Politika

Erdoğan: Özel uçakla davetiye mi gönderilirmiş

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun büyük kızıyla ilgili iddiasına sert tepki gösterdi

17 Mayıs 2011 03:00
T24 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun büyük kızıyla ilgili iddiasına sert tepki gösterdi, "Güya büyük kızımın evlilik davetiyesini özel uçakla Ürdün Kralına göndermişim. Sen namertsin, sen dürüst değilsin. Özel uçakla davetiye mi gönderilirmiş" dedi.


Partisinin Yozgat'taki mitinginde konuşan Erdoğan, Demirel ile CHP'nin statükonun iki bekçisi olduğunu söyledi. CHP'nin, 27 Mayıs'a çanak tuttuğunu, Menderes ve 2 arkadaşının idam sehpasına götürülmesine seyirci kaldığını ifade eden Erdoğan, Demirel'in de 28 Şubat'a kol kanat gerdiğini savundu. Erdoğan, "Şimdi statükonun iki temsilcisi çete kardeşliğinde buluştu" dedi.
Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin vatandaşlara "Kadınlara günde 4 saat çalışacaksın, sigortalı olacaksınız" dediğini, ancak böyle bir şey yapmadığını söyledi. Belediyenin, "5 bin gence iş vereceğiz. Her çocuğa her sabah süt dağıtacağız" sözlerinin de bulunduğunu anlatan Erdoğan, "Milli Eğitim Müdürünü aradım, 'böyle bir şey var mı' diye sordum. 'Nerede başbakanım yok, yalan. 500 öğrencinin evine süt bırakılıyor. 4 tane anaokulunu da kahvaltı bırakılıyor' dedi. Yapılan bu? Ne yaptı CHP'li belediye başkanı? Kendisine bunlar sorulunca, 'elimde sihirli değnek yok ki' dedi." ifadelerini kullandı.


Elindeki dosyayı gösteren Erdoğan, şöyle devam etti:



"Ben bunları belgelerle konuşuyorum. Bunlar seçim afişleri. Belge bu belge. Kılıçdaroğlu belge açıklayacağım diyor, ortada belge yok. Yaptın mı diyorum, yok...

Antalya'ya verdiğiniz sözler ne oldu?  Sayın Kılıçdaroğlu siz dürüstsünüz öyle mi, siz sözünüzde durursunuz öyle mi? Siz Gandi'siniz ya, Antalya'ya verdiğiniz sözler ne oldu? Antalya'yı nasıl aldattılarsa, şimdi Türkiye'yi aldatıyor. Ben Kılıçdaroğlu'na yürüyen yalan dedim. Gördüm ki hafif kalır. Bunlar koşan yalan koşan. İşte Antalya'daki afişler, CHP yalanlarının belgesi. Belgeli yalancı bunlar, vesikalı yalancı bunlar.



Bugün bir gazetede büyük kızımla ilgili bir yalan daha söylüyor. Bunlarda utanma, ar, böyle bir şey yok. Bunlarda ar, namus haya böyle bir şey yok. Güya ben büyük kızımın evlilik davetiyesini özel uçakla Ürdün Kralına göndermişim. Böyle hayasızlık olur mu? Sonra bazı yayın organları, Başbakan böyle konuşmamalı diyor. Ha konuşmuyum da alın bunu da kullanın. Ben Kılıçdıraolu'na diyorum ki eğer sen dürüstsen, mertsen, çık bunları da açıkla. Sen namertsin, sen dürüst değilsin. Sen hangi çağda yaşıyorsun. Özel uçakla davetiye mi gönderilirmiş ya, böyle saçmalık mı olur. Böyle şey mi olur? Bunların geçmişi de bu, bugünü de bu. Fakat bunlarda yüz yok. Yalanı bunlar güle oynaya söylüyor. Ben bunların yalanını takip etmekten bıktık."


Otur oturduğun yerde

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile ilgili olarak, ''Otur oturduğun yerde, ne işin var böyle gazete gazete dolaşıyorsun? Otur. Otur da bey zannetsinler yahu. Hala rahat durmuyorsun, 87 yaşında hala ortalığı karıştırıyorsun'' şeklinde konuştu.

AK Parti'nin, milletin partisi olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

''AK Parti'nin rotasını çeteler çizemez, AK Parti'nin rotasını kasetler çizemez, AK Parti'nin rotasını sadece ve sadece millet çizer. AK Parti 'ben' ifadesini kullanmaz, 'biz' ifadesini kullanır. AK Parti'nin kerameti kendinden değil, sizden menkuldür.

Sayın Kılıçdaroğlu; Yozgat'ın çok güzel bir türküsü var, Yozgat Sürmelisi. Nida Tüfekçi'nin... Ne diyor? 'Dersini almış da ediyor ezber'. Yozgat'ın bir evladı Nida Tüfekçi bunu söylüyor. Sen ey Kılıçdaroğlu, 12 Eylül'de bu milletten dersini aldın ama hala ezberleyemedin. Sen akıl hocandan, CHP'nin ikinci Milli Şefinin dizinin dibinde dersini almaya devam et. Dersini güzelce ezberle. Önce bir çırak ol, çırak.''


Günlükteki Kılıçdaroğlu-Demirel ilişkisi

Bir gazetecinin, dün internet günlüğünde yazdığı ifadeleri gündeme getiren Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

''(CHP'de, listeler belirlenmeden önce Demirel, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu aradı. Hem de bir kez değil. CHP'ye, 'Haberal' baskısı yaptı). 'Nereden mi biliyorum?' diye soruyor gazeteci ve cevabını veriyor: Bu telefon görüşmelerinin birine tanık oldum da, şahit oldum da ondan diyor. Bu telefona tanık olduğumda, yazmamam istenmişti, 'off the record' diyorlar buna... Bugün bu isteğin geçerliliğini yitirdiğini düşünüyorum diyor. 

Ben söylemiyorum, bayan gazeteci söylüyor. Ah ah... Neler oluyor ya... Milletten neler gizleniyor, ne dolaplar dönüyor... Meydanlarda 'ben Kemalim', 'ben dürüstüm', 'ben yalan söylemem' diye gezinen Bay Kemal, meğer nerelerden talimat alıyor, ne dolaplar çeviriyor... Bay Kemal, sen çırak bile olamadın yahu... Belki bu beyefendiyi tanımazsın. Ben buradan, Yozgat'tan kendisine bazı ipuçları vereyim. Bakın, bu beyefendi, CHP'ye geçmişte neler söylemiş: -Bu beyefendinin ismini söylememe gerek var mı?- Diyor ki; 'CHP, ülkede çıkan kanunsuz olayların baş tertipçisi ve tahrikçisidir'...''