-ERDOĞAN: ÖZGÜRLÜKLERİN ÖNÜNE MAYIN DÖŞERKEN ÖZGÜRLÜKTÜN YANA OLAMAZSIN İSTANBUL (A.A) - 05.09.2010 - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ni 'ana muhalefet mahkemesi' haline getirdiğini belirterek, '' Anayasa Mahkemesi'nin önünde tank gibi dururken çıkmış diyor ki 'Ben darbe tanklarının önünde dururum'. Nasıl olacak da sen darbe tanklarının önünde duracaksın? Özgürlüklerin önüne mayın döşerken, özgürlüktün yana olamazsın'' dedi. Erdoğan, partisince Kazlıçeşme Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, milletin kurumlarının, milletle aynı rotada ilerlemesini, aynı ufka bakmasını, aynı vizyonu taşımasını istediklerini belirtti. ''Tuzu kurular, kaymak tabaka, milletin önünde engel olmasın, Türkiye'nin yolundan artık çekilsin istiyoruz'' diyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: ''1960 Anayasasına kim çanak tuttu? CHP. 28 Şubat'ta kim dut yemiş bülbüle döndü? CHP. '27 Nisan bildirisinin altına imzamızı atarız' kim dedi? CHP. Yargıyı nasıl siyasallaştırdıklarını biliyorsunuz. Geçmişte sayın Moğultay, Oktay ne dediler? 'Biz kendi örgütümüzden yani CHP'den eleman almayacağız da ülkücülerden, Refahlılar'dan mı alacağız?' 3 bin kişi aldılar ve şimdi o 3 bin kişi yargıda belirleyici noktadalar. Yargıyı siyasallaştıranların kim olduğu ortada'' diye konuştu. -''SEN SİYASİ PARTİSİN, SİLİVRİ'DE AVUKAT OLAMAZSIN'' CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu da eleştiren Erdoğan, ''Sen siyasi partisin, sen anamuhalefet partisinin, sen Silivri'de avukat, İstanbul'da demokrat olamazsın. Şimdi kendisine diyorum ki; Anayasa Mahkemesi'ni, ana muhalefet mahkemesi haline getirdiniz. Anayasa Mahkemesi'nin önünde tank gibi dururken çıkmış diyor ki 'Ben darbe tanklarının önünde dururum'. Nasıl olacak da sen darbe tanklarının önünde duracaksın? Özgürlüklerin önüne mayın döşerken, özgürlüktün yana olamazsın'' şeklinde konuştu. AK Parti'nin bu yola çok farklı çıktığını, işleri çok farklı yürüttüğünü ve 8 yılda çok ciddi mesafe alındığını belirten Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: ''Ben CHP'li kardeşlerime diyorum ki bu tutarsızlıkları lütfen görün. Tarih boyunca neler yaptıkları ortada. Onların bu aldatmacalarına sakın aldanmayın. Avcılar Belediyesi'nin kızlarımızı ve kadınımızı rahibeye benzetme olayını anlattım. Elimizde artık resmi belge var ve Avcılar Belediye Başkanı'nın talimatıyla hangi ajansa hangi matbaaya bunu yaptırdıkları belli ve 20 bin tane broşürü nereye bastırdıkları belli. Benim MHP'li kardeşime de söylüyorum, diyorum ki; MHP'li kardeşim tavan başka inanıyorum ki taban başka. İnanıyorum ki gerçek anlamda milletini, vatanını sevenler olarak, bu özgürlük mücadelesinde bedel ödeyen insanları sevenler olarak diyorum ki gelin 12 Eylül'de sizler de 'evet' deyin diyorum. Çünkü hiç bir zaman bir araya gelemeyen, gelebilecekleri düşünülemeyen kim var bu 'hayır' cephesinde CHP, MHP, BDP, Türkiye Komünist Partisi, İşçi Partisi, YARSAV, başörtü konusunda ertesi gün başlığını '411 el kaosa kalktı' diyen medya var. Bunları yutacak mıyız? Onun için daha çok çalışacağız. Diyoruz ki gelin bunu parti hesaplaşmasına dönüştürmeyelim.'' Başbakan Erdoğan, referandumun bir güven oylaması olmadığını belirterek, ''12 Eylül'den sonra hesaplaşırız. O zaman ne dersen de. Ben de diyeceğimi bilirim. İktidarımızla ilgili söyleyeceğin varsa söyle, söyle. Ben de gereğini söylerim. Ama şimdi Anayasa ile ilgili 26 maddelik paketi oyluyoruz'' dedi. Partilere ders ve mesaj vermek isteyenlerin 2011 seçimlerini beklemesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: ''2011 seçimlerine 10 ay var ve Türkiye'nin geleceğini, politik hesaplarla karartmayalım, Türk insanının kazanımlarını ucuz polemiklerle heba etmeyelim. 12 Eylül halk oylaması bir güven oylaması değildir. 'AK Parti şu kadar oy aldı', böyle bir şey yok. 'Bu AK Parti'nin oyudur', böyle bir şey yok. Bizden bunu duymayacaksınız. Halk oylaması başka bir şey, partilerin oylanması başka bir şey. Bu kültürü kazanmamız, yaşamamız ve yaşatmamız lazım. 12 Eylül'de bir hesaplaşma olacaksa, darbeci zihniyetle olacak, vesayetçi anlayışlarla olacak. Milletin iradesini küçümseyenlerle olacak. 'Hayır' ittifakı içindeki partilere buradan sesleniyorum. Kimsenin iradesine ipotek koymayın, küçümsemeyin, hor görmeyin, kötülemeyin ve ne 'evet' diyenler ihanet içindedir ne 'hayır' diyenler ihanet içindedir. Halk oylamasında aziz milletimiz iradesini ortaya koyacaktır. Bize göre milletimizin iradesi hangi istikamette olursa olsun saygındır.'' -''BAZI SATILIK GAZETELERİNİZ VAR, BİLİYORUZ'' Ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''Bunlar İmralı ile anlaştı'' dediğini belirten Erdoğan, şunları dile getirdi: ''Hukukta bir kaide var. Müddei iddiasını ispatla mükelleftir, yani iddia sahibi, iddiasını ispatla mükelleftir. Benim veya arkadaşlarımın bir terörist başıyla masaya oturduğunu, anlaştığını ispat edemezseniz şerefsizsiniz. Bu kadar açık konuşuyorum. Biz şu 8 yılda verdiğimiz mücadele esnasında Yüksekova'da, Şemdinli'de mücadele verirken, bunlar Ankara'dan terör örgütüne destek yağdırıyorlar. Hiç bir zaman biz bunlarla masaya oturamadık. 'Gelin sizlerle terörü konuşalım' dediğimizde masaya oturmadılar. Kara propaganda yapıyorlar, bilgi kirliliği yaratmak istiyorlar. Bu kampanyaları sürekli devam ettiriyorlar ve bizden bazı şeylerin cevabını istiyorlar. Bu iktidar sizin şamar oğlanınız değil. Biz inandığımız yolda aynı kararlılıkla devam edeceğiz ve bazı satılık gazeteleriniz var, biliyoruz. Yalan, uydurma haberlerle iftira kampanyalarınızı biliyoruz. Bunlara sadece sabrediyoruz çünkü yargıya müracaat ettiğimizde aldığımız cevaplar belli. Yargı ne diyor biliyor musunuz? 'Siyasetçi bu tür hakaretlere alışmalı. Bunlar ağır eleştiri sınıfına girer' diyor. Hakaret demiyor. Peki aynısını ben sana yapsam o zaman sen ne diyeceksin. Ağır eleştiri mi diyeceksin? O zaman ben diyeceğini söyleyeyim,'ben siyasetçi değilim' diyecek. Bu ülkenin başbakanına kalkıp da 'Türküm demekten kaçınan bir başbakan' hakaretini bir yargı mensubu olarak nasıl yakıştırabiliyorsun?'' Bu güne kadar verdiği mücadeleyi, ülkesi için verdiğini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: ''12 Eylül gecesi, AK Parti'nin zaferini değil, Türkiye'nin zaferini, Türk milletinin, ileri demokrasinin zaferini kutlayacağız. Kazanan AK Parti değil, Türkiye olacak. Kaybeden bir bütün olarak muhalefet partileri değil, değişime direnen anlayış olacak. Şahsi çıkarlarını, ikballerini, makamlarını milletin önünde görenler, millet adına böyle bir değişikliğin önünde durmaktan çekinmiyorlar. AK Parti her fırsatta cesaretle söyledi; millet kazanacaksa AK Parti kaybetmeye razı.'' -MİTİNGDEN NOTLAR- Mitingi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, kızları Sümeyye Erdoğan ve Esra Erdoğan Albayrak, damadı Berat Albayrak, torunu Ahmet Akif Albayrak vatandaşların arasında izledi. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu da Emine Erdoğan'a mitingde eşlik etti. Mitinge, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdulkadir Aksu da katıldı. Başbakan Erdoğan mitingin sonunda alanda bulunanlardan ellerindeki ''evet'' bayraklarını indirterek, ellerini havaya kaldırmalarını istedi. Alanda bulunanların ellerini kaldırmaları üzerine, Erdoğan, ''Mühür sizin elinizde'' dedi. Miting alanında, Başbakan Erdoğan'ın Fatih Sultan Mehmet'e benzetilen beyaz ata binmiş figürünün resmedildiği pankart da dikkati çekti. Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı mitingde, güvenlik amacıyla helikopterler alan üzerinde sürekli tur attı.