Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, "İsrailli turist çiftin casuslukla suçlanması haberlerinde tek gerekçe Erdoğan’ın konutunu Çamlıca Kulesi’nden fotoğraflamak! Konya’daki casus pelikan haberi gibi bir iş bu. Böyle haber yazan gazetecinin merak ve şüphe duygusu ölmüş demektir." değerlendirmesini yaptı.
Bildirici, farukbildirici.com'da yayımlanan yazısında, "Habercilik, merak ve şüphe gerektirir. “İsrailli çifte 'siyasal ve askeri casusluk' suçundan tutuklama” haberini yazan Anadolu Ajansı, Demirören Haber Ajansı ve İhlas Haber Ajansı muhabirleri ise yazdıklarından en ufak bir şüphe duymamış, kendilerine söylenenlerin ötesini hiç mi hiç merak etmemişler. AA, DHA ve İHA’nın haberleri baştan aşağı garip kokular saçıyordu. Droneların her yerde uçtuğu, uydulardan her yerin görünebildiği, Erdoğan’ın konutunun yüzlerce fotoğrafının medyada yayımlandığı bir devirde kuleden konut fotoğrafı çekmek nasıl oluyor da casusluk sayılabiliyordu? Kulenin pencerelerinden Erdoğan’ın konutunun olduğu bölgenin fotoğraflarını çekmek yasak olmasa gerek. Eğer yasaksa, kuleye çıkanları da “Erdoğan’ın şu cepheden görülebilen konutunun fotoğrafını çekmek yasaktır” diye uyarmak gerekmez mi?" düşüncesini dile getirdi.
Bildirici şu ifadeleri kullandı:
"İsrailli turist çifti ihbar eden garson İbranice mi biliyormuş da kendi aralarında ne konuştuklarını anlamış? Bu bile sorgulanmadan yazılmış. Bir muhabir böyle bir haberi yazarken güvenlik görevlilerine, savcılığa ya da mahkemeye “Casusluk yaptıklarına dair başka bir kanıt var mı?” diye sormalıydı. Eğer casusluk yaptıklarına dair başka kanıt yoksa ortada bir hukuk garabeti olduğunu haber yapmalıydı. Her halükârda bu olay böyle haber yapılmamalıydı."