Medya

"Fidel ölür; sen uçuşu hatırla"

Mine Söğüt: Ölünün arkasından istedikleri kadar sövüp saysınlar, boş ver

30 Kasım 2016 16:06

Cumhuriyet yazarı Mine Söğüt, geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Küba devriminin lideri Fidel Castro ile ilgili olarak "Sağın yıkıcı ve mutlak galibiyetine inatla direnen küçücük bir adaya burun kıvırarak baksınlar ve Fidel ölünce sosyalizm de ölür sansınlar; ölünün arkasından istedikleri kadar sövüp saysınlar. Boş ver. Fidel ölür; sen uçuşu hatırla" dedi.

Mine Söğüt'ün "Fidel ölür; sen uçuşu hatırla" başlığıyla yayımlanan (30 Kasım 2016) yazısı şöyle:

Tamam; silahlı mücadelenin hiçbir türüne, hiçbir şartta asla sempati besleme; 
Özgürlüğü hiçbir sistemde herhangi bir hukuk çerçevesine sığdırama; 
Onu inatla ve illa ve ısrarla sadece kuş kanadındaki haliyle gerçekten var say; 
Her türlü iktidarın, nihayetinde zehirli olduğundan adın kadar emin ol; 
Ama Fidel’i sevmek ya da sevmemek meselesinde; 
Fidel’i sevmekten yana dur. 
İlla sosyalist ya da komünist olduğundan değil... 
Gerilla muhabbetine hayranlıktan hiç değil... 
Hele hele romantik solculuktan asla değil... 
Sadece; 
Allanıp pullanmış bir yoksulluğun zenginlik diye pazarlandığı bu koca kapitalist dünyada; 
Rengini insanın en saf halinden alan soylu bir yoksulluğu, zenginlik olarak kayda geçirmekte direnen bir sistemi; 
Eksileriyle, çıkmazlarıyla ama yine de inatla kurup sürdürebildiği için. 
Şu anda yaşadığın ülkede; 
“Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir” sözünü kalleşçe gasp edip hileli bir söylemle kendi diktasına yontan; 
“Millet ne istiyorsa bu ülkede o olur” bahanesiyle idam cezasını cahil bir barbarlıkla geri getirmeye çalışan; 
Küçük kız çocuklarını tecavüzcüleriyle evlendirmenin önünü açacak rezil bir yasayı örf ve âdetleri bahane ede ede cansiperane savunan; 
Laikliği fiilen rafa kaldırıp ülkeye temelden hesapçı bir dini eğitimi dayatan; 
Beşeri hukuku hiçe sayıp dini hukuku kerteriz almaktan yana olduğunu saklamayan bir iktidarın; 
Alenen karşıdevrim yaptığı şu günlerde... 
Aklı ancak Küba’daki diktatörlükle Türkiye’deki diktatörlüğü karşılaştıracak kadar olanlar; 
Yıkık dökük evlerde yaşayan... 
Ayda ancak 20 dolar kazanan... 
İnternet kullanması yasak olan... 
Dış dünyada yaşananlardan bihaber bırakılan; 
Sofrasını çeşit çeşit yiyeceklerle donatamayan... 
Dolabında bir sürü giyecek bulunamayan... 
Eşcinselliğe iyi gözle bakılmayan; 
Turistik yerlerde sokakları fahişelerden geçilmeyen Küba’da; 
Devlet tarafından tutsak alınmış bir halka yapılan sosyalist zulümden istedikleri kadar lanetle bahsededursunlar; 
Asla parayla satılmayan mükemmel sağlık hizmetlerini; 
Herkesin kafasını sokabileceği bir evi olmasını; 
Az çeşitle beslenmelerini ama açlıktan ya da bakımsızlıktan asla ölmemelerini; 
Herkese tanınan eşit ve parasız eğitim haklarını; 
Sokaktaki sınırsız dansı ve müziği ve neşeyi; 
O yıkık ama dirençli yoksul hayatı küçümsemekte istedikleri kadar ısrar etsinler... 
Artılarla eksiler birbirinden çıkarıldığında elde kalanın değerini; 
Bu değerin, eksileri artıya çevirebilmek için sistemin kendini geliştirmesinde nasıl pozitif bir rol oynayabileceğini hiç hesaba katmasınlar; 
Sağın yıkıcı ve mutlak galibiyetine inatla direnen küçücük bir adaya burun kıvırarak baksınlar ve Fidel ölünce sosyalizm de ölür sansınlar; 
Ölünün arkasından istedikleri kadar sövüp saysınlar. 
Boş ver. 
Fidel ölür; sen uçuşu hatırla.

* Şair Füruh Ferruhzat’ın mısralarından çağrışımla; “Kuş ölür, sen uçuşu hatırla”.