Çevre

Erdoğan'ın "İstanbul'a ihanet ettik, ben yatay yapılaşmadan yanayım" sözüne tepki: Gözü son yeşil alanlarda!

"Stratejisi için varlık nedenini bile eleştirebilir"

16 Kasım 2017 12:29

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Biz bu şehre ihanet ettik, hâlâ da ihanet ediyoruz" sözlerinin ardından, "Ben dikey değil yatay mimariden yanayım" ifadesi tepki uyandırdı. İstanbul Kent Savunması'ndan Cihan Baysal, "Erdoğan’ın ‘insani kentleşme’ söylemi, İstanbul’un son bakir alanları Kuzey Ormanları'na doğru yatay kentleşmeye toplumsal rıza inşası operasyonudur. Kentin akciğerlerini yuta yuta ilerleyen yeni yerleşimler bizi bekliyor" ifadesini kullandı.

Evrensel'den Çiğdem Sinem Uğurlu'nun haberine göre uzmanlar, "Bu sözler yeni bir yapılaşmanın habercis mi?" sorusunun yanıtını verdi. Söz konusu haberde, "Erdoğan'ın gözü yeşil alanlarda" dendi.

"Yeni rant alanlarına ihtiyaç var"

İstanbul Kent Savunması'ndan Baysal, sermayenin deprem toplanma alanları dahi AVM’leşmiş İstanbul’da boş arazi bulmak için yeni alanlara ihtiyaç duyduğuna dikkat çekti. Baysal, 3. havalimanı projesiyle birlikte ‘gözde’ hale gelen Kuzey Ormanlarına işaret ederek “Can simitleri de askeri arazilerle talanı başlatılan Kuzey Ormanları. Üretemeyen bir ekonominin çarklarının inşaat, emlak ve yan sektörleri üzerinden döndüğü; bu bağlamda, İstanbul’un bir büyüme motoruna, ülkenin ekonomisini sırtlayan bir lokomotife dönüştürüldüğü göz önüne alındığında, acilen İstanbul’da küresel sermayeyi cezbedecek yeni rant bölgelerine ihtiyaç var” dedi.

"Toplumsal rıza üretiliyor"

Cihan Baysal, Erdoğan’ın "İtiraf" niteliğinde değerlendirilen sözlerini, bu alanları imara açmak için "Toplumsal rıza üretme" çabası olarak yorumladı. Baysal şunları kaydetti:

“Tepeden inme kararların genellikle ısıta ısıta gündeme sokulduğunu ve böylece toplumsal onay sağlandığını ya da gidişata göre kararların bazen geri çekilip beklemeye alındığını ve en uygun anda raftan indirildiklerini biliyoruz. Dolayısıyla, Erdoğan’ın ‘insani kentleşme’ söylemi, İstanbul’un son bakir alanları Kuzey Ormanlarına doğru yatay kentleşmeye toplumsal rıza inşası operasyonudur. Kentin akciğerlerini yuta yuta ilerleyen yeni yerleşimler bizi bekliyor. Dikey kentleşmeden yataya geçiyoruz. Hepsi bu.”

Mimarlar Odası: İhanet edenler istifa etmeli

Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu, AKP’nin işlediği kent suçlarını sıralayarak, bu itirafın sonucunda çeşitli yaptırımlar olması gerektiğini söyledi. 

AKP politikaları ile sınırsız betonlaşma özgürlüğü sağlandığını ifade eden Muhcu, “Kültür ve sanatın mekanları yok edilmiştir. İstanbul Suriçi’de rant operasyonları gerçekleştiriliyor. Sulukule ve Tarlabaşı yıkılmış. Eşsiz güzelliğe sahip Boğaziçi büyük ölçüde betonlaşmıştır. Orman, tarım ve içme suyu havza alanları alınan plan ve yatırım kararlarıyla tahrip edilirken kentin geleceği yok ediliyor. Şimdi de Türkiye’nin ilk opera binası olan AKM’nin yıkılması için iktidar seferber oldu” şeklinde konuştu.

Muhcu, ortada itiraf edilen bir ihanet olduğu açıksa, yaptırımın da olması gerektiğini ifade ederek şunları söyledi:

“Siyasal bir sonuç olarak, ihanet edenlerin istifa etmesi beklenir. Hukuk devletinde ‘suç işledim’ denildikten sonra hiçbir şey olmamış gibi davranmak mümkün değildir. Uygulanan kentleşme politikalarının terk edilmesi gerekir.İşlenmekte olan kent ve çevre suçlarının durdurulması şart. 

Gündemde olan AKM’nin yıkılması, gökdelen ve AVM projeleri, Kanal İstanbul, 3. köprü ve Kuzey Marmara Otoyolu vb. altyapı projeleri ve ulaşım kararları, ülkenin dört bir yanında yürütülen kentsel dönüşüm uygulamalarının durdurulması gerekir. Üstelik ‘Aynı suçu işlemeye devam etmek’ hiç mümkün değildir.”

"Yüksek yapı tutkusundan vazgeçilmiyor"

Erdoğan’ın “Dikey değil yatay yapılaşma” söylemini de değerlendiren Muhcu, şu sözleri sarf etti:

“Yüksek yapı tutkusundan vazgeçilmiyor. Ayrıcalıklı imar izinleri ile gökdelen tarlasına dönen İstanbul’a yeni gökdelen izinleri verilmeye devam ediliyor. Ayrıca 1 Kasım tarihinde yürürlüğe giren ‘Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’ ile yer altında sınırsız yapılaşma özgürlüğü getirilmesi sağlanıyor. Sonuç olarak Erdoğan tarafından vurgulanan ‘ihanet politikaları’ kendi iktidarı ve yerel yönetimleri tarafından her alanda katmerli bir şekilde sürdürülmektedir.”

"Stratejisi için varlık nedenini bile eleştirebilir"

AKP’nin “inşaat üzerinden sermaye birikim modeli”nin varlık nedeni olduğuna işaret eden Muhcu, “İnşaat ve betonlaşma anlayışından vazgeçmesi beklenemez. Bu nedenle AKP’nin iflas eden kentleşme politikaları konusunda yeniden ‘iman tazeleme’ yoluna başvuruluyor. ‘Otokratik diktatörlük stratejisi’ nedeniyle; Erdoğan istemediği halde Atatürk’ü de övebilir, varlık nedeni olan yağma politikalarını da eleştirebilir” şeklinde konuştu.