Hürriyet yazarı Sedat Ergin, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi, girişimin komuta merkezi olarak tabir edilen Akıncı Üssü'nün davasında yargılanan Kemal Batmaz'ın ifadesinde “Fetullah Gülen’i tanımadığını” sözlerinin yalanlandığını belirtti. Ergin, Kemal Batmaz'ın 1 Ocak 2016 tarihinde gittiği ABD'de havalanında kendisini sorgulayan Amerikalı görevlilere "Pensilvanya’da İmam Muhammed Fethullah Gülen’in yanında kalacağı" yolunda ifade verdiğini söyledi.
Sedat Ergin'in "Kemal Batmaz Pensilvanya'da Fetullah Gülen'in yanında kalmış" başlığıyla yayımlanan (4 Ekim 2017) yazısı şöyle:
15 Temmuz darbe girişiminin en kilit isimlerinden biri olan, o geceyi darbenin merkezi Akıncı Üssü’nde geçirdiği güvenlik kameralarıyla saptanan Kemal Batmaz’ın 1 Ocak 2016 tarihinde gittiği ABD’de havaalanında kendisini sorgulayan Amerikalı görevlilere “Pensilvanya’da İmam Muhammed Fethullah Gülen’in yanında kalacağı” yolunda verdiği ifadesinnin resmi belgesi gün ışığına çıktı.
ABD İç Güvenlik Bakanlığı tarafından 8 Eylül 2017 tarihinde Emniyet Genel Müdürlüğü’ne gönderilen, buradan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na intikal ettikten sonra Akıncı Üssü davasının görüldüğü Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi ile Genelkurmay Ana Karargâh davasının görüldüğü 17. Ağır Ceza Mahkemesi’ne delil olarak iletilen bu belge, bugüne dek darbe girişimini Fetullah Gülen ile doğrudan ilişkilendiren en önemli delillerden biri olma özelliğini taşıyor.
Bunun en önemli nedeni, söz konusu resmi ABD belgesinin 15 Temmuz gecesi Akıncı Üssü’nde darbenin karar merkezi olan 143. Filo’da bulunan Kemal Batmaz ile Fetullah Gülen arasında yakın bir ilişkinin bulunduğunu tam bir berraklık içinde ortaya koyuyor olması. Bu belgeden, kamuoyu ve aynı zamanda kendisini yargılayan mahkeme heyeti, Kemal Batmaz’ın darbeden tam altı buçuk ay önce gittiği ABD’de Gülen’in yaşadığı malikânede onun misafiri olarak kaldığını öğrenmiş oluyor.
'Gülen'i tanımıyorum' ifadesini çürttü
Belgenin önem taşıyan bir diğer yönü de Batmaz’ın yakalandıktan sonra verdiği ve “Fetullah Gülen’i tanımadığını” söylediği ifadesini tümüyle çürütüyor olması. Batmaz, yakalandıktan sonra 18 Ekim 2016 tarihinde verdiği savcılık ifadesinde Gülen için “Ben kendisini bizzat tanımam, medyadan tanırım. Başlangıçta samimi olarak başlayan bir yapının, ancak zaman ilerledikçe sekülerleşen, sekülerleştikçe de bazı sorunlara neden olan bir yapının başı olarak görüyorum. Ben Fetullah Gülen hareketini 2014 sonu, 2015 başı itibarıyla örgüt olarak görmeye başladım... Dolayısıyla Fetullah Gülen de terör örgütünün başıdır ve teröristtir” diye konuşmuştu. Batmaz, bununla birlikte geçmişte cemaatin şirketlerinde çalıştığını kabul etmiş, ancak Kaynak Holding’den ayrıldığını kaydetmişti.
Batmaz’ın Gülen için “Terör örgütünün başıdır” demesine karşılık, bu ifadesinden yaklaşık 10 ay önce ABD’ye gittiğinde bu şekilde nitelediği kişinin misafiri olduğu ortaya çıkıyor.
Pasaport görevlisi ziyaret yoğunluğundan şüphelendi
15 Temmuz sonrasında Gülen’in darbe girişimiyle bağlantısına ışık tutan en kritik gelişmelerden birini oluşturan ABD yönetiminin bu bilgilendirmesi, 1 Ocak 2016 tarihinde, yani darbe girişiminden altı buçuk ay önce ABD’nin New Jersey eyaletinin Newark Havaalanı’nda meydana gelen bir sorgulamayı esas alıyor.
Havaalanında pasaport kontrolü İç Güvenlik Bakanlığı’na (Department of Homeland Security) bağlı gümrük ve sınır muhafaza memurları tarafından yapılıyor. Burada yapılan pasaport kontrolünde ABD’ye çok sık gidip geldiğinin görülmesinin yarattığı şüphe üzerine, görevli Batmaz’ın ABD’ye gelme niyetini sorgulamak üzere detaylı bir mülakata alınmasını istiyor. Bunun üzerine bir başka muhafaza memuru Batmaz’ı özel mülakata alıyor. Daha sonra standart bir uygulama olarak bu mülakatın özet bir zaptı tutuluyor ve sisteme kaydediliyor. Amerikan makamları, Adalet Bakanlığı’nın yaptığı birçok başvurunun ardından bundan bir ay kadar önce 7 Eylül tarihinde Ankara ile önemli bir işbirliğine girerek, Batmaz’ın mülakatıyla ilgili tutanağın metnini Ankara’ya iletti.
Söz konusu belge ABD İç Güvenlik Bakanlığı’nın Ankara’daki temsilcisi tarafından Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı’na gönderildi.
Bu tutanağın dikkat çeken bir yönü, Batmaz’ın aslında Washington D.C.’ye yakın olan Dulles Havaalanı’na giden uçağa bilet almasına karşılık, hava koşulları nedeniyle uçağın New Jersey eyaletindeki Newark Havaalanı’na inmek zorunda kaldığını göstermesi.
Bu belge aynı zamanda Batmaz’ın ABD’ye İngiltere üzerinden gittiğini de ortaya koyuyor. Bu husus çok önemli bir ayrıntı. Çünkü, Batmaz’ın yurtdışı çıkışlarıyla ilgili resmi raporlarda 1 Ocak 2016 tarihinde kendisinin İstanbul’dan İngiltere’ye çıkış yaptığı gözüküyor. Akıncı Üssü davasına ilişkin iddianamede yer alan delil değerlendirmesinde, Batmaz’ın bu tarihte İngiltere’ye gittiği belirtiliyor. Oysa ABD’den gelen resmi belge, Batmaz’ın İngiltere üzerinden aktarma yaparak aslında ABD’ye gittiğini ortaya koyuyor.
Arkadaşı onu Gülen'in yanına götürecek
ABD makamları tarafından iletilen “Sadece Resmi Kullanım İçin/Yalnızca Kolluk Kuvvetleri Kullanımı İçin) üst yazılı bu belgede aynen şöyle deniliyor:
“Şahıs, 1 Ocak 2016 tarihinde (pasaportunu inceleyen) görevli tarafından ABD’ye çok sık geldiği ve muhtemelen göçmen vizesi alma gereğini bu şekilde aşmak istediği şüphesiyle ikinci bir mülakata alınmıştır. ABD’ye beraberinde 7.000 ABD Doları getiren şahıs, bunu şahsi amaçlar için kullanacağını belirtmiştir. İlk akşamını, 169 Clinton Caddesi Newark New Jersey adresindeki Riviera Oteli’nde geçirecektir. Bundan sonraki zamanında Pensilvanya’da İmam Muhammed Fethullah Gülen’in yanında kalacaktır. Şahıs, arkadaşı İsmail Çelik’in (telefon: 201 4508010) (Not: 201 New Jersey kodu) bu akşam kendisini karşılayıp oteline götüreceğini söylemiştir. Diğer arkadaşı Yavuz Ulusoy (10 Stevens Road Apt 94 Wallington New Jersey) kendisini Muhammed Fethullah Gülen’in evine götürecektir. (Pensilvanya’da kalacağı adresi bilmemektedir.)
Şahsın kendisine ait Matrix Gayrimenkul Yatırım Ort. adında bir mimarlık şirketi vardır.
Şahıs, Dulles (Sterling, Virginia) Havaalanı’na giden bir uçağa bindiğini, ancak havayolu şirketinin hava koşulları nedeniyle uçuş güzergâhını değiştirdiğini, dönüşte yine Dulles Havaalanı’ndan çıkış yapacağını belirtmiştir. Seyahati planlarken arkadaşlarının yakında herhangi bir havaalanı bulmasını istediklerini, gelip kendisini alacaklarını söylediklerini anlatmıştır. Şahıs, ABD’de başka tanıdığı kimse olmadığını belirtmiştir. Kendisi Orhan Veli Kanık Caddesi Gün Sokak, Mihrabat Sitesi 5-7 Kavacık/İstanbul Türkiye adresinde ikamet etmektedir. Eşi Gonca Batmaz ve çocuklarıyla birlikte yaşamaktadır. Şahıs, daha sonra herhangi bir olay olmaksızın serbest bırakılmıştır.”
Öksüz de ondan bir gün önce İngiltere'ye gitmiş
Kemal Batmaz, Akıncı Üssü davasında Fetullah Gülen ve “Hava Kuvvetleri İmamı” Adil Öksüz’den sonra üç numaralı sanık olarak yargılanıyor. İddianamede Batmaz’ın 15 Temmuz darbe öncesindeki dönemde sıkça ABD’ye gittiği resmi kayıtlara dayanılarak ortaya konmuştu. Batmaz, 11 Temmuz 2016 tarihinde, yani darbeden dört gün önce Adil Öksüz ile aynı uçakta ABD’ye gidip, bir akşam burada kalmış, ardından 13 Temmuz’da yine Öksüz’le aynı uçakta Türkiye’ye dönmüştü. Batmaz, önce Öksüz’ü tanımadığını ileri sürmüş, daha sonra mahkemede geçmişte kendisiyle karşılaşmış olduğunu itiraf etmişti.
Kemal Batmaz, 15 Temmuz gecesi kalkışmanın merkezi olan Akıncı Üssü’nde asker ve sivil yöneticilerin bulunduğu 143. Filo’nun güvenlik kameralarına yakalanmış, ertesi gün üssün civarında açık arazide jandarma tarafından gözaltına alındıktan sonra geceyi üste geçirdiğini inkâr ederek, “Ben arsa bakıyordum” şeklinde kendisini savunmuştu. İlginç olan bir nokta, Batmaz gibi Öksüz’ün de 16 Temmuz günü Akıncı civarında açık arazide yakalanıp, benzer şekilde “Arazi bakıyordum” savunmasını yapmasıydı.
Bu arada Akıncı Üssü iddianamesine göre Adil Öksüz’ün de Batmaz’ın 1 Ocak 2016’da İngiltere’ye gitmesinden bir gün önce İngiltere’ye çıkış yaptığı gözüküyor. Bu durumda Öksüz’ün de Batmaz gibi İngiltere üzerinden ABD’ye gitmiş olması kuvvetle muhtemel. Her ikisinin de aynı anda ABD’de bulunmaları bu ikilinin 11-13 Temmuz 2016’daki yol arkadaşlığı hatırlandığında şaşırtıcı gözükmüyor.