Yaşam

'Felsefe programı, bilimsel temelden yoksun'

Felsefe Derneği tarafından Ankara'da düzenlenen çalıştayda, MEB'in yeni felsefe grubu ders programları masaya yatırıldı. Çalıştayta, akademisyenler, programlarıın bilim

22 Eylül 2008 03:00
Felsefeciler Derneği, hafta sonu Ankara’da Eğitim Sen Genel Merkezi’nde düzenlediği “Felsefe Grubu Ders Programları Çalıştayı” ile MEB’in yeni felsefe, sosyoloji ve psikoloji programı taslaklarını masaya yatırdı.

Felsefe öğretmenlerinin, derslerle ilgili üniversite bölümlerinden akademisyenlerin ve uzmanların katıldığı çalıştayda, açılış konuşmasını yapan Felsefeciler Derneği Başkanı Yaşar Küpeli, felsefe dersinin hazırlanan taslak aracılığıyla felsefe dersi olmaktan çıkarıldığını, sosyoloji ve psikoloji derslerinin de bilimsel temellerden önemli ölçüde koparıldığını belirtti.
Türkiye Felsefe Kurumu (TFK) Çocuklar için Felsefe Birimi Başkanı Nuran Direk, programda hiçbir felsefi bilgi ya da metnin bulunmadığını ve bilgi teorisine yer verilmediğini belirterek, yıllarca “Atatürkçü dogma” ile yapılanın, şimdi de “dini dogma” ile yapıldığını söyledi.

‘Dayatmacı bir program’

Ankara Üniversitesi Felsefe Bölümü Başkanı Prof. Dr. Sabri Büyükdüvenci, bu programla felsefenin sulandırıldığını belirterek, taslağı hazırlayanların felsefe ile ilgisi olmayan kişiler olduğunun kaynakça kısmından bile anlaşılabildiğini ifade etti. MEB’in bir grup akademisyeni toplayıp felsefe dersi programlarında değişiklik konusunda görüş istediğini, ancak ilk toplantıda akademisyenlerle TTKB yetkilileri arasında tartışma çıkınca ikinci bir toplantının yapılmadığını anlatan Büyükdüvenci, felsefenin sorgulama aracı olarak tanımlanarak anlamsızlaştırılmak istendiğine dikkat çekti.

‘Felsefe dinin hizmetinde’

Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Çetin Türkyılmaz ise programın milliyetçi ve dinci bir anlayışla hazırlandığını dile getirdi. Programda Türk devlet geleneği övgüsünün yapıldığını ve “evrende düzen, amaçlılık” gibi söylemlerle tanrı kanıtlaması yapıldığını belirten Türkyılmaz, insanın duyu ve aklının yetersiz olduğu iddiasıyla sezgicilik ve tasavvuf vurgusu yapıldığını söyledi. Tasavvuf vurgusuna rağmen Yunus Emre ve Mevlana’nın eserlerinin de okutulmadığına dikkat çeken Türkyılmaz, “Felsefe dinin hizmetindedir” şeklindeki ortaçağ felsefesine geri dönüldüğünü söyledi.

Türk-İslam sentezine dönüş

TFK adına konuşan Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden Prof. Dr. Harun Tepe, programın her yerinde sinsice dinin işlendiğini, program ile öğrencilere “Sorgula, ama inan” denildiğini belirterek, “Türk-İslam sentezine geri dönülüyor” dedi.

ODTÜ Felsefe Bölümü Araştırma Görevlisi Sinan Kadir Çelik, üniversite öğrencileri arasında yaptığı bir araştırmada, öğrencilerin büyük çoğunluğunun felsefe dersini gereksiz bulurken, din derslerini faydalı gördükleri sonucuna ulaştıklarınıbelirtti ve 30 yıl öncesine göre İslami duygulara bu kadar yakın bir gençlik kuşağının yetişmesinin rastlantı olamayacağını söyledi. Devlet okullarında tek din, tek mezhep anlayışıyla eğitim verildiğine dikkat çeken Çelik, “Bu kadar dayatmadan sonra kimse ‘bu halkın isteği’ diyemez. Yeşil Kuşak Projesi başarıya ulaşmıştır” diye konuştu.

İlgili haber

Eğitimde Türk-İslam sentezine dönüş