T24 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Anayasa değişikliği yeterli değil, 2011’de kesinlikle yepyeni bir sivil anayasa yapacağız" dedi.
Taraf gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı'nın "Erdoğan söz verdi 2011'de yeni anayasa" başlığıyla yayımlanan (24 Ağustos 2010) yazısında Başbakan Erdoğan'la yaptığı görüşmeyi yazıdı. Kütahyalı'nın yazısı şöyle:
Erdoğan söz verdi 2011'de yeni anayasa
Başbakan’la miting sonrası yaklaşık 40 dakika sohbet etme imkânı buldum. Sohbet ettiğimiz küçük odada Başbakan, ben ve bir de AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik vardı... Başbakan’a ilk olarak bu anayasa değişikliklerini yetersiz bulduğumu söyleyerek başladım. Bu değişikliklere “tüm kalbimle evet diyorum ama bunlar yetersizdir diye düşünüyorum” dedim. Şöyle yanıt verdi: “Ben de sizden farklı düşünmüyorum. Bu değişiklikler sonucu daha özgür, daha demokratik bir noktaya geleceğiz ama bunlar bizim düşlediğimiz Türkiye için yeterli değil. Bunlar daha ileri adımların önünü açacak.”
2011’de yepyeni bir anayasa
Ben de şöyle sordum;
» Peki bundan sonra yepyeni sivil bir anayasa yapacak mısınız? Yoksa yine kısmi değişimlere devam mı diyeceksiniz?
2011 seçimlerinden sonra kesinlikle yepyeni bir anayasa yapacağız. Bu anayasa tam sivil, tam özgürlükçü, tam demokratik bir anayasa olacak.
» Kesinlikle mi Sayın Başbakan, bu sefer taviz yok diyorsunuz inşallah..
Asla taviz yok. Geçen sefer de 2007 seçimlerinden sonra da bu işe giriştik, güzel bir anayasa hazırlandı fakat muhalefet türlü engellerle önünü kesti. Sonrasında da kapatma davasıyla başka bir dönem başladı.
» O zaman uzlaşma aramıştınız ama muhalefet gargaraya getirmişti. Bu sefer uzlaşma olmasa da yine şimdiki gibi millete mi gideceksiniz?
Evet öyle yapacağız. Biz yine uzlaşma ararız, muhalefetin de özgürlükçü ve demokratik yönde yeni anayasaya katkı sağlamasını isteriz ama şimdiki statükocu tavırlarını sürdürürlerse sivil, özgürlükçü ve tam demokratik anayasayı elbette sivil topluma danışarak yapacağız. Meclis’te oyumuz yetiyorsa, 2011 seçimlerinde millet bize anayasa yapacak çoğunluğu verirse direkt geçiririz yoksa yine şimdi olduğu gibi millete gideriz. Kararımız kesin.
PKK ‘hayır’ için uğraşıyor
» Son gelişmeleri nasıl yorumluyorsunuz? PKK’nın ateşkesi, Demokratik özerklik lafları, “biz devletle görüşüyoruz” iddiaları, öte yandan CHP ve MHP’nin buna yönelik meydanlarda söyledikleri...
Bu durumu terör örgütünün yeni taktiği olarak görüyorum. Bunlar önce ‘Hayır’ diye başladılar, bölge halkını ikna edemeyeceklerini gördüler, sonra milletin iradesine ipotek koymak için boykot dediler, şimdi ona da milleti ikna edemiyorlar. Bu bölgeden çok büyük oranda ‘Evet’ çıkacak. Terör örgütü şimdi ‘Hayır’ cephesini güçlendirmek için özellikle bu hareketleri yapıyor. Söylemleri asla samimi değil. Kürt meselesinin çözümüne ilişkin samimi bir gayretleri yok. İşin garibi terör örgütünün bu propagandasına CHP ve MHP’nin alet olması. Terör örgütü yöneticisini muhatap alıp, onun yalanlarını siyaset malzemesi haline getirmek PKK’nın ekmeğine yağ sürmektir. Hep söylüyorum Rasim Bey bunlar ruh üçüzleri.
» “Devlet bizimle görüşüyor” söylemleri ‘Hayır’ oylarını artırmak için mi kurgulandı diyorsunuz?
Evet, aynen öyle. Muhalefetin düştüğü acınası hale bakın ki bunlar terör örgütünün bu propaganda yalanlarıyla politika yapmaya kalkıyor. Kürt kökenli vatandaşlarımızın yaşadığı bu bölgeden oy alabilen tek ulusal parti biziz. Akan kanın durması için çabalayan tek parti biziz, temel haklar ve özgürlüklerin sonuna kadar yaşandığı eşit yurttaşlığa dayalı demokratik ve barış dolu bir Türkiye için bir şeyler yapma gayretinde olan da biziz. Ruh üçüzleri ise statükonun devamından yana. Çünkü bu bozuk düzenden nemalanıyorlar...