Politika

Ergenekon'da 3 manşet yalan çıktı

MİT Müsteşarlığı, 09 Mayıs 2008'de İstanbul Savcılığı’na gönderdiği yazıyla, Ergenekon İddianamesi’ne girerek kamuoyunda büyük yankı yaratan &uu

14 Ağustos 2008 03:00
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarlığı, 09 Mayıs 2008 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na gönderdiği yazıyla, Ergenekon İddianamesi’ne girerek kamuoyunda büyük yankı yaratan üç belgeyi kesin bir dille yalanladı.

İşte, ortaya çıktığı yıllarda MİT tarafından doğrulanmadığı halde, Ergenekon operasyonu sürecinde pek çok gazetenin maşetine taşıdığı haberlere kaynak olan o belgeler ve MİT’in açıklamaları.

GERÇEKLER

Uğur Mumcu’yu MOSSAD öldürmedi

İddianameye giren ’Uğur Mumcu cinayetinin failleri hakkında’ başlıklı, 1993 tarihli belgede, teşkilatın antetli kağıdına, MİT eski Müsteşarı Sönmez Köksal imzası kullanılarak, CİA denetiminde İsrail’de eğitim gören bir timin MİT’in haber kaynaklarından Uğur Mumcu ve Mehmet Ali Birand’ı öldürme göreviyle Türkiye’ye geldiği belirtildi. Belge, Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün evinde ve şu anda Kanada’da hahamlık yapan firari şüpheli Tuncay Güney’de ele geçtiği için iddianameye girdi. İddianameye giren, yine antetli ve MİT eski müsteşarı Sönmez Köksal imzalı belgede ise, Uğur Mumcu suikastinde İran İstihbarat Bakanlığı SAVAMA’nın bazı kollarının kullanıldığı konusu yer aldı. Bu belge de, İşçi Partisi Başkanı Doğu Perinçek ve firari şüpheli Tuncay Güney’den ele geçen dökümanlar arasında bulunmuştu. MİT Müsteşarlığı İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na yazılı cevabında her iki belge ile ilgili şu açıklamayı yaptı:

Amaç hedef saptırmak

İlk belgede geçen imzanın doğru olduğu ancak başka bir belgeden alınarak bu yazının altına monte edildiği, MİT Müsteşarlığı olarak, yasal görevimiz gereği çeşitli Bakanlık/kuruluşlarla antetli kağıt kullanılarak yazışma yapıldığı, bu itibarla Müsteşarlığımıza ait antetli kağıtların Müsteşarlık dışından da temin edilerek fotokopi ile boş kağıt haline getirilip kullanılmasının mümkün olduğu, Belge olduğu öne sürülen yazılardaki sayıların Müsteşarlığımızca kullanılan sistem ile ilgisinin bulunmadığı, makama hitap tarzının Teşkilatımızın yazışma kurallarına uymadığı hususları belirlenmiş olup, dezenformasyon olduğu anlaşılan çalışmalardan ilki hakkında Başbakanlık ve İçişleri Bakanlığı’na 10/02/1993 günü ve 135489 sayılı not verilmiştir. Ayrıca dökümanla ilgili olarak Müsteşarlığımızca 16.05.2000 tarihli yazımız ile Adalet Bakanlığı’na suç duyurusunda bulunulmuştur. Anılan dezenformasyon çalışmasının Uğur Mumcu suikastinin gerçekleştirildiği tarih itibariyle, faillerin tespitine ilişkin hedef saptırmak amacıyla ortaya çıkartıldığı izlenimi edinilmiştir.

Cinayet raporu MİT’e ait değil

İddianameye giren ’Gizli’ kaşeli ve 1996-1997 yıllarına ait hazırlık, esas ve iddia numaralarının verildiği MİT antetli ’Sabancı Center’ belgesinde, katiller Mustafa Duyar, Fehriye Erdal ve İsmail Akkol’un, Türk istihbarat birimlerince kullanıldığı, DHKP-C örgütünün cinayeti para karşılığı üstlendiği, cinayeti Susurluk kazasında hayatlarını yitiren Abdullah Çatlı, İstanbul Eski Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ ile Kıdemli Yüzbaşı Pepekal’ın organize ettiği ve Hüseyin Pepekal’ın suikastçi olarak Sabancı Center’da cinayetin işlendiği 25’inci katın kameralarına yansıdığı iddia ediliyordu. MİT Müsteşarlığı İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na yazılı cevabında, belgenin Ergenekon kapsamında tutuklu İP Başkanı Doğu Perinçek’in evinde ve firari şüpheli Tuncay Güney’den ele geçen belgeler arasında bulunduğunu belirterek şunları söyledi:

Dezenformasyon çalışmaları

MİT Müsteşarlığı olarak yasal görevimiz gereği çeşitli Bakanlık/kuruluşlarla bu tür antetli kağıtla kullanılarak yazışma yapıldığı, bu itibarla Müsteşarlığımıza ait antetli kağıtların Müsteşarlık dışından da temin edilerek fotokopi ile boş kağıt haline getirilip kullanılmasının mümkün olduğu,

Belge olduğu öne sürülen yazılardaki sayıların Müsteşarlığımızca kullanılan sistem ile ilgisinin bulunmadığı, makama hitap tarzının Teşkilatımızın yazışma kurallarına uymadığı,

Sabancı Center başlıklı yazının sonunda yer alan 413-914 Dinçer Bozak (Kd. Bnb.) ve 210-719 Yusuf Balbay (İstihda Yrd.) ibarelerinin Teşkilatımızla ilgisinin bulunmadığı, hususları belirlenmiş olup, söz konusu dökümanların dezenformasyon çalışması olduğu izlenimi edinilmiştir.

Ajan gazeteciler raporunu MİT hazırlamadı

Ergenekon İddianamesi eklerinde yer alan ’MİT, Medya ve Ajan Gazeteciler’ başlıklı 40 sayfalık raporda da, bazı gazetecilerin isimleri sıralanarak, CIA ve MİT gibi çeşitli istihbarat örgütleri adına çalıştıkları öne sürülüyordu. MİT Müsteşarlığı İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na yazılı cevabında raporun soruşturma kapsamında tutuklanan sanıklar Emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün evinde, Ümit Oğuztan’ın bilgisayarında ve İşçi Partisi Basın Sorumlusu Hikmet Çiçek’te ele geçtiğinin öğrenildiğini belirtti.

Dokümanı MİT hazırlamadı

MİT ayrıca raporun, 03.07.2002 tarihinde kendilerine intikal eden ve kaynağı tespit edilemeyen isimsiz bir mektup ve 6 CD içerisinde de yer aldığını söyledi. Açıklamada, Aydınlık Dergisi’nin 12.08.2001 tarihinde MİT’i hedef alan bazı iddialara yer vermesi nedeniyle İstanbul 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldığı ve mahkemenin bahsedilen raporla ilgili kendilerinden bilgi istediği aktarılırken, "Konuya ilişkin olarak yapılan araştırma neticesinde ’MİT Müsteşarlığı’nca bu tür bir dökümanın hazırlanmadığı’ hususunda istek makamı bilgilendirilmiştir."