Bir dönem Gülen cemaatinin önde gelen isimlerinden olan Nurettin Veren, darbe girişiminin planlayıcısı olduğu öne sürülen Fethullah Gülen'in Türkiye'ye iadesi için yapılan girişimlerle ilgili olarak "Obama’nın bu meseleyi gündemine bile almayıp cevap vermeden, Başkanlıktan çekip gitmesi, şu anda ise Trump’ın, Fetö’yü teslim edip etmeyeceği tartışılıyor. Ne Obama, ne Trump, Fetö’yü kesinlikle teslim edemez, ölüsünden bile nasıl istifade edeceğinin planlarını şimdiden yapmaktadır" görüşünü savundu.
Nurettin Veren'in Yeni Akit'te "Ne Obama, ne Trump, Gülen’i kesinlikle teslim edemez!!!" başlığıyla yayımlanan (19 Ocak 2017) yazısı şöyle:
Fetö’nün Türkiye›ye iadesi konusunda tartışmalar sürerken, 80 koli Türkiye tarafından gönderilen evrak ve belgenin bizzat Adalet Bakanı Bozdağ’ın, ABD’ye kadar gitmesi hiç dikkate alınmadı.
Obama’nın bu meseleyi gündemine bile almayıp cevap vermeden, Başkanlıktan çekip gitmesi, şu anda ise Trump’ın, Fetö’yü teslim edip etmeyeceği tartışılıyor. Ne Obama, ne Trump, Fetö’yü kesinlikle teslim edemez, ölüsünden bile nasıl istifade edeceğinin planlarını şimdiden yapmaktadır.
ABD ulusal çıkarları ve politikaları liderlerin değişmesi ile değişmez, zira liderler, vitrinin ön tarafındaki görünen kişilerdir. Demokrasi de sadece bir söylem ve bir tiyatrodur. Esas derin devlet, Pentagon ve CIA yönetimi, ABD’nin kırmızı kitabı, bütün liderlerin hepsinin uymaya mecbur oldukları stratejileri belirler.
200’e yakın ülkede, Dünyanın en geniş maskeli Ajan borsasını kurup, on binlerce elemanını en iyi şekilde kamufle ederek, Fetö okullarında ve Fetö örgütü içerisinde saklayan ABD, Fetö’yü elbette ve kesinlikle iade etmez ve etmeyecektir.
Bu Fetö’yü haklı gördüğünden veya Fetö’ye olan muhabbetinden değil, ulusal çıkarları adına, Fetö’yü kullanma ve atlama tahtası olarak değerlendirme adına onu kullanacaktır. Zira bu kadar geniş alandaki casuslarını ve yetiştirdiği ajanlarını, bir çırpıda ortada bırakması ve onları harcaması, bundan sonra hiçbir şekilde, hiçbir ajanını dünya çapında koruyamayacak ve güven veremeyeceği için, kesinlikle yapabileceği bir iş değildir.
Boşuna ABD’den bunu istemeyin ve beklemeyin. Biz kendi ulusal çıkarlarımız adına, ABD’nin Fetö’yü bize vermesine değil, kendi yapabileceğimiz stratejileri ve uluslararası projelerimizi hayata geçirerek yolumuza devam etmeliyiz.
Bütün bu tartışmalar sürerken Türkiye’den kaçıp aranmakta olan, Fatih Üniversitesi’nin rektörü Şerif Ali Tekalan’ın, Teksas’taki çok önemli bir üniversitenin başına getirilmesi, Türkiye’ye karşı maksatlı ve planlı verilmiş bir cevaptır. Dağılmaya yüz tutmuş, Türkiye’deki Fetö’ye açık bir destektir.
Satır aralarına dikkat ile bakacak olursak, Teksas’ta bu üniversitenin başına konulabilecek pek çok rektör vardır. Ama Şerif Ali Tekalan tercih edilmesi, dağılmaya yüz tutan Türkiye’deki Fetö oyununun dünya çapında desteklenmesine sinyal olmak üzere, can suyu ve dağılmama, güçlü olma adına örgüte verilmiş bir mesaj olarak özenle ve bilerek yapılmış bir operasyondur.
Ayrıca Gülen’in sağ kolu olan, Şerif Ali Tekalan’ın oğlu Tarık’ın, Katil Esad’ın finansörü olan, Hashem Akkad’ın kızı Lana Akkad ile nişanlandı. Tarık Tekalan 1990 doğumlu Fatih Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler bölümünde okudu, 91 doğumlu Lana Akkad aynı üniversitede yani Fatih Üniversitesi’nde işletme okudu.
Esad rejimi ile bağlantı kurmak isteyen Fetö, Suriye rejiminin en büyük destekçisi, işadamı Hashem Akkad’ın kızıyla, Şerif Ali Tekalan’ın oğlunun nişanlaması, şimdi Fatih Üniversitesi’nin eğitimden başka, ne kadar mükemmel uluslararası ilişkilerde, senaryolar kurularak nerelere kadar el, kol uzatıldığını anlamak için açık bir örnektir.
İşte Fatih Üniversitesi gibi, dünyanın değişik yerlerindeki açılan bütün okullar ve üniversiteler de, bu gibi senaryoları yazılmış, önceden planlanmış, kim kiminle nişanlanır, kim kiminle evlenir, bu şekliyle jeopolitik evlilikler, Fetö tarafından onaylanır ve gerçekleştirilir.
Kim bu Hashem Akkad; 1961 doğumlu Hashem, Beşar Esad’ın en yakınlarından biri. Suriye rejimine açık destek veriyor. Yurtiçi ve dışında yaptığı her görüşmeyi doğrudan, Beşar Esad’a aktarıyor.
Bir dönem Basil Esad sayesinde, milletvekilliği de yapmıştı. 94 yılında aynı zamanda, Kanada vatandaşı kardeşleri, Abdülkerime, Muhammed Samet ile petrol ve plastik sektörü dahil, farklı alanlarda 14 şirketleri vardır. Suriye devlet başkanı Beşar Esad’ın, özel kalem müdürü ve Esad’a destek veren en önemli Sünni aileler arasında yer alan, Abuş Salim Zabun ile ortaklığı vardır.
Beşar Esad’ın kuzeni olan işadamı Rahmi Mahmut’la, silah ve petrol işlerinde ortak, Suriye Ordusu ve Şebbiha kuvvetlerine, silah, mermi, askeri teçhizat sağlayan en önemli işadamlarından biri. Akkad isimli petrol şirketi, Irak’tan gelen petrolü gizlice Suriye taşıdığı için 2014 Temmuz’unda Avrupa Birliği yaptırımlar listesine alındı.
Ayrıca Esad rejimi ile doğrudan bağlantılı olduğu ve rejime yardım ettiği gerekçesiyle, İngiltere ve Fransa’ya giriş yasağı var. Fetö, Esat derinliği bağlantısı işte daha da derinliği var.
Fetö ve Şerif Ali Tekalan’ın Esad ve Suriye ile böyle bir derin akrabalığı var. Diğer ülkelerde de, bu gibi jeopolitik evlilikler var.