Gaziantep’te lise mezunu Müslüm İncedal, kendi imkanlarıyla kızılötesi kamera yaptı. Söz konusu kamerayı TÜBİTAK'a satan İncedal, yetkililerin ilk etapta kendisine inanmadığını söyledi.
Meslek lisesi mezunu 37 yaşındaki Müslüm İncedal, uzun yıllar fabrikalarda çalışmasının ardından işinden ayrılarak kendini endüstriyel görüntüleme üzerine geliştirdi. İncedal, yaptığı kameraları sanayiden, tarıma birçok alanda faaliyet gösteren şirketlere sattı. Son olarak yazılımı da kendisine ait olan kızılötesi kamerayı TÜBİTAK'a satan İncedal, "Devlet yetkilileri bana sahip çıksınlar, ülkemiz için büyük işler yapabilirim" dedi.
"Üniversite mezunu olmadığım için destek alamadım"
Yaptığı bazı kameraların benzerinin dünyada yapılmadığını iddia eden İncedal şunları söyledi:
"Geliştirdiğim sistemler şu an endüstride kullanılıyor. Daha sonra daha ileri seviyelere götürdüm. Tabi bunları hep bireysel olarak yaptım. TÜBİTAK'a başvurduğumda üniversite mezunu olmadığım için girişimci sıfatında olamadım ve destek alamadım. Ben de kendim bireysel çözümler üretip insanları faydalı olacak bir şekilde ürüne dönüştürdüm. Bu ürünler ülkemizde üretilmiyor, yurt dışında da çok pahalı fiyatlara Türkiye'ye satılıyor. Şu anda gelmiş olduğum noktada askeri alana bile girebilecek termal kızılötesi görüntüleme sistemini dönüştürdüm. Bu dönüştürmüş olduğum görüntülemeyi en son TÜBİTAK'a sattım."
"Önce bana inanmadılar sonra proje dosyalarını gönderdim ve benim yaptığıma inandılar"
TÜBİTAK'ın kendisini internet üzerinden bulduğunu belirten İncedal sözlerine şöyle devam etti:
"TÜBİTAK'tan güneş panellerinin katmanları arasındaki çatlaklığı tespit edip, o çatlaklıklar güneş panellerinin verimliliğini düşürüyormuş. O verimlilikteki çatlağı tespit etmek için alt katmanları görüntüleyecek çeşitli özellikteki kameralara ihtiyaç duyduklarını söylediler. Ben de bunu kendilerine gönderdim. Önce bana inanmadılar sonra proje dosyalarını gönderdim ve benim yaptığıma inandılar. Daha sonra aracı firma ile benden bu kameraları satın aldılar. Kullandıklarında gayet başarılı sonuçlar elde ettiler. Orada başarılı bir şekilde kullanılmasından sonra bunun çok farklı alanlarda da kullanılabileceğini düşünüyorum."
"100 bin dolarlık kamerayı 20 bin liraya satıyorum"
Ürettiği cihazların yazılım ve elektronik kart tasarımlarına kadar kendisinin yaptığını belirten İncedal sözünü şöyle sürdürdü:
"Kesinlikle bu ürünler Türkiye'de üretilmiyor. Yurt dışında bu kameralar 100 bin dolar civarındı ben ise devlet kurumlarına çok ucuza 15-20 bin liraya satıyorum. Endüstriyel uygulamalarda çok ucuz bir şekilde satabiliyorum. Şimdiye kadar devletten tek kuruş destek görmedim. Kazandığım paranın tamamını bu işlere harcadım. Kazancımla araştırma geliştirme projelerimi oluşturup planlayıp onların finanse eden bir kişi olduğum için bir aşama elde edemiyorum. Kurumsal yapı haline dönüp yurt içi ve dışında satılsa Türkiye adına ciddi anlamda bir kazanç olur. Tüm üniversitelerin akademik birimlerinde benden teknik anlamda destek isteyen tanıdıklarım var. O insanlarla paylaşıyorum ve inanamıyorlar."
İncedal, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı'ndan destek isteyerek gerekli imkanların sunulması halinde ürettiği sistemleri ihraç ederek ülke ekonomisine katkıda bulunabileceğini ifade etti.
(DHA)