Ertuğrul Özkök, eşinin adına gönderme yapan "Tansu'ya Mektuplar" başlığı altında yazdığı ve "newsletter" olarak paylaştığı yazılarında bugün Yeni Şafak gazetesi yazarı Hayrettin Karaman'ın Survivor izlemenin caiz olmadığı yönündeki fetvasını kaleme aldı. Özkök, Survivor yayınlarının reytinginin Fenerbahçe maçlarından yüksek olduğunu belirterek, "Ben “Çifte Survivor günahkarıyım.” Bu fotoğrafta gördüğünüz gibi hem Dominik’e gidip Survivor’a katıldım, hem de sadık bir günahkar seyircisiyim" ifadelerini kullandı.
Özkök'ün "Nüfus sayımına göre Türkiye'de kaç günahkâr var" başlıklı yazısı şöyle:
Nüfus sayımına göre Türkiye'de kaç günahkâr var
Başlığa bakıp “Canım bir ülkede günahkâr sayısı nasıl tespit edilir” demeyin.
Çünkü edilebilir… Çünkü o günahkârlardan en az 3’ü bizim evde yaşıyor.
Çünkü ben birazdan cevabını tam rakamı ile vereceğim.
Yeni bir fetva kategorisi: Survivor günahkârı
Konuyu Türkiye’nin en medyatik “fetvacısı” sayılan Yeni Şafak gazetesi yazarı Hayrettin Karaman açtı.
Okuyucularından biri sormuş:
“Hocam Survivor izlemek ve ona katılmak günah mı?”
Hayretten Hoca’nın verdiği fetva aynen şöyle:
(Survivor’a katılmak ve izlemek) “İslam dini ve ahlakına ve bizi biz yapan değerlerimize aykırıdır, ayıptır ve günahtır. Bu davranışları içeren bir faaliyete katılmak ve bunu izlemek elbette caiz değildir. Günah işleyerek kazanılan para da helâl olmaz.”
Bir Survivor'da dört ayrı günah kategorisi
Neden derseniz, Hoca bu eylemde 4 ayrı günah kategorisi var diyor:
(*) BİR: Mahrem olan kadın ve erkek aynı yerde yatabiliyor.
(*) İKİ: Mahrem yerleri açık ve vücutlarını görebiliyor.
(*) ÜÇ: Yarışmayı kazandıklarında birbirlerine sarılabiliyor…
(*) VE DÖRT: Üstelik birbirlerini öpebiliyor…
Tabii bunun doğal sonucu olarak bu programı seyredenler de bu 4 ayrı günahı işlemiş sayılıyor.
Sosyolojik olarak bir reytinge kaç günahkâr sığıyor?
Peki Türkiye’de bu 4 günahı işleyen kaç kişi vardır? Aslında hesabı kolay.
Bir Survivor yayınının reytingi derbi dışında bir Fenerbahçe canlı yayınından yüksek. Herhangi bir Survivor sunumu 8 reyting yapıyor.
Cengiz Semercioğlu bir yazısında “Reyting matematiğini” bilimsel olarak vermişti.
Onun hesabı ile 1 reyting, tamı tamına 572 bin 790 kişi anlamına geliyor.
Bir Survivor programını aynı anda kaç günahkâr Müslüman seyrediyor
Bu durumda bir Survivor programını aynı anda seyreden günahkârların tam sayısı 8 * 572 bin 790 kişi oluyor.
Yani 4 milyon 582 bin 320 kişi…
Eh 85 milyonluk nüfusta 5 milyonluk bir günahkâr sayısı fazla değil diyebilirsiniz.
Nüfusun 6-7’si gibi bir gühahkâr her toplum için ahlaki açıdan makul bir rakam sayılabilir.
Sadık bir Survivor günahkârının fotoğrafı
Kendimden bir örnek vereyim. Bu hesapla ben “Çifte Survivor günahkârıyım.”
Bu fotoğrafta gördüğünüz gibi hem Dominik’e gidip Survivor’a katıldım, hem de sadık bir günahkâr seyircisiyim. Yani hesaplarda beni çift yazmak lazım.
Ama durun…Hesap henüz bitmedi.
Suriyeliler hariç her 3 kişiden kaçı Survivor günahkârı
Verdiğim rakam Survivor’u bir gecede seyreden insan sayısıydı…
Hayatında bir veya beş on kere Survivor seyredenleri de hesaba katarsanız, Acun Ilıcalı’nın bana verdiği rakama göre 30 milyonluk bir insan topluluğu ortaya çıkıyor.
Bu da ülkemizde yaşayan her 3 Müslüman'dan 1’i anlamına geliyor.
Bu hesaba şimdilik Suriyeli ve Afgan göçmenler dahil değil.
Evet hocam hesap bu…
Türkiye nüfusu resmi istatistiklere göre, Suriyelileri saymazsak 85 milyon kişi…
Düşünebiliyor musunuz bunun 30 milyonu “Sadece Survivor günahkârı…”
Buna bir de öteki günahları eklerseniz vallahi siz de bu fetvayı verdiğinize çok pişman olursunuz.
Türkiye mi ileri gitti, fetvacılar mı geri kaldı?
Yani diyeceğim hocam, bu fetva pek mantıklı olmadı.
Biliyorum siz de diyeceksiniz ki, “A evladım fetvada mantık mı olur, inanç olur.”
İyi de hocam 20 yıldır muhafazakâr bir iktidar tarafından yönetilen bu ülkede niye bu kadar günahkâr var?
140 bin camisiyle övünen, nüfusunun yüzde 99’u Müslüman diye gurur duyan, Ayasofya’yı bile Müslüman'ın ibadetine açan bu ülkede…
Beş çocuk diyorsunuz, insanlar sanki inadına 1.7 çocuğa iniyor.
Onu seyretmeyin diye fetva çıkarıyorsunuz, insanlar inadına seyrediyor.
Dindar nesil diyorsunuz, dinden kaçan nesiller çıkıyor.
Öyleyse yanlış giden ne hocam?
Türkiye’nin 21’inci yüzyıla geçmesi mi…
Yoksa sizin bu fetvalarınızın 15’inci yüzyıla dönmesi mi…
Muhtemelen ikisi de…Öyle ya daha rüşveti saymıyorum.. Hırsızlığı, kayırmacılığı, kibiri, adaletsizliği, İnsan hakları ihlallerini…
Sizden birer fetva da bunların her biri için bekliyoruz hocam…
O zaman Türkiye’deki günahkâr sayısını tam rakamları ile tespit edebiliriz.