Başbakan Tayyip Erdoğan, "Bu süreçte hiç sesi çıkmayanlar var. İmam-Hatip okullarının kapatılması konusunda harcadıkları çabanın yüzde 1'ini bu süreçte yapmıyorlar. Halbuki kazanan millet olacak" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'ndeki MÜSİAD Genel Kurulu'nda konuştu.
PKK'nın Kandil sorumlusu Murat Karayılan Perşembe günü, 8 Mayıs'tan itibaren sınırdışına çekilmeye başlayacaklarını açıklamıştı.
Başbakan Erdoğan konuşmasında çözüm sürecine değindi.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Bu süreçte hiç sesi çıkmayanlar var. İmam-Hatip okullarının kapatılması konusunda harcadıkları çabanın yüzde 1'ini bu süreçte yapmıyorlar. Halbuki kazanan millet olacak. Bu sürecin sonunda kazanan 76 milyon olacak. Hükümet olarak 2002'den itibaren sosyal restorasyon süreci başlattık.
Artık farklı alanlara, detaylara yoğunlaşmak zorundayız. Sosyal sorumluluk Ramazan ayında gıda paketleri dağıtmaktan ibaret olamaz. Daha kalıcı çalışmalara yönelmek zorundayız.
Şu anda sona eren sadece 30 yıllık terör değil. Çok daha uzun yıllara yayılmış sorunlar manzumesidir. Türkiye yeni bir evreye giriyor, bu süreci hiç kimse farklı yerlere çekmesin. Türkiye için, karanlık bir devrin kapıları kapanacak. Şunu bir düşünün; 10 yıl önce nasıl bir Türkiye vardı, bugün nasıl bir Türkiye var?
Bugün düne göre çok daha umutluyuz. Terör bittiğin çok güzel olacak. Bu başlangıçtır, bunu en iyi şekilde değerlendirmek zorundayız. Bu süreçte herkesin etkin bir şekilde rol almasını rica ediyorum. 76 milyonun tamamından bu yeni başlangıca omuz vermelerini rica ediyorum. Bu ortamın bozulmasına izin vermeyin. Gün, sinsi sinsi izleyip sonuca göre tavır belirleme günü değil. Çözümün parçası olmayanlar, sorunun parçası olurlar.
Şu anda Silivri'de bulunan ve milletvekili oldu diye ifade edilen kişilerin bu ülkede hukuk devletine göre bunların milletvekili olma şansı yok. Arkadan dolanmak suretiyle bunları milletvekili yapıp parlamentoya taşıma gayretindeler. Bunlar seçimlerin yapıldığı dönem zaten içerideydi. Bunun bedelini kimse AK Parti iktidarına kesemez. Bunu MHP de CHP de BDP de çok iyi biliyor.
Anketlere göre, CHP'nin de MHP'nin de tabanında çözüm sürecine 'evet' diyenlerin oranı 'hayır' diyenlerden daha fazla.
'Birayı milli içki diye tanıtıyorlar'
Bugün bir tanesi öyle yazıyor 'Tek devlet, tek bayrak, tek milli içki'. Ben, Yeşilay toplantısında, Türkiye'nin parlamentosunda ilk çıkan 5 yasasının birinden bahsettim. Yani alkolle mücadele yasası. Bu iş ne kadar önemli o ki ilk çıkan yasalardan biri bu. Öyle bir dönem geliyor ki bunlar birayı milli içki diye tanıtıyor.
Bu ülkede malesef ilaçlarla kısırlaştırma süreci başladı. Buna karşı siz bayrak açtığınız zaman hemen laik karşıtı dediler. Ben milletimin çoğalmasını istiyorum. Bahaneleri hazır eğitimsiz nesilden ne olur. Parasal imkanları olanlara bakın en fazla 2 çocuğu var. Para var neden çocuk yapmıyorlar. Türkiye şuan genç nüfusuyla övünüyor ama 2040 yılına geldiği anda Türkiye artık yaşlılar milleti arasında girmiş olacak ki bu en büyük tehlike. Buradan çağrımı yeniden yapıyorum.
'Kafa kıyak çünkü'
Anayasa'nın 58. maddesi ne derse bizde iktidar olarak onu yapıyorz. Bilmeyenler ona baksın. Bu parlamentonun görevidir. Kimse rahatsız olmasın. Biz bugün geçmişe kıyasla çok daha aydınlık bir Türkiye'yiz. Düşünün üniversiteye gelen genç aydınlanmaya gelip kafayı hulup geliyor. Kafa kıyak çünkü eline bilgisayar alacağına döner bıçağı alıp arkadaşına saldırıyor.
Sevgili kardeşlerim, daha bir kaç ay öncesinde anneler, kapı çaldığında telefon çaldığında korkudan yığılıp kalıyordu. 4 aydır anneler derin bir 'oh' çekiyor. Bugün Türkiye'nin her yerinde anneler ellerini semaya çekip vatan için dua ediyor keşke bizim için de etse. Keşke Vedat gibi gençlerimiz toprağa düşmeseydi. Bugün düne göre çok daha iyimseriz, çok daha güçlüyüz. Terör bitince ne olacak diye soruyorlar bugün de söylüyorum çok daha güzel olacak.
CHP ve İP'den oluşan 50'şer kişilik gruplar bir de MHP'den 50'şer kişilik gruplar protesto ediyor. Özellikle İşçi Partisi liderinin Bekaa Vadisi'nde Öcalan'la fotoğrafı bulunuyor. Bunu herkes biliyor.
CHP'ye ve MHP'ye fıkralı gönderme
Nasreddin Hoca köyde camide vaaz veriyor, ama cemaatten çok şikayetçi. Çünkü anlattıkları cemaatin bir kulağından girip diğerinden çıkıyor. Nasreddin Hoca da cuma günü hutbeye çıkıp soruyor "Bugün ne anlatacağımı biliyor musunuz?" Cemaat de "hayır" diyor. Hoca da "Madem bilmiyorsunuz o zaman bilmediğiniz şeyi anlatmayayım" diyor. Bir sonraki hutbeye çıktığında cemaat sözleşiyor. Nasreddin Hoca sorduğunda "Evet biliyoruz" diyorlar. Hoca bu kez "Madem biliyorsunuz o zaman anlatmama gerek yok" diyor. Nasreddin Hoca bir sonraki hafta yine soruyor. Bu sefer cemaatin yarısı "evet" yarısı "hayır" diyor. Bu durumda da hoca "Bilenler bilmeyenlere anlatsın" diyor.
Şimdi, MHP bu süreci biliyor, öyle diyor. Bir zahmet MHP genel başkanı CHP genel başkanına bu süreci anlatsın. Yine de anlayamazlarsa biz Akil İnsanlar'dan rica ederiz, izlenimlerini CHP başkanına anlatırlar.
'Kimse mağduru oynamasın'
CHP ve MHP'ye gönül vermiş kardeşlerime sesleniyorum. Şu anda Silivri'de bulunan ve milletin oylarıyla milletvekili oldu diye ifade edilen kişiler, bu ülkede hukuk devletine göre milletvekili olma şansı yok. Bu kişiler milletvekili seçilip içeri girmedi, bunlar seçim yapılırken zaten içerdeydiler. Şu an yargı sürecindeyiz yargı bu yönde bir karar veriyorsa birşey diyemeyiz. Kimse mağduru oynamasın. Bu ülke bir hukuk devletidir. Hukukun üstünlüğünü kimseyle tartışmayız.
Devlet Bahçeli MHP'yi İşçi Partisi'nin yedeği haline getirmiştir. İki uç nokta gibi gözüken MHP ve İşçi Partisi el ele verdi ve 1980'den önceki ortamı bugün getirmek istiyorlar."