflattığını belirtti.
"AK Parti 23 kuruluş yıl dönümünü kutladı.
Kurulduktan kısa bir süre sonra girdiği 2002 seçimlerinden bu yana iktidarını koruyor.
23 yaşında olan AK Parti, iktidarını 23 yıldır kesintisiz sürdürüyor.
Katıldığı genel ve yerel seçimlerde hep birinci olan AK Parti ilk kez 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde hezimete uğradı ve ilk kez bir seçimden ikinci parti olarak çıktı.
Ekonomik krizin de etkisiyle seçimden sonra yapılan anketlerde seçmen desteğinin giderek düştüğü gözleniyor.
AK Parti’nin 23 yıllık kesintisiz iktidarı Türk siyasi hayatında bir rekor.
AK Parti’nin 23 yıllık iktidarı değerlendirildiğinde iktidarının ilk dönemine göre çok önemli ölçüde değiştiği ve Türkiye’de yeni bir düzen kurduğu söylenebilir.
Necmettin Erbakan’la siyaset yapan ancak Erbakan’ın yasaklanması sonrasında Fazilet Partisi’nde kongreyi kaybeden Abdullah Gül, Recep Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç, Abdüllatif Şener’in öncülüğünde kurulan AK Parti, Atatürk’ün kurduğu kuvvetler ayrılığına dayalı demokratik, laik, sosyal hukuk devleti yerine İslamcı yönü ağır basan bir düzen kurdu..."
Fikret Bila'nın yazısının tamamını okumak için tıklayın.