Medya

Fehmi Koru: Elde bu kadar bilgi varken darbe niye önlenemedi, darbeyi ihbar eden binbaşı neden cezaevinde?

"Sahi 15 Temmuz gecesi ihbar da geldiği halde o kadar insan neden öldü?"

08 Kasım 2016 13:35

Fehmi Koru*

Ertuğrul Özkök magazin konularına ara verip kollarını sıvadı ve 15 Temmuz gecesi gerçekte neler yaşandığı merakını sütununa taşımaya başladı.

Hande Fırat’ın yeni çıkan kitabını okuduktan sonra…

O gece elindeki telefonu kamera gibi kullanan gazeteci meslektaşımız…

Merak ettiği konuların başında, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın, o gün erken saatte aldığı “Bu gece darbe yapılacak” ihbarını Genelkurmay’a bizzat giderek askerlerle paylaştığı halde, neden başbakan ve cumhurbaşkanını haberdar etmediği geliyor.

Kritik bir soru

‘En kritik soru’ nitelemesiyle sorduğu da şu: “Elde bu kadar bilgi varken bu darbe niye önlenemedi?

Niye bu kadar insanın hayatını kaybetmesine yol açıldı?”

241 kişi şehit oldu o gece…

Doğrudur, o soru olağanüstü kritiktir: Önceki darbelerde olduğu gibi, tek bir kişinin burnu kanamadan atlatılmış olsaydı uğursuz girişim, 15 Temmuz gecesi neler yaşandığı sonradan çok farklı anlatılacaktı…

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Hande Fırat’ın özel kalem müdürü Hasan Doğan’a yaptığı ısrarlı davetler üzerine, CNN-Türk ekranlarından hepimize hitap ettiği saat 00.24’e kadar olan-bitenleri, yine kitaptan, kronolojik olarak şöyle özetlemiş Ertuğrul Özkök:

“- Saat 14.45: Binbaşı H.A. MİT’e geliyor.

– Saat 16.00: Binbaşının verdiği bilgiler MİT Müsteşarı’na iletiliyor.

– Saat 16.21: Bu bilgiler Genelkurmay İkinci Başkanı’na iletiliyor.

– Saat 17.30: MİT Müsteşar Yardımcısı Genelkurmay’a gider.

– Saat 18.00: MİT Müsteşarı bizzat Genelkurmay’a gider.

– Saat 18.30: Genelkurmay Başkanı uçaklara kalkmayın, tanklara çıkmayın emri verir.

– Saat 22.00: Başbakan, MİT Müsteşarı ile konuşur.

– Saat 23.02: Başbakan NTV’ye çıkar ve “Bu bir kalkışmadır” der.

– Saat 00.24: Cumhurbaşkanı CNN Türk’e çıkar.”

“Yani” diyor, “Binbaşı H.A.nın MİT’e gelişi ile Cumhurbaşkanı’nın konuşması arasında tam 9 saat 39 dakika geçmiştir.”

Aynı merakı ondan sonra ‘Korkusuz’ gazetesi yazarı Can Ataklı da aynen seslendirdi.

Özkök’ün bir de “Kimdir o gün MİT’e gelip darbeyi önceden haber veren esrarengiz Binbaşı H.A.?” sorusu var.

Güzel meraklar bunlar…

Kendilerine “Aramıza hoş geldiniz” diyorum

Komutanlar farklı anlatıyor

Bugün ise, “Kafamı iyice karıştıran o tutanağı açıklıyorum” başlığı altında, Meclis’in darbe girişimini araştırmak için kurduğu komisyona bilgi veren iki komutanın sözlerini gündeme taşıdı Ertuğrul Özkök…

İstanbul’da 1. Ordu Komutanı iken darbe girişimi sonrasında Genelkurmay 2. Başkanlığı’na getirilen, o gece Cumhurbaşkanı tarafından ‘Genelkurmay Başkanı vekâleti’ kendisine tevdi edilmiş Org. Ümit Dündar’a ait ilk ifade.

Okuduğunuzda “MİT Genelkurmay’a ‘Bu gece darbe olacak’ ihbarını iletmiş olamaz” sonucu çıkıyor:

“Gelen bilgi herhangi bir darbeye yönelik olmuş olsaydı, Sayın Genelkurmay Başkanımız tarafından daha farklı emirlerle de bunun destekleneceğini değerlendiriyorum.”

Öteki ifade, o gecenin yaşandığı sırada Jandarma Genel Komutanı olan Org. Galip Mendi’ye ait. O da şunu söylemişti:

“Eğer öyle bir darbe girişimi haberi aldıysa, Genelkurmay’ın otomatikman bütün kuvvet komutanlarını haberdar etmesi lazım, muhtemelen öyle bir şey değildi, bilemiyorum.”

Komutanların ifadelerinden çıkan sonuç belli: MİT Müsteşarı Fidan Genelkurmay’a darbe girişimini haber vermeye gitmiş olamaz… O amaçla gitseydi, bilgisini herkesten önce Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile paylaşır, Genelkurmay Başkanı da öğrendiğini kuvvet komutanlarına iletirdi…

Jardarma Komutanı Mendi’nin “Zaten olağanüstü bir durum olsa düğüne gitmem mümkün değil…” dediği gibi…

Bütün komutanların darbe gecesi bir düğünde bulunması…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Darbe yapılacağını eniştemden öğrendim” demesi…

Darbeye habersiz yakalandığını gösteriyor…

O zaman da şu soru akla geliyor: “Yüzlerce kişinin katıldığı, bu sebeple istihbaratın ağına yakalanmaması imkânsız bir darbe hazırlığından, MİT nasıl olur da haberdar olmaz?”

O gecenin Başbakan Yıldırım’dan kronolojisi

Hande Fırat’ın kitabından Özkök’ün sütununa taşınan kronolojiye ve kafa karıştıran sorulara Başbakan Binali Yıldırım’ın da katkısı olacak.

Bakalım Başbakan Yıldırım o geceyle ilgili ne biliyor:

“MİT’e ulaşan istihbarat 16.00 değil, 15.00’te. MİT’in bana aktardığı şu: Önemli bilgi için Binbaşı, MİT’e gelmek istiyor, geliyor. Biraz bekliyor, 15.00’te kabul ediliyor. ‘İzindeyim, göreve çağırdılar, 19.00’da hazır ol helikopter ile gideceksin, Fidan’ı alıp geleceksin dediler’ diyor. Başkan yardımcısına söylüyor, o Genelkurmay’a gidiyor. Yeterli görmüyor Genelkurmay Başkanı; Fidan’ı da çağırıyor, 20.00’ye kadar beraber oluyorlar. Genelkurmay Başkanı talimatlar gönderiyor. Sonrası da malum.”

Ona göre, MİT darbe haberini erkenden alıyor…

Aynı mülâkatta, Başbakan Yıldırım hayati bir ayrıntıya da açıklık getiriyor:

“MİT Müsteşarı’na bana neden haber vermediğini sordum. Başbakan’ın, Cumhurbaşkanı’nın haberi yok nasıl olur dedim. Genelkurmay Başkanı’na gidip söylemeniz doğal, ama Başbakan’a da söylemeniz gerekirdi dedim. Cevabını vermedi.”

CNN-Türk ekranında Hande Fırat’a anlatmıştı bunları Binali Bey

Gizemli Binbaşı H.A.

Şimdi artık ‘Binbaşı H.A.’ konusuna gelebiliriz.

O gecenin en gizemli şahsiyetine…

Binbaşı hakkında bilgi sahibiyiz: H.A. Kara Havacılık Komutanlığı’nda görev yapıyordu. Özel kuvvet operasyonları ve Suriye’deki gelişmeler nedeniyle zaman zaman MİT’le ilişkide olan isimlerden biriydi. O gün darbecilerden ‘görev emri’ni alan H.A. “Üstümü değiştirmek üzere eve gidiyorum” bahanesiyle MİT’e gelmiş ve “Gece burası basılacak, bunun için 7 helikopter görevlendirildi; bana da MİT basıldıktan sonra Hakan Fidan’ı kaçırma görevi verildi” ihbarında bulunmuş…

Nereden mi biliyorum bunları?

Abdülkadir Selvi bu bilgileri 5 Ağustos’ta yazmıştı.

Yazısının başlığı neydi, biliyor musunuz? Söyleyeyim: “Darbeyi MİT’e ihbar eden binbaşı ihraç edildi”.

İhbarcı binbaşı ‘darbe planlarını yapan FETÖ’cülerin isim listesinde yer aldığı için’ TSK’dan ihraç edilmiş…

Anladığım kadarıyla şu anda cezaevinde…

Helâl olsun. Ben de ‘Bizde âdet böyledir: Darbe ihbarı yapanı cezalandırırlar’ başlığını koymuştum bu konuları işleyen 6 Ağustos tarihli yazıma.

Özkök’e katılıyorum: Sahi 15 Temmuz gecesi ihbar da geldiği halde o kadar insan neden öldü?

Ama o da şu merakımın giderilmesi için bana katılmalı: İhbarcı Binbaşı H.A. neden ihraç edildi, neden cezaevinde?

NOT:

Yeni bir girişim başlattım: İnternet üzerinden yorum… Bunun için YouTube‘da bir ‘Fehmi Koru Kanalı’ açıldı; ilk yorum ziyaretinizi bekliyor.

İsteyen rahatlıkla ulaşabilir.

Linki:


* Bu yazı Fehmikoru.com'dan alınmıştır