Cumhuriyet’e konuşan Türmen, Kavala’nın hiçbir delil olmadan 4 yıl cezaevinde tutulmasının asıl temel mesele olduğunu dile getirerek AİHM’nin tutukluluğun hukuka aykırı olduğu yönünde karar verdiğini hatırlattı. Türkiye’nin AİHM kararını uygulamadığını dile getiren Türmen, “10 büyükelçinin yaptığı çağrı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden (AİHS) doğan taahhütlerinizi yerine getirin diyor. Bu çağrı dikkate alınmak yerine ‘yargıya müdahaledir, iç işlerimize karışıyorlar’ diyor, bu yanlış. Çünkü insan hakları hiçbir devletin içişleri değildir. İnsan hakları bütün uluslararası toplumun işidir” diye konuştu.
TIKLAYIN - Erdoğan'dan "10 büyükelçi" açıklaması: Ülkemize yönelik bühtandan geri dönülmüştür
TIKLAYIN - ABD, Yeni Zelanda, Hollanda, Kanada ve Finlandiya'dan 'Osman Kavala çağrısı' hakkında açıklama
TIKLAYIN - Bloomberg: Ankara, 10 büyükelçiyi 'istenmeyen kişi' ilan etmekten kaçınmanın yollarını arıyor
Cumhurbaşkanı ne demişti?
Erdoğan, cumartesi günü Eskişehir'de toplu açılış töreninde yaptığı açıklamada, "Kavala dediğin Soros'un Türkiye şubesi. 10 büyükelçi onun için Dışişleri Bakanlığı'na geliyor. Bu ne terbiyesizliktir ya? Siz burayı ne zannediyorsunuz? Burası Türkiye, Türkiye! Burada kalkıp da Dışişleri'ne gelip talimat verme gibi bir yola giremezsiniz. Gerekli talimatı ben de Dışişleri Bakanımıza verdim. 'Bu 10 tane büyükelçinin bir an önce istenmeyen adam ilan edilmelerini hemen halledeceksiniz' dedim. Zira, bunlar Türkiye'yi tanıyacaklar, anlayacaklar, bilecekler. Türkiye'yi bilmedikleri, anlamadıkları gün burayı terk edecekler" demişti.
Büyükelçiliklerin açıklamasında ne vardı?
10 büyükelçiliğin açıklamasında şu ifadeler yer alıyordu:
"Osman Kavala’nın tutuklanmasının üzerinden dört yıl geçti. Davanın, farklı dosyaların birleştirilmesi ve beraat kararından sonra yeni davaların yaratılması yoluyla sürekli geciktirilmesi, Türk yargı sisteminde demokrasiye saygıyı, hukuk devleti ve şeffaflık ilkelerini gölgelemektedir.
Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda Büyükelçilikleri olarak Türkiye’nin uluslararası yükümlülükleriyle ve milli kanunlarıyla uyumlu şekilde, bu davanın adil ve hızlı biçimde sonuçlandırılması gerektiği kanısındayız. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu husustaki kararları doğrultusunda Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılmasının sağlanması için Türkiye’ye çağrıda bulunuyoruz."