''Dinle'' şarkısı ile 1997 yılında Eurovision'da üçüncü olan Şebnem Paker, yıllar sonra o süreci anlatırken "Müzik sektörü çok hırçın, paranın pulun hâkim olduğu, çalkantılı bir sektör. Dinle’nin kendi kendine, hiçbir destek almadan, sadece dinleyicilerin kendi arzularıyla takip etmeleriyle bunca yıla rağmen unutulmaması beni çok çok mutlu ediyor" dedi.
Yarışmanın ardından müzik öğretmenliğine geçiş yapara hayatına devam eden müzisyen, Melis Danişmend’in hazırladığı Şimdi Neredeler röportaj serisinde şunları aktardı:
"Finaller için iki ayrı parça seslendirmiştim, ben diğer parçaya daha çok yükselmiştim ama Dinle finale kaldı. Birinci olmak çok şaşırtmıştı beni. Çünkü alışık olduğumuz Eurovision şarkılarından çok farklıydı, insanların kabullenebileceğini düşünmemiştim açıkçası.
Yerel motifler barındıran bir şarkının bu kadar beğenilmesi olağanüstü şaşırttı beni. Ama Dublin’e gittiğimiz zaman provalarda şunu hissettim: Avrupa’nın her yerinden fanatikler dolduruyorlar salonu, sanki yarışmadaymışsınız gibi prova yapıyorsunuz. Sahneden indiğimde, "Acayip bir şeyler oluyor" dedim. Çünkü daha ilk duydukları anda tempo tutmaya başladılar. Ve o hafta boyunca sokakta yürürken star gibiydik, fanatikler tanıyorlardı. O zaman, 'Dinle' bir şey yapacak diye düşündüm. Yoksa stüdyo aşamasında hiç anlamamıştım.
"Müziğin sihirli gücü sayesinde şarkı bunca yıla rağmen unutulmadı''
Müzik sektörü çok hırçın, belli bir düzeni olan, paranın pulun hâkim olduğu, ilişkilerin yönlendirdiği, çalkantılı bir sektör. Dinle’nin kendi kendine, hiçbir destek almadan, sadece dinleyicilerin kendi arzularıyla takip etmeleriyle bunca yıla rağmen unutulmaması beni çok çok mutlu ediyor. Müziğin sihirli gücü böyle bir şey.
Yarışma bizler için çok önemliydi, uzun yıllar hayal kırıklığına uğradık. Sonra hiç kimsenin tanımadığı bir kız gitti, üçüncü olduk. Milli duygularla başarı duygusu birleşti ve beni de öyle gönüllerine yerleştirdiler, ne mutlu. Ama benden öte kimisi adımı hatırlamaz, Dinle hatırlanır.''