Politika

Erdoğan'dan yeni eleştiriler

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Deniz Feneri davasıyla ilgili yayınlarından dolayı Doğan Medya Grubunu ve Aydın Doğan’ı bugün de sert bir dille eleştirmeyi sürdürdü.

07 Eylül 2008 03:00
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Deniz Feneri davasıyla ilgili yayınlarından dolayı Doğan Medya Grubunu ve Aydın Doğan’ı bugün de sert bir dille eleştirmeyi sürdürdü. Erdoğan, Aydın Doğan’ın kendisine Hilton Oteli’nin önündeki boş yeşil alana rezidans yapmak isteğini ilettiğini bu talebine karşılık almadığı için bu yayınları yaptığını iddia etti.

Başbakan Erdoğan, partisinin Bayrampaşa İlçe Kongresi’ne katıldı. Kongrede bir konuşma yapan Erdoğan, Türkiye’nin artık üç tarafı denizlerle dört tarafı düşmanlarla çevrili bir kompleksinin olmadığını belirterek, "Büyük ülkelerin kompleksi yok. Düşman üreten değil dost üreten bir yönetim iş başındadır. İnancına güvenmeyen inanç hürriyetinden korkar. Düşüncesine inanmayan düşünce hürriyetinden korkar. Biz ne inancımızdan ne düşüncemizden korkuyoruz. Emin adımlarla yolumuza devam ediyoruz" dedi.

CHP’nin AB konusunda bilgi verme taleplerini yanıtsız bıraktığını belirten Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Ermenistan’a gitmesine yönelik eleştirilere yönelik olarak da “Cumhurbaşkanının milli maçı izlemeye gitmesi sizi bu kadar niye rahatsız ediyor? Biz her şeyin masada çözülebileceğine inanıyoruz. Bunlar problem çözemez, problem yaratır. Onun için bunlara yönetim bırakılmaz" diye konuştu.


Baykal: Basın görevini yapıyor

Yalan haberin gerçeği

Erdoğan konuşmasının önemli bir bölümünü Deniz Feneri davasıyla ilgili yayınlarından dolayı Doğan Medya Grubu ve Aydın Doğan’a ayırdı. Dün yaptığı konuşmanın ardından Aydın Doğan’ın yazılı bir açıklama yaptığını belirten Erdoğan, "Bu hamur daha çok su kaldırır" dedi.
Aydın Doğan’ın yaptığı yazılı açıklamayla "anı kurtarmaya" gayret ettiğini ifade eden Erdoğan, "Aydın Doğan’ın genel yayın yönetmeni ve kendisi bir cevap verme yarışına girmişler. Yönetmen ‘insani duyguları sömürenleri yazmayalım mı?’ diyor. Yazma diyen mi var? Yaz da doğruları yaz. Yalan ve iftira yazma" dedi.

Erdoğan şöyle dedi:
“Daha düne kadar Baykal’la paslaşma halinde toplanan yardım paralarının Başbakan Tayyip Erdoğan’a elden verdiğini veya verildiğini gösteren makbuz belgesi diyordunuz. Bunu Sayın Baykal da diyordu kendileri de diyordu hatırlayın. Peki ne oldu o belgeye? Kayıp mı oldu, yoksa bir gecede değişti mi? Nerede o sözünü ettiğin tutanak? Ben ‘hadi çıkın ispatlayın’ deyince şimdi yarım ağız Başbakan’a elden değil Başbakanlığa verildiğini söylüyorsunuz. Bu ikisi aynı şey mi peki? Madem öyle baştan doğrusunu yazsaydınız ya. Doğrusunu beni konuşturduktan sonra öğrendiniz de şimdi mi yazıyorsunuz? Sayın Aydın Doğan, dün hala ‘iddia sahibi ben değilim. Sanıklardan biri toplanan paraların Başbakan’a verilmek üzere birisi tarafından alındığını söylüyor. Benim medyam sadece mahkeme safahatı hakkında bilgi veriyor’ diyor. Soruyorum hukukta yataklık etme diye bir olay var. Sayın Doğan şu anda böyle bir iftiraya yataklık ettiğinin farkında mısın?"

Erdoğan, yazılan haberlerin doğru olup olmadığının teyit ettirilmediğini söyleyerek Aydın Doğan’a eleştirilerini sertleştirerek sürdürdü. “Yoksa eski komünistlerin yaptığı gibi iftira at tutmasa da iz bırakır mantığıyla mı hareket ediyorsun? Mantığın bu mu? Sanığın sözünü ettiği, dosyasına konan tutanak ne? Onu neden yayınlamıyorsunuz?ö diye sorun Erdoğan, söz konusu tutanağın imza ve rakam olmayan bir makbuz olduğunu söyledi.
İsim vermeden Hürriyet Gazetesi Genel yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök’ün söz konusu belgede paranın Başbakanlığa verildiğini yazdığını ancak Doğan açıklamasında halen paranın Başbakan’a verildiğini yazdığını söyleyen Erdoğan, “Yalan üzerinden devam ediyorsun. Biz hanginize inanalım şimdi? Hanginiz yalan, hanginiz doğru söylüyor?" diye sordu.

Başbakan Erdoğan, basın özgürlüğünün yalan yazma, insanların şeref ve haysiyetleriyle oynama hakkı vermeyeceğini ifade ederek, “Aydın Doğan, ‘ben Deniz Baykal ve NTV’nin yalancısıyım’ diyor. ‘Bana değil ona söyle’ diyor. İyi de Baykal’a sorunca ‘ben Aydın Doğan’ın gazetelerinin yalancısıyım’ diyor. Böyle şey olur mu? Hani var ya şıracının şahidi bozacı. Oyun mu oynuyoruz ya. Böyle tezgah olur mu? Tayyip Erdoğan hiçbir zaman yanlışın, yanlış yapanın yanında olmamıştır, olmayacaktır" diye konuştu.

Gerçeklerin karar aşamasında ortaya çıkacağını belirten Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sizin bu telaşınız niye? Bu saldırganlığınızın arkasında ne var? Siz asıl onu söyleyin, onu açıklayın. Bunun altında bir şey muhakkak var. Açıklamadığınız bir şey var. Bunu ben biliyorum da siz açıklayın. Açıklayın bunu. 1 hafta süre, önümüzdeki hafta cumartesi-pazar kongreler için gene İstanbul’dayım. Açıkladın açıkladın, açıklamadın ben açıklayacağım. Onu da açıklayacağım. Çünkü nedenini biliyorum. RTÜK’le hangi işiniz var? Bir menfaat davanız mı var, yok mu açıkla. Birkaç gün daha görülmekte olan davanın sonuçlanmasını bekleyemeyecek kadar niye aceleniz var? RTÜK Başkanını peşinen suçlu ilan etmenizin çıkar hesaplarınızla alakası var mı yok mu açıkla. CNN’in karasal yayın talebiyle ilgisi var mı yok mu açıkla. Gerçekleri yazacaksınız önce bunları açıkla. Yazmadınız ben açıklayacağım."
Aynı grubun daha önce “Alman mahkemesine Tayyip Erdoğan baskı yaptıö haberler yazdığını da belirten Erdoğan, sonra bunun için “pardon doğru değilmişö diye yazdıklarını söyledi. Erdoğan, delil olarak sanığın dosyasına konan belgede Alman yetkilinin “Biz Türk hükümetinden tutuklu bir Alman vatandaşı için talepte bulunmaya gittik, onlar da bize yargının bağımsız olduğunu anlatıp Almanya’da tutuklu Türklerin durumunu anlattı. Siyasi baskı söz konusu olmadıö sözlerinin yer aldığını söyleyerek, “Madem yazacaksın al sana delil diye dosyaya eklenen belge. Bunun kupürünü neden gazeteye koymuyorsun? Milleti aldatma yoluna niçin gidiyorsun. Böyle mi gazetecilik yapıyorsun sen? Böyle mi gerçekleri haber yapıyorsun? Bu mudur ikide bir arkasına saklandığınız basın özgürlüğü?" dedi.

Doğan Grubunun köşe yazarlarına da, “Öncelikle gelin de patronunuzun bu yanlışlarını sahiplenmeyi bırakın da gerçekleri yazınö diye seslenen Başbakan Erdoğan, Aydın Doğan’ın yazdığı yazılı cevapla ilgili olarak şunları söyledi:
“Diyor ki ‘Hilton’la ilgili bir konuyu belediyenin sorunu olarak biliyordum’. Doğru belediyenin sorunu. Peki, belediyenin sorunuysa bu sorunu bana niye getirdin, niye bunu benimle konuştun? Niye benden bu konuda yardım istedin? Evet Sayın Doğan, Hilton’un önündeki devasa boş alanı yeşil alanı benden İstanbul Büyükşehir belediye başkanıma bu noktada talimat vermek suretiyle rezidans yapmak üzere benden ricada bulundu. Dedim ki ‘mümkün değil, olmaz.’ Ve benden sonra Büyükşehir Belediye Başkanımla da gitti görüşme yaptı. Herhalde bir yemek de yediniz değil mi? Evet bir yemek de yediler. Yanlarında bir üçüncü bir şahıs daha vardı. O da Şişli Belediye Başkanı. Sayın Aydın Doğan bu söylediklerim herhalde yalan değil. Çünkü ben gerçekleri söylüyorum. Kovaladığın iş hakkın değil. Gazetelerin çevreci çevreci dolaşıyor ya işte ben de şimdi diyorum ki çevreci Doğan sevsinler seni. Hilton’un önündeki o devasa yeşil alanı rezidans yapmak üzere Şişli Belediyesinden herhalde işini halletmişti değil mi ama Büyükşehirden beşbinlikler noktasında işini halledemedi. Dün akşamki o cevaplardan sonra bugün bunu açıklamamız gerekiyor. Çünkü Hilton olayı da o kadar basit bir olay değil. Kullandığı ifade şu, ‘ben boşuna mı bu kadar parayı verdim dedi. Orayı rezidans yapmayı düşünerek bu parayı verdim’ dedi. Aynen bana kullandığı ifade bu. Bunlar köşeyi böyle döndüler. Bu ülkede vurgunları böyle vurdular. Şimdi bugüne kadar bunları iyi yürütüyorlardı. Bizden bunları temin edemedikleri için şimdi rahatsızlar sıkıntı buradan geliyor."