Politika

Erdoğan: Sincan Hâkimi Cumhurbaşkanı Abdullah Bey’i aldı

Erdoğan, Rusya’dan Türkiye’ye dönerken uçakta yaptığı açıklamada, yargının kendini çek etmesi gerektiğini söyledi...

19 Mart 2011 02:00
T24 - Başbakan Tayyip Erdoğan, Rusya’dan Türkiye’ye dönerken uçakta yaptığı açıklamada, yargının kendini çek etmesi gerektiğini söyleyerek, “Bir savcı size hissi baksa, bir ülkenin başbakanı o savcının elinde oyuncak olacak. Sincan Hâkimi, Cumhurbaşkanı Abdullah Bey’i aldı, kendine göre dalgasını geçti” diye eleştirdi.

Başbakan açıklamarında AB'nin tutumlarını da eleştirdi, ' Şu an ekonomide ilerleyen ve gelişen bir Türkiye var er ya da geç AB kendi gel diyecek' dedi. Hürriyet gazetesinde yer alan haber şöyle: 


'Yargı oyaladı'

Yargı ne isterse yapmaya hazırız. Eskiden hangi şartlarda hizmet verdiğini biliyoruz. Akıllı bilgi sistemleriyle adalet saraylarını donattık. Kadro dedik. Oyaladılar. Kamera dediler. Ak Parti iktidarına kadar sistem neyse ona göre alım yapacaktık. Yaptırmadılar. Yapsaydık çok büyük açığı kapatmış olacaktık. Anayasa değişikliğiyle hemen adımlar atılmaya başlandı. Üst mahkeme de süratli çalışmaya başlayacak. İstinaf mahkemelerine atanma başlandı. 5 yıla kadar olan yargılama alt mahkemelerde kalacak, yukarısının yükünü hafifleyecek. 


'Abdullah Bey’i aldı'

Siyasette kürsü masumiyeti farklı bir şey. Bunu sağlamazsak yasama organını yargının vicdanına terk etmiş oluruz. Bir başbakan olarak adım atsanız, bir savcı size karşı hissi baksa, hakkınızda dava açsa, bir ülkenin başbakanı o savcının elinde oyuncak olacak. Sincan Hâkimi (Osman Kaçmaz) Cumhurbaşkanı Abdullah Bey’i aldı, kendine göre dalgasını geçti. Benimle ilgili alt mahkemeler karar verdi. Aynı kişi MHP’den aday adayı. Siyaseti nasıl bunların eline teslim edeceksiniz? 


'Hukuk bilmiyor'

Ben belediye başkanlığı yaptım, bu esnada 4 ya da 6 dosya vardı. Bizim dokunulmazlığımız yoktu. İstanbul gibi bir şehir yönettim. Ne zaman ki cezaevine girdim, çıkışta dosya sayısı arttı, partiyi kurduk, 56 dosya çıktı. Demek ki dosyalar hazırmış. Niye? Geleceği kilitlemek için. Bir gazete ‘Zaman aşımından kurtardı’ diye yazdı. Bizim dosyalar zaman aşımına tabi değil. Hukuku bilmiyor. 


'AB olumsuz' 

AB süreci bir iki liderde tıkanıyor. Güney Kıbrıs gelip tıkıyor. Son Liderler Zirvesi’nde
8 faslı birlikte dolaba kaldırdılar. 6 tanesini Rumlar bloke etti, 5’ini Fransa dondurdu. Kaldı 3 fasıl. Benim merakla beklediğim 3 fasıla ne çelmeler atacaklar, ne oyunlar oynayacaklar. AB 15 üyeliyken liderler zirvesine katılıyorduk, 10 ülke gelince bizi liderler zirvesine davet etmediler. Böyle olumsuz yaklaşım tarzı var.


'Kantara çıkaracağız'

AB’deki Türkiye dostu ülkeler etkili olmuyor. Gelişmelere göre kendimizi kantara çıkaracağız, ilerleyen bir Türkiye var. AB kurumlarının karşılıkları bizde var. Biz sabırla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Nereye kadar gider bilemem. Ama er veya geç Türkiye gel diyecekler.


'Ahde vefa yok'
 

Brezilya’yı, Bolivya’yı vizeden muaf tutuyorsun? Bize gelince, ahde vefa olayına uymuyor bunlar. Soruyoruz, savunamıyorlar. ‘Onların göç noktasında bir tehdidi yok, Türkiye’den göç tehdidi’ var diyorlar. Oysa Türkiye ekonomik olarak güçlendikçe göç korkusu azalıyor. 50 bin Alman Türkiye’ye yerleşti. Merkel de bunu biliyor. İkili görüşmelerde Merkel’in havası farklı. Güney Kıbrıs’ı ziyaret ediyor, orada yaptığı açıklamalar farklı.


'Halkın avukatıyım'

Ben halkın avukatıyım, CHP Silivri’nin avukatı. Aramızdaki fark bu. Yeni genel başkan bize savcılık yakıştırdı. Biz hiçbir zaman savcı olmadık. Milletimizin avukatı olduk. Milletimizin bize verdiği yetkiyi kullanıyoruz. ‘Cezaevinde 60 küsur gazeteci var’ deniyor. Benim aldığım son rakam 27 kişi. Bunların hiçbirisi kitabından veya yazısından değil. Benimle ilgili, Cumhurbaşkanı ve bazı arkadaşlarla ilgili yazdıkları yazılar, 20’yi aşkın kitap var, fotomontaj resimler, internet sitelerinden alınma gayriahlaki resimler var. Hocaefendi ile ilgili de yapmışlar. Bunların hangisinin meşruiyetle ilgisi var? Bakın İngiltere’de bir gazete yalan haber yaptı. Dava açtık, bir iki ayda netice aldık. Çağırdılar, özür dilettiler.