İşte !f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali'nde izlenilmesi gereken 10 film...
1. Birdman | Yönetmen: Alejandro G. Inarritu
Venedik Film Festivali’ndeki dünya prömiyerinden bu yana yılın en çok konuşulan filmlerinden biri. 11 dalda Oscar adayı olan film, Birdman adlı süper kahraman rolüyle hatırlanan bir oyuncunun gösteri dünyasındaki tutunma çabalarını anlatıyor. Michael Keaton ve Edward Norton’un oyunculuk performanslarıyla da konuşulan “Birdman”, yönetmen Inarritu’nun nefes kesici uzun planlarıyla öne çıkıyor.
İri gözlü insan portreleriyle tanınan, 1960’lı yılların sansasyonel ressamı Margaret Keane’in ve onun sahtekâr kocasının gerçek öyküsü... Tim Burton bu öykü üzerinden çok sevdiği Margaret Keane’in sanatına, 1960’lı yıllara ve kadın sömürüsüne odaklanıyor. Anlatımında da Keane’in resimlerindeki estetik dünyayı yakalamaya gayret ediyor. Amy Adams ve Chtistoph Waltz’ın oyunculuklarını da unutmayalım.
3. A Girl Walks Home Alone At Night | Yönetmen: Ana Lily Amirpour
2014 Sundance Film Festivali’nde ilgiyle karşılanan film, ilk İran vampir westerni olarak anılıyor. İranlı genç kadın yönetmen Ana Lily Amirpour’un siyah beyaz olarak çektiği ilk uzun filmi, korku türünün geçmiş örneklerini hatırlatan atmosferi, tesettüre girmiş vampiri ve “psychedelic” müzikleriyle !f İstanbul’un merakla beklenen filmlerinden biri.
4. Kaguyahime No Monogatari | Yönetmen: İsao Takahata
Eski usul el yapımı animasyonları ve suluboya çizimlerin benzersiz masumiyetini özleyenler için harika bir seçim olabilir. Miyazaki ile birlikte Japon çizgi film geleneğinin en önemli isimlerinden biri olan İsao Takahata’nın 15 yıl aradan sonra yönettiği ilk film, melankolik ve masalsı bir atmosfer vaadediyor. Film, yaşlı bir oduncu ve karısı tarafından bulunan gizemli ve güzel bir prensesin hikâyesini anlatıyor.
“The Yes Men” olarak bilinen ikili Andy ve Mike, küresel sorunları gündeme getirmek için geliştirdikleri ilginç ve komik yöntemlerle tanınıyorlar. İkilinin son 5 yıldaki eylemlerini anlatan üçüncü film, bu kez eylemci olmanın maddi zorluklarını da konu ediniyor. Mike’ın bir ailesi, Andy’nin de hayatını paylaşmayı düşündüğü bir sevgilisi var. İkisi de hem kişisel hayatlarını hem de dünyanın ilgisini çekecek eylemlerini sürdürmek zorundalar.
“Balıkçı Kral”ın senaryosunu yazan, “Not: Seni Seviyorum” (2007) ve “Muhteşem Yaratıklar” (2013) adlı filmleriyle de tanınan Richard LaGravenese yeni filmi “Son Beş Yıl”da, Jason Robert Brown’ın Broadway müzikalini sinemaya uyarlıyor. Filmde Cathy (Anna Kendrick) ve Jamie (Jeremy Jordan), 5 yıllık ilişkilerine iki farklı açıdan bakıyor. Cathy, sondan geriye doğru hayal kırıklıklarını anlatırken, Jamie aşkın ilk heyecanından başlıyor.
Geçtiğimiz yıl Oscar’a aday olan 5 belgesel arasında yer alan “Öldürme Eylemi”nde Oppenheimer, bize Endonezya’da yüz binlerce insanı öldüren katillerin varlığını hatırlatmıştı. “Sessizliğin Bakışı”nda ise katliamlar sırasında abisini kaybetmiş Adi ile tanıştırıyor bizi. Adi’nin amacı bugün hâlâ iktidarda olan katillerle yüzleşmek... En az ilki kadar etkili olan film Venedik’te FIPRESCI ödülü kazandı.
Festivalin “!f Kült” bölümünde gösterilen 1968 tarihli “Narın Rengi”, Ermeni şair Sayat Nova’nın hayatını anlatıyor. Parajanov’un birçok yönetmene esin kaynağı olan filmi, görsel atmosferi ve alternatif sinema diliyle bugün bir klasik olarak kabul ediliyor. 1969 yılında Sovyetler Birliği’nde yasaklanan film sinemaseverlerin karşısına, Martin Scorsese’nin öncülüğünde The Film Foundation tarafından yenilenen kopyasıyla çıkacak.
9. Life Itself | Yönetmen: Steve James
Hayatını geçtiğimiz yıl kaybeden Chicago Sun Times’ın efsanevi film eleştirmeni Roger Ebert’in hayat hikâyesini anlatan belgesel, sinemaseverlerin festivaldeki gizli favorilerinden biri. ABD’de çok beğenilen ve Oscar’a aday ilk 5 belgesel arasına girmemesi büyük sürpriz olarak karşılanan “Hayatın Kendisi”, Ebert’in sinema tutkusuna odaklanıyor. Endüstriyle olan sevgi nefret ilişkisinden Gene Siskel ile yaptıkları TV programına kadar hayatından birçok kesit aktarılıyor.
10. Eden | Yönetmen: Mia Hansen- Love
Fransız elektronik müziğini sevenlerin kaçırmaması gereken bir film. “Cennet”, Daft Punk gibi popüler bir grubun doğuşuna tanıklık eden, elektronik müzik akımının kurucularından Fransız DJ Paul’ün 18 yıllık düşüş ve yükseliş hikâyesini anlatıyor... Festival seyircisinin “Elveda İlk Aşk” ile hatırlayacağı 1981 doğumlu yönetmen Mia Hansen-Love’ın filmi hiç kuşkusuz müzikleriyle de öne çıkıyor.
Mehmet Açar-Habertürk Pazar