Isparta’nın Sütçüler ilçesinde, Yukarı Köprüçay Havzası’nda inşa edilen Kasımlar Barajı ve HES projesinde geçtiğimiz Mayıs ayında su tutma çalışmasına başlandı. DSİ gözetiminde gerçekleştirilen su tutma çalışmasıyla hızla yükselen barajın suları, göl havzası içerisinde kalan Darıbükü köyünü yutmaya başladı. Gidecek yeri olmadığı için kamulaştırılan evini terk etmeyen 75 yaşındaki Ümmühan Nine, “Barajın suları evimin merdivenine dayandı. Ne yetkililer ne de başka birileri gelip de bir çözüm üretmek için hatırımızı sormadı. Önümüz kış. Ne yapacağımı bilmiyorum” diye konuştu.
İlerihaber’den Yusuf Yavuz’un haberine göre, baraj projesi için Bakanlar Kurulu kararı ile acele kamulaştırma kapsamında arazileri ve evlerine el konulan köylülerin bir kısmı kamulaştırma bedellerini aldı. Bir kısmı ise Darıbükü köyü yakınlarındaki arazide kamu güvencesi olmadan, kamulaştırma bedeli karşılığı olarak baraj şirketi tarafından inşa edilen 50’şer metrekarelik evlere taşınmaya başladı.
“Elektrik, su yol yok…”
Gidecek başka bir yeri olmadığı için baraj sularının yavaş yavaş yutmaya başladığı Darıbükü köyündeki evinde çaresizlik içinde adeta ölümü bekleyen Ümmühan Nine, yetkililerin bu hukuksuz uygulamayı bir an önce sonlandırmasını ve köylülerin mağduriyetlerinin giderilmesini istiyor. Komşuları taşınınca aylardır evinde tek başına yaşadığını anlatan Ümmühan Uysal, “Biz burada büyük bir rezillik içinde yaşıyoruz. Elektrik, su, yol yok. Barajın suları evimin merdivenine dayandı. Ne yetkililer ne de başka birileri gelip de bir çözüm üretmek için hatırımızı sormadı. Önümüz kış. Ne yapacağımı bilmiyorum” diye konuştu.
“Köylünün muhatap alınmaması ağrımıza gidiyor”
Ümmühan Uysal’ın oğlu Hasan Uysal ise Darıbükü köyünde yaşanan drama tepki göstererek şunları dile getirdi:
“Darıbükü köyündeki gördüğüm manzara karşısında bir insan olarak utanıyorum. Burada yol, su, elektrik yok. Süt, yumurta, yoğurt yok. Ekmek yok. Köylüler bir ekmek arabası ya da sebze satıcısı gelirse onlardan ihtiyacını gidermeye çalışıyor. Yeni yapılan evlerin olduğu bölgeye ulaşım sorunlu. Üç ayda foseptiği dolup taşmış. Köylüleri adeta yaşamdan tecrit eder gibi, hayvanlar gibi ormanın içine atıp kaderine terk etmişler. Burada adeta bir savaş sonrasının manzarası yaşanıyor. Ancak Türkiye’ye sığınan Suriyeli mülteciler kadar değeri yok bu insanların. Biz baraja, enerji üretilmesine karşı değiliz ama beş yıldır burada bir baraj inşaatı sürüyor. Bu güne kadar bir kişi gelip de bizi bilgilendirmiş değil. Kimse ne yapacağını bilmiyor. Mecnun gibi sağa sola dönüp duruyor. En çok da köylünün muhatap alınmaması ağrımıza gidiyor.”