Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ABD ve İsviçre gezisinin ardından yurda döndü. Gezileri hakkında bilgi veren Erdoğan, küresel krize ilişkin değerlendirmelerde de bulunarak, “Ülkemizde şu anda bir kriz söz konusu değildir” dedi.
Erdoğan, “Taşın altına hep birlikte elimizi koyacağız. Yoksa biz, yine ‘bir kriz var, ben bu krizi nasıl fırsata dönüştürürüm’ diye düşünenler olursa orada da bu Hükümet, kusura bakmasınlar kimseye krizi fırsata dönüştürme fırsatı vermez” diye konuştu.
Türkiye’deki ekonomik gelişmeler üzerine değerlendirmeler bulunan Erdoğan, dolaylı yollardan faiz artırmayı ekonomiye bir tehdit olarak gördüğünü söyledi. Erdoğan, “Kalkıp da kredi vermiyorum şu kadar faiz veriyorum gibi faizleri farklı bir şekilde yükseltme yoluna gitmeyi kesinlikle ayrıca bu ülkenin ekonomisine bir tehdit olarak görüyorum. YASED toplantısında da bunların üzerinde biraz daha farklı şekilde duracağım. Belki döner dönmez böyle bir açıklamayı yapmak farklı değerlendirilebilir ama bunlar bizim ortak derdimizdir” dedi.
Küresel krizle baş etmenin birlikte hareket etmekle olanaklı olacağını dile getiren Erdoğan, “El ele omuz omuza dayanışma halinde biz bu geminin içinde beraber yaşıyoruz. Dolayısıyla bu adımları da beraber atacağız” diye konuştu.
‘Şu anda bir kriz yok’
Ülkede şu anda anlatıldığı şekilde bir krizin söz konusu olmadığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, 2009 yılının ilk 6 ayı için sıkıntı yaşanabileceğine dikkat çekti.
Mali piyasalarda yaşanan çalkantıların küresel ekonomiyi tehdit eden boyuta ulaşması üzerine G-20 Zirvesiyle ilgili davetin yapıldığını ifade eden Erdoğan, bugüne kadar Hazine’den sorumlu bakanların ve maliye bakanlarının katıldığı bu toplanın devlet ve hükümet başkanlarının katıldığı bir toplantıya dönüştüğünü anlattı.
G-20’nin ekonomiden sorumlu bakanları, maliye bakanlarının, toplantıdan önce 8-9 Kasım tarihlerinde Brezilya’da bir araya geldiklerini hatırlatan Erdoğan, bunun bir anlamda ön toplantı olduğunu belirtti. Zirvede bütün liderlerin sunumlarını yaptığını ve zirvenin sonunda bir deklarasyon yayınlandığın ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bütün bunlarla ilgili YASED (Yabancı Sermaye Derneğinde) toplantısında konu üzerinde geniş, detaylı durmayı düşünüyorum. Bu liderlerle yaptığımız toplantıda ortak kanaatimiz, 1929 Büyük Buhranı’ndan bu yana içinden geçilmekte olan en ciddi mali ve ekonomik kriz olduğu konusu. Son dönemlerde atılmakta olan bazı adımlar var. Bu adımlarla ilgili arkadaşlarımla nihai değerlendirmeleri yapıp, Yabancı Sermaye Derneği’nde, Hükümet olarak, olaylara bakışımız konusunda bazı açıklamalar yapacağım. Bu ağırlıklı olarak finans sektörünü alakadar ettiği kadar, reel sektörü, kobileri ilgilendiriyor. Burada her şey Hükümet’ten beklenecek olursa yanılırız. Kimse her şeyi Hükümet’ten beklemesin. Hükümet kalkıp da herkesin boşalan kasasını dolduracak böyle bir şey söz konusu değil. Böyle bir şey yok ve ben buradan bir şeyi çok açık, net söylüyorum; Finans sektöründe geçen yıl kar 11,7 milyar dolardır. Bu yıl 11 milyar dolardır. Bu rakamların üzerinde biraz düşünmemiz lazım. Bundan sonraki sürece yönelik şüphesiz ki müşterek yine atmamız gereken adımlar vardır. Bu adımları atarız, ama ortak tavır koymaya gelince taşın altına hep birlikte elimizi koyacağız. Yoksa biz, yine ‘bir kriz var, ben bu krizi nasıl fırsata dönüştürürüm’ diye düşünenler olursa orada da bu Hükümet, kusura bakmasınlar kimseye krizi fırsata dönüştürme fırsatı vermez. Bizim öyle bir durumumuz söz konusu değil. Adil davranacağız ve bugüne kadar belki alışılmış şeyler değil, ama kusura bakmasınlar el ele, omuz omuza vereceğiz ve bu süreci beraber atlatacağız. Çünkü, bizler kimseye kalkıp da herhangi bir şeyi bu ülkede peşkeş çektirmedik. Bundan sonra da çektirmeyiz.”
“Finans sektörü elinden geleni yapmalı”
Krizin etkilerinin aşılmasında finans sektörünün de elinden geleni aynı şekilde yapması gerektiğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
“Kredi çağırma, bunun yanında kredi verme noktasında, bundan çekinme, kaçma... Bir bankanın görevi kredi vermektir. Tedbirini, her şeyini buna göre alırsın, kredini yine verirsin. Kalkıp da ‘kredi vermiyorum, şu kadar faizle veriyorum’ gibi faizleri farklı bir şekilde yükseltme yoluna gitmeyi kesinlikle bu ülkenin ekonomisine bir tehdit olarak görüyorum. Döner dönmez böyle bir açıklamayı yapmak farklı değerlendirilebilir, ama bunlar bizim ortak derdimizdir. Çünkü, reel sektörden gelen temsilcilerimizi dinlediğim zaman onlardan gördüğüm şey de budur. Omuz omuza, dayanışma halinde biz bu geminin içinde beraber yaşıyoruz. Dolayısıyla bu adımları da beraber atacağız. Ülkemizde, şu anda böyle anlatıldığı şekilde bir kriz söz konusu değildir, ama tabii ki bu esinti, bu dalga, bizleri de tesiri altına alabilir. Özellikle de önümüzdeki yılın ilk altı ayında bir sıkıntı yaşayabiliriz. Farklı imkanlar bulmanın gayreti içerisindeyiz. Kendi kaynaklarımızı devreye sokmamız lazım. Çıkardığımız son yasa da buna yönelik. Bu yasayı buna yönelik çıkardığımıza göre, o zaman hadi bakalım biraz finans sektöründe olanlar sermayelerine biraz sermaye enjekte etsin. Var bir şeyler, hiçbir şey sorulmayacak. Aynı şekilde, reel sektörde olanlar sermayelerine onlar da sermaye enjekte etsinler ve bu süreci birlikte geçelim atlatalım. Bunu çok açık ve net söylemeyi de bir Başbakanlık görevi olarak görüyorum” dedi.
ABD ve Cenevre gezilerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan yaptığı ikili görüşmeler hakkında da bilgi verdi. Erdoğan yeni ABD yönetimden Türkiye olarak beklentiler dile getirildiğini söyledi.
Türkiye’nin Irak’a bir heyet gönderdiğini belirten Erdoğan, Maliki’nin özel temsilciyle görüşeceğini belirtti.
'Tokatçı' AKP'li yönetici çıktı